Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirilen Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği (BKÜB) toplantısına katıldı. Dönem başkanlığını Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı’nın yaptığı Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği dönem toplantısı, birlik üyesi 13 üniversitenin Rektörlerinin katılımlarıyla, Üniversitemiz Senato Odası’nda iki oturumda gerçekleştirildi.
Toplantıya; YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, BAİBÜ Rektörü ve BKÜB Dönem Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Özdemir, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şükrü Beydemir, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kocaeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Küçük, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını, BAİBÜ Rektörü ve BKÜB Dönem Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alişarlı yaptı. Rektör Alişarlı, konuşmasına “Hayırseverlerin Üniversitesi Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitemize hoş geldiniz” diyerek başladı.
Rektör Alişarlı: “Salgında Elde Ettiğimiz Olumlu Gelişmeler Doğrultusunda, Yeni Eğitim-Öğretim Döneminde Yüz Yüz Eğitimle Öğrencilerimize Şükürler Olsun Kavuştuk.”
Zor zamanlardan geçtiğimiz pandemi süresince, tüm sorunları ancak beraberce hareket ettiğimizde aşabileceğimizi gördüğümüzü hatırlatan Rektör Alişarlı, “Kişisel olarak maske, mesafe ve hijyen kurallarına riayet eden vatandaşlarımızın ve cansiperane çalışan sağlık çalışanlarımızın emekleriyle, sağlık sistemimizin gücü ve etkinliği birleşerek, tüm dünyanın muzdarip olduğu bu dönemde büyük kazanımlar elde ettik. Yurt çapında Sağlık Bakanımız tarafından başarıyla uygulanan aşı seferberliği sayesinde, salgının etkisini en aza indirerek, normal yaşama dönme umudumuzun giderek artığını hepimiz yaşıyoruz. Bu olumlu gelişmeler doğrultusunda, yeni eğitim-öğretim döneminde yüz yüze eğitimle öğrencilerimize şükürler olsun kavuştuk. Eğitim ve öğretimin yüz yüze devamı için, bizler aşılamanın önemine inanarak, tüm akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimize aşılarını mutlaka yaptırmaları hususunda, ‘Aşınızı olun, kampüsünüze kavuşun.’ sloganıyla çağrıda bulunduk. Şükürler olsun, büyük bir oranla öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz buna karşılık verdiler. Böylelikle, tüm Türkiye’de olduğu gibi üniversitemizde de yüz yüze eğitime başlamış olduk. Yüz yüze eğitimin devamı için de, aynı çağrıyı vurguluyor ve buradan bir kez daha aşı olmayı ihmal etmemelerini tekrar ediyoruz.” diye konuştu.
Rektör Alişarlı: “Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği’nin Kuruluş Amacı, Güç Birliği Yapmak.”
Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği’nin kuruluş ve tarihçesi hakkında bilgi veren Rektör Alişarlı, “Birliğimiz, 11 Temmuz 1992’de kurulan Zonguldak Kara Elmas Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve Abant İzzet Baysal Üniversitelerinin 24 Şubat 2007’de Safranbolu’da yaptıkları toplantıyla Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği adıyla kurdukları önemli bir oluşum. Bu birliğin kurulmasındaki en büyük amaçlardan bir tanesi, güç birliği yaparak, hem akademik personelin karşılıklı değişimi, aynı zamanda öğrencilerin daha iyi eğitim alması için fiziki ortamların paylaşımı ve ortak çalışmaların yapılması”
Rektör Alişarlı: “Birlik Çalışmalarını, İyi Uygulama Olarak, Birlik Üyesi Olmayan Üniversitelere de Salık Veriyoruz.”
Rektör Alişarlı konuşmasının devamında pandemi kısıtlamalarının kalkmasıyla çalışmalara hız vereceklerini vurguladı. Birlik toplantılarından büyük verim aldıklarını ve her katılan üniversitenin yeni bir kültür ve birikimiyle BKÜB oluşumuna güç verdiğini aktardı.
Birlik toplantıların katkılarına vurgu yapan Alişarlı; Toplantılar neticesinde, üniversitelerimizin yaptığı çalışmalar, iyi uygulama örnekleri paylaşılıyor. Aynı zamanda ortak neler yapılacağına karar veriliyor. Bu sayede her bir üniversitenin rektörü, kendisine buradan rol model seçip, uygulamaya koyuyor. Fikir alışverişi yaptığımız BKÜB toplantıları sayesinde epey yol aldık. Çünkü her üniversitemiz kendi kültürüyle bu toplantıya katılıyor, karşılıklı bir müzakere ile ortak adımlar atılıyor. Kendi aramızda kısmi birliktelikler kurarak aramızda yaptığımız protokoller neticesinde, kendi üniversitelerimizdeki imkanları diğer arkadaşlarımızla paylaştık. Örnek olarak cihaz paylaşımları yaparak mükerrer desteklerin önüne geçtik. Bu şekilde hem üniversitelerimize hem devletimize ciddi katkılar sunduğumuzu düşünüyorum. Bu birlikteliği, iyi uygulama olarak, birlik üyesi olmayan üniversitelere de salık veriyoruz. Ayrıca Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği’nin üyesi Rektörler olarak diğer Üniversitelerle her türlü bilgi paylaşımına ve ortak çalışmalara hazır olduğumuzu beyan etmek istiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
YÖK Başkanı Özvar: “Toplantının Temel Gündemi, İyi Bir Üniversite Nasıl Olur? Sorusunun Cevabıdır.”
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği üyesi üniversitelerin rektörlerine yönelik selamlama konuşması yaptı. “Orta Karadeniz’den Doğu Marmara’ya uzanan havzadaki üniversitelerimizin birimlerini bir potada değerlendirme imkânı sağlayan bu birliğin, dönem toplantısı vesilesiyle Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ndeyiz. Rektörümüze, üniversitemize misafirperverlikleri dolayısıyla teşekkür ederim.” diyerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Özvar, “Bugünkü toplantımızın temel gündemi olarak, bu birliğin kuruluş amacını da oluşturduğunu düşündüğüm ‘iyi bir üniversite’ fikri üzerine tasarladığım düşüncelerimi paylaşmak isterim. İyi bir üniversite nasıl olur? İyi bir üniversite, öğrencilerine neyi, nasıl kazandırır? İyi bir üniversitenin öğretim elemanları nasıl olur? İyi bir üniversite topluma ne verir? Bugün iyi üniversitelerimizden ne bekleniyor? gibi sorular, bugün Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği toplantısında ele alacağımız gündem maddelerinden bir kısmını oluşturacaktır.” dedi.
YÖK Başkanı Özvar: “Bir Üniversite Ne Eğitimden ve Öğretimden, Ne de Araştırmadan Vazgeçebilir.”
Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği’nin, iyi bir üniversitenin nasıl ortaya çıkarılacağı ideali doğrultusunda bir arayışın sonucu ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Özvar, “Bir yandan katma değer içeren, değer üreten bilimsel araştırmalar yapmak, diğer yandan da eleştirel ve analitik düşünebilen bireyler yetiştirmek, bu idealin en temel iki sac ayağı olarak ifade edilebilir. Araştırmayı bilen, sistematik düşünce kabiliyetini geliştirmiş, disipliner bilgi ile donanmış, disiplinlerarasılığın öneminin bilincinde bireylerden oluşan nesiller, insanımızın, milletimizin ve medeniyetimizin geleceği için çok önemlidir diye düşünüyorum. İyi bir üniversite, eğitim-araştırma ikiliğine kapılmadan, muhitini, çevresini ve içinde bulunduğu tabiri caizse piyasayı da bu denkleme dahil eden entegre bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu yaklaşımda, öncelik yerine eş zamanlılık esastır. Yani bu 3 unsurun birlikte yürütüldüğü bir usülden söz ediyoruz. Bir üniversite ne eğitimden ve öğretimden, ne de araştırmadan vazgeçebilir. Aslında ne sadece eğitim, ne de sadece araştırma yapan bir kurumdur. Bunlara ilaveten belki son yıllarda da bütün üniversitelere bir misyon olarak ortaya konulmuş olan girişimciliği de buna ekleyebiliriz. Bu bakımdan üniversitenin ürettiği değerlerin kıymet kazanacağı piyasaları da gözardı edemeyiz. Diplomasını aldığında disipliner birikimiyle iş gücü piyasasına atılmaya hazır mezunlar yetiştirmek, iyi üniversitenin bir diğer göstergesidir. Bu bağlamda vurgulamak istediğim bir diğer husus, üniversitelerimizin kendi mezunlarının istihdamlarını izleyen bir yönetim anlayışını hayata geçirmek gerekliliğidir. Üniversitelerimizde mezun takip sistemlerinin özenle ve hızla hayata geçirilmesi, bu sistemlere sahip üniversitelerimizde ise aktif hale dönüştürülmesi ve daha işlevsel kılınmasını dilemekteyim.” diye konuştu.
YÖK Başkanı Özvar: “Bilimin Gelişmesinin Temeli, Araştırmaların Erişilebilir Olması ve Bunun Üzerinden Yapılacak İlmi Tartışmalardır.”
İyi üniversitenin nasıl olması gerektiğini açıklamayı sürdüren Prof. Dr. Özvar, “İyi bir üniversite, yerelden evrensele uzanan her düzeyde milletine, medeniyetine ve insanlığa katkı sağlama motivasyonu üzerine inşa edilendir. Her düzeyde soru ve sorunlara cevap aramak, çözüm üretmek, bu bağlamda hepimizin üzerine düşen en büyük görevdir. İyi üniversite üzerine düşünmeyi, her bir üniversite üzerinde de sürdürebiliriz. Üniversitelerimiz, iç ve dış tüm paydaşları ile yapacakları anket ya da mülakat gibi araştırmalarla, ilgili tüm aktörlerin üniversiteye dahil görüşlerini tespit edebilir ve özgün bir iyi üniversite vizyonu inşa edebilir. İyi üniversitenin tecessüm ettiği alan ise, akademik üretimdir. Bilimin gelişmesinin temeli, araştırmaların erişilebilir olması ve bunun üzerinden yapılacak ilmi tartışmalardır. Yazmak, tarihe not düşmek ise, yayınlar bir anlamda ‘Ben buradayım’ demek, temsil ettiği değerlerin sözcülüğünü üstlenmek, evrensel bilgi birikimine katkı sağlamak demektir. Bu bağlamda, araştırmaların üniversitelerimizce teşvik edilmesi, özel bir önem arz ediyor. Araştırma merkezleri, donanım, kütüphaneler, elverişli çalışma ortamları, ofis koşulları veya benzeri parametrelerin iyileştirilmesinden söz ediyor.” ifadelerini kullandı.
YÖK Başkanı Özvar: “Bir Kere Daha Vurgulamak İsterim ki, 2023 Hedeflerimiz Çerçevesinde Bilimsel Üretkenlik Büyük Bir Önem Taşıyor.”
Prof. Dr. Özvar, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir kere daha vurgulamak isterim ki, 2023 hedeflerimiz çerçevesinde bilimsel üretkenlik büyük bir önem taşıyor. Bilimsel araştırmaların ve teknolojinin bir yarışa döndüğü günümüz dünyasında, ayakta kalmanın yegâne yolu, daha çok çalışmak ve üretmektir. Bilimsel üretkenlik, bir muhit ve iklim içinde inkişaf ediyorsa, bizlere düşen en önemli vazife, bilim insanlarının içinde huzurlu ve mutlu çalışacakları ve üretmeye teşvik edecekleri bu muhit veya iklimi inşa etmek veya geliştirmektir. Bunu başarmak ise, yönetimlerin yani hepimizin akademik performansı esas alan bir yönetim felsefesini benimsememize ve icra etmemize bağlıdır. Öğretim elemanlarının bütün bilimsel üretiminin yakından izlenerek, üniversite için yönetim politikaları mutlaka oluşturulmalıdır. Atama, yükseltme, proje destekleme ve teşvik mekanizmaları üretkenlik esasına göre yapılmalıdır. İyi bir üniversitenin tecessüm ettiği diğer bir alan, uluslararasılaşma düzeyidir. Son yıllarda, Yükseköğretim Kurulumuz uluslararasılaşmayı stratejik bir hedef olarak belirlemiş ve bu hususta üniversitelerimizi bir hayli teşvik etmiştir. Bunun yanı sıra üniversitelerimiz de, uluslararası öğrenciler için birer çekim alanı niteliği kazanmayı, kendilerine şiar edinmelidirler. Elimdeki verilere bakıyorum: YÖK burslusu olarak, Türkiye’de lisans ve lisanüstü eğitim gören 255 öğrenci var. Bunların yaklaşık 3’te 1’lik kısmının birlik bünyesinde olduğunu tespit ettim. Bu bakımdan birlikteki üniversitelerin YÖK burslusu öğrencileri barındırma noktasında bir hayli yüksek kapasite sergilediğini buradan paylaşabilirim. Birliğimizin içerisinde araştırma üniversitemiz olduğu gibi, bölgesel kalkınma odaklı üniversitelerimiz, köklü kurumlarımızın yanında, yeni kurulmuş genç üniversitelerimiz de var. Dolayısıyla, bu birlik zengin bir kültürel yükseköğretim mirasını, kendi içinde taşıdığını belirtmek istiyorum.”
YÖK Başkanı Özvar: “Üniversitelerimiz Arasında Devlet ve Vakıf Ayrımı Yapmasak da, Vakıf Desteği Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bağlamında Vurgulanması Gereken Bir Husustur.”
Prof. Dr. Özvar, “Bu toplantıya ev sahipliği yapan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı’ya misafirperverliği vesilesiyle bir kez daha teşekkür etmek isterim. Bildiğiniz gibi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ülkemizdeki devlet ve vakıf üniversitelerinin yanında vakıf destekli devlet üniversitesi görünümüyle alternatif bir model durumundadır. Her ne kadar eğitim-öğretim hizmeti vermek bakımından üniversitelerimiz arasında devlet ve vakıf ayrımı yapmasak da, vakıf desteği Abant İzzet Baysal Üniversitesi bağlamında vurgulanması gereken bir husustur.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Özvar, konuşmasını “Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği’nin dönem toplantılarının kendisinden beklenen verimliliği sağlaması temennisiyle, birlik üyesi bütün üniversitelerimizin ve yöneticilerinin, bu başarılı çalışmalarının devamını temenni ve niyaz ediyorum. Kendi adıma, her bir kurumumuzun iyi üniversitenin işaret ettiği kapasite ve potansiyele sahip olduğunu ve dünya çapında bir başarı hikayesi inşa edebileceğine canı gönülden inanıyorum. Bugün burada, birlik üyesi üniversitelerimizle birlikte, bu ifade ettiğim sorular çerçevesinde Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının genel durumunu birlikte müzakere edeceğiz ve geleceği ilişkin bazı yeni bakış açıları ve perspektifler üretmeye çalışacağız.” diyerek tamamladı.
Açılış ve selamlama konuşmalarının ardından, iki oturum şeklinde planlan Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği dönem toplantısı gerçekleştirildi.