Üniversitemiz Öğretim Görevlisi Ümit Öztürk’ün, Bolu’nun sembollerinden Köroğlu ve Ayvaz efsanesini yapay zekâ araçlarıyla canlandırarak modern bir dijital hikâyeye dönüştürdüğü kısa filmi, TRT Haber’de yayımlandı. Kısa film projesi, Bolu Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu kapsamında hazırlanıp yayınlandı ve sergilendi.
Uzun yıllar Anadolu mitleri, destanları ve efsaneleri üzerine araştırmalar yapan ve birçoğu sadece sözlü anlatımlarda yaşayan bu hikayeleri teknolojiyle birleştiren Öztürk, asistanı Ayşe Karakaya ile ilk olarak Köroğlu ve Ayvaz efsanesini yapay zekâ araçlarıyla dijital ortamda yeniden canlandırdı.
Filmin her sahnesi, Bolu’nun ruhunu yansıtıyor
Öztürk, senaryo yazımında yapay zekanın dil modellerinden faydalandığı filmin görsellerinde dijital illüstrasyon ve generatif görsel motorları kullandı; seslendirmeler ve müzikler ise yapay zekâ destekli sistemlerle üretildi. Bolu’nun 8 ilçesinin -Seben, Mudurnu, Kıbrıscık, Göynük, Gerede, Yeniçağa, Dörtdivan ve Mengen- dijital olarak yeniden yorumlandığı filmin her sahnesi, bu yörelerin doğasını ve ruhunu taşıyor.
Filmde; Köroğlu’nun Abant Gölü kıyısında atını durdurduğu sahnede rüzgârın sesi gerçek gibi duyuluyor; Ayvaz’ın Seben’in kaya evleri önünde dua ettiği karede, taşların soğuğu hissediliyor; Göynük Zafer Kulesi’nde gün batarken, Bolu’nun binlerce yıllık tarihinin yankısı yeniden duyuluyor.
Köroğlu ve Ayvaz’ın hikayesi anlatılıyor
Anadolu’nun yazılı olmayan kültürünü teknolojiyle harmanlayan bir sanat deneyi olarak karşımıza çıkan bu önemli film, Köroğlu ve Ayvaz’ın hikayesini anlatıyor. Ancak Anadolu’nun her bir köşesinde anlatılan, dağlarından ovalarına, şehirlerinden köylerine uzanan sayısız destanı var. Tarsus’ta Şahmaran, Manisa’da Sarıkız, Eskişehir’de Nasreddin Hoca, Malatya’da Battal Gazi, Kars’ta Dede Korkut, Karacaoğlan, Dadaloğlu ve daha niceleri… Her biri bu toprakların hikayesi ve kültür hazinesi.
Anadolu’nun kültürel mirasından dijital bellek oluşturulup yeni nesillere aktarılıyor
Öztürk, amacının bu sözlü anlatımları da modern dijital hikayelere dönüştürmek olduğunu vurgulayarak, Anadolu’nun kültürel mirasından dijital bir bellek oluşturmak ve bunu yeni nesillere aktarmak istediğini söyledi. Teknolojiyi kültürle birleştiren bir yolculuğa çıktığını anlatan Öztürk, özetle “Ama şunu hep aklımda tuttum: Teknoloji bir araçtır, ama hikâyenin kalbi insandır. Çünkü bu efsaneler, sadece geçmişin değil, kimliğimizin, kültürümüzün ve geleceğimizin bir parçasıdır. Yapay zekâ da artık sadece bilim ve teknoloji değil, doğru ellerde, duygunun, sanatın ve hafızanın yeni dilidir. Yapay zekayı da duygusuz bir makine olarak değil, hikâye anlatımında bize yeni pencereler açan bir ortak olarak gördüm.” ifadelerini kullandı.
Anadolu’nun binlerce yıllık hikayeleri, dijital çağın araçlarıyla hayat buluyor
Köroğlu ve Ayvaz’ın dijital hikayesinin sadece bir film değil, bir kültür köprüsü olduğuna vurgu yapan Öztürk, özetle “Benim için bu film, teknolojiyi Anadolu’nun sıcak kalbiyle buluşturmak anlamına geliyor. İşte tam o kesişimde doğdu bu film: Köroğlu ve Ayvaz-Efsaneden Piksele. Bugün Bolu’dan başladık ama hedefim Anadolu’nun tamamı. Çünkü ben inanıyorum ki, eğer geçmişimizi teknolojiyle anlatabilirsek, geleceğimizi çok daha güçlü kurabiliriz. Ve bu sadece başlangıç. Çünkü bu toprakların her efsanesi, yeniden anlatılmayı hak ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
























































































































