İyi beslenme ve sağlıklı yaşam konularında verdiği aydınlatıcı bilgilerle tanınan Dr. Ender Saraç, Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün düzenlediği geleneksel Çınaraltı Gençlik Söyleşileri kapsamında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde (BAİBÜ) gerçekleştirilen “Kendine İyi Bak” konferansının konuğu oldu.
İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi Salonda düzenlenen konferansa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Bolu Gençlik ve Spor İl Müdürü Şerafettin Çilkara, akademik ve idari personel ve müdürlük çalışanları ile öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta Dr. Ender Saraç, son aylarda tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkileyen koronavirüsten korunmanın yollarını anlattı.
Hastalığın seyrinin soğuk algınlığı gibi olduğunu ancak akciğer iltihabıyla geliştiğini anlatan Dr. Saraç, “Koronavirüs, risk grubundakiler dışında aslında çok ölümcül bir virüs değil.” vurgusu yaptı.
“Ancak koronavirüs; şeker hastalığı, yüksek tansiyon, böbrek ve karaciğer yetmezliği, vitamin eksikliği, kortizon kullanma, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanma, obezite, kanser, koah, akciğer hastalıkları gibi durumlarda ölümcül olabiliyor.” diyen Dr. Saraç, “Sağlıklı ve genç insanlar hasta olmuyor belki ama yaşlı insanlara ve risk grubundakilere bulaştırıyorsunuz. Şimdi 3 hafta boyunca memleketlerinize döneceksiniz. Eve gittiğinizde ilk iş güzelce sabunlanın, şampuanlanın, mutlaka hemen bir duş alın. Dişlerinizi fırçalayın, tırnak ve el bakımınızı ihmal etmeyin. Belli yaşın üzerindeki yakınlarınızdan daha uzak durmaya çalışın. Koronavirüs belirtilerini gösteriyorsanız, mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurun. Çünkü erken teşhis hayat kurtarıyor.” dedi.
“Maskeyi Sadece Hastalar Kullanmalı, Maskeye Karanfil veya Defne Yağı Damlatılabilir”
Virüsten korunmak için günlük yaşamda maske kullanımına da değinen Dr. Saraç, “Maske kullanımına ilişkin Sağlık Bakanlığı da bir açıklama yaptı. Eğer hastaysanız diğer insanlara bulaştırma riskini azaltmak için maske kullanılması gerekiyor. Bu durumda da neredeyse bütün yüzü kaplayan ve terleten bir maske değil daha basit bir maskeye, maskenin dışına ve içine birer damla karanfil yağı veya defne yağı sürerek kullanabilirsiniz. Bu keskin aromatik damla, virüs girdiği yerde öldürücü olacaktır. Bu, burun ve ağızdan size virüs bulaşma riskini azaltır.” diye konuştu.
Koronavirüsten korunmanın yollarından birinin iyi beslenme olduğunun altını çizen Dr. Saraç, “Özellikle şu günlerde iyi beslenmeli ve kan şekerini çok yükseltmemeli. Çünkü bütün virüsler şekeri seviyorlar. Şu dönem özellikle pilav, makarna, börek, kek, pasta, gofret, çikolata gibi gıdaları yerseniz, bir de mısır şurubu içeren ürünleri ve şekerli içeçekleri tüketirseniz virüse açık hale gelirsiniz.” dedi.
Dr. Ender Saraç, özetle şunları ifade etti:
“İşlenmemiş ürünlerden üretilen kaliteli proteinler tüketmek gerekiyor. Et, köfte, serbest gezen tavuk, balık, peynir, yoğurt, süt gibi hayvansal proteinler, deniz ürünleri, yine bitkisel proteinler de faydalı. Örneğin; yeşil, kırmızı, sarı mercimek, börülce, kuru fasulye, nohut gibi. Bir de demir eksikliği varsa ki halkımız da çok yaygın. Örneğin, siyah çay kansızlık yapıyor. Demir içeren gıdalar yedikten sonra, bunun 20 dakika öncesi ve sonrasında siyah çay veya süt ve süt ürünleri tükettiğiniz zaman bunlardan tam şifa alamıyorsunuz. Kansızlığın giderilmesi için yeşil mercimek, kivi, kırmızı et, özellikle erik pestili gibi bunlarda demir oranı yüksek. Demirin emilimini C vitamini artırır. Hiçbirşey yoksa limon sık, eskiden etin üzerine limon sıkarlardı. Bunları C vitamini ile birlikte tüketmek, demirin emilimini artırıyor. C vitaminin de yeterli alınması gerekiyor vücuda. C vitamini, koronavirüse karşı korunmak için oldukça faydalı. Koronavirüsten korunmak için kansızlığınızı düzeltin dedik, yeterli C vitamini alın dedik. Bir de çinko da bağışıklık sistemi için önemli. Çinko, en basit ve en ucuz, kavrulmamış kabak çekirdeğinde var. Kırmızı ette, kabuklu deniz mahsullerinde, antep fıstığında çinko var. Günde bir avuç, tuzsuz, kavrulmamış kabak çekirdeği almanızda fayda var. Bazı gıdalar doğal antibiyotik yerine geçiyor. Sarımsak, soğan, pırasa, tane karanfil, brokoli, taze zencefil, brüksel lahanası, beyaz ve kara lahana. Bunlar genelde mikropların, mikroorganizmaların üremesini yavaşlatıcı bir etkiye sahip. Özellikle ağız yoluyla bulaşma riski olan mikroorganizmalara karşı günde 3-4 kere birkaç tane karanfil ağzınıza alıp hafifçe çiğnerseniz, bu yolla bulaşan virüsün riskini azaltırsınız.
“D Vitamininiz Düşükse, Bağışıklık Sisteminiz Ne Yaparsanız Yapın Çalışmaz”
Eğer hastalık bulunduğunuz bölgede varsa, haftada bir ozon tedavisi olabilirsiniz. Ozon çok güçlü bir dezenfektan. D vitamini yine çok önemli. Çünkü Türkiye’de pek çok kişinin D3 vitamini düşük. Eğer unutkanlık ve halsizlik varsa, göbek çevresinde yağlanma varsa, bağışlık sistemin zayıflıyorsa, mutlaka vitamin D3’e baktırın. Çünkü, D vitaminin düşükse, ne yaparsan yap bağışıklık sistemin çalışmaz. Vitamin D3 takviyesi ile bağışıklık sistemin yükselir; sadece koronaya karşı değil, kansere, alzheimera, kemik erimesine, yorgunluğa, unutkanlığa birçok hastalığa karşı korunursunuz.”
Soru cevap bölümünün ardından konferans, teşekkür plaketi ve hediye takdiminin ardından sona erdi.