Dünya tarihinin akışını değiştiren, Kurtuluş Savaşı’nın temellerinin atıldığı, milletimizin özgürlük ve bağımsızlık uğruna kanlarını döktüğü bir asırlık destan Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yıl dönümü ile Şehitleri Anma Günü, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde (AİBÜ) düzenlenen programla kutlandı. Programa, Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Bahar ve Prof. Dr. Mustafa Gencer ile Bolu 2. Komanda Tugay Komutanlığı’ndan askerler ile öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun, “Allah tekrar Çanakkale Savaşları’ndaki gibi bir durum içerisine bizi düşürmesin ancak Çanakkale ruhunu da bizlerden eksik etmesin. Bu topraklarda bu ruhu yaşamak ve geleceğe aktarmak durumundayız, böyle topraklarda yaşıyoruz. Çanakkale’de ve diğer tüm savaşlarda şehit olan evlatlarımızın ruhları şad olsun diyorum, gazilerimize ve ailelerine de şükranlarımı arz ediyorum.” diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Düzcü, ‘100’üncü Yılında Çanakkale: Cephe, Şehir ve İnsan’ konulu konferans verdi. Çanakkale’yi Türk ve İslam dünyası için son kale, son karakol olarak niteleyen Düzcü, o dönem bu kalenin düşmesi durumunda özgür bir Türk ve İslam dünyasının kalmayacağına dikkati çekti.
‘Çanakkale, Mustafa Kemal Paşa’yı Bize Armağan Eden Cephedir.’
Osmanlı’nın varlığını ispat ettiği en önemli cephenin Çanakkale olduğuna dikkati çeken Düzcü, “Çanakkale cephesi aynı zamanda büyük komutanlarımızın yetiştiği bir cephedir. İleride Milli Mücadelemizi ve yine Mustafa Kemal Paşa’yı bize armağan eden cephedir. Birinci, ikinci siperdekiler… Az sonra ölecekler, bilenler Kuran-ı Kerim okuyor, bilmeyenler Kelime-i Şehadet getiriyor. İşte ‘Bu ne yüce ruh. Bizi kurtaran bu ruhtur.’ diyen Mustafa Kemal Paşa’yı çıkarıyor Çanakkale cephesi. Cevat Paşa’yı çıkarıyor, çok azımız bilir Cevat Paşa’yı. Çanakkale’nin bütün o tabyalarının, levazım ve ekipmanlarının hazırlanmasında kesinlikle Cevat Paşa’nın büyük katkısı vardır.” ifadelerini kullandı.
1913’te İngiltere’ye iki gemi siparişi verildiğini ancak İngiltere’nin Almanya ile savaş imzalandığı gün gemileri Osmanlı’ya satmaktan vazgeçtiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Düzcü, “Bunlar Reşadiye ve Sultan Osman zırhlıları. 11 milyon altın karşılığındaki zırhlıları almak için Anadolu’daki tüm Müslümanlar, herkes altınını, ellerinde avuçlarında ne varsa bağışlarlar; parası olan para verir, olmayan saçlarını verir. Evet cephede kızlarımız da vardı. O dönem İngiltere ve Avrupa’da peruk modası vardı ve bu moda için gerçek saç kullanılıyordu. Kızlarımız da saçlarını kesip gönderiyordu. Aynı zamanda çeyizliklerini de satıyorlardı.” şeklinde konuştu.
‘Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun’
Çanakkale’de Edirne’den Kars’a Suriye’den Irak ve Kudüs’e kadar her yerden şehitlerimiz olduğunu ifade eden Düzcü, konferansını “Böylece Osmanlı ilk defa Çanakkale’de millet olma şuurunu bir vatan şuurunda topladı. Tüm şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.” diyerek tamamladı.
Konferansın sonunda Yrd. Doç. Dr. Levent Düzcü’ye Rektör Coşkun tarafından teşekkür plaketi ve çiçek takdim edildi. Program, AİBÜ Akademik Oda Orkestrası’nın konseri ile sona erdi. Konserin sonunda ise Müzik Eğitimi AD öğretim elemanlarından oluşan orkestra üyelerine, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Gencer çiçek verdi.