İhtisasını Tıp alanında yapmış olmasına karşın turizme duyduğu ilgi nedeniyle mesleğini değiştirerek oteller zinciri kuran ve 8 bini aşkın insana istihdam sağlayan Türkiye’nin dünyaca ünlü turizmcisi Dr. Cem Kınay, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde (BAİBÜ) düzenlenen söyleşide geleceğin turizmini anlattı; öğrencilere kariyer tüyoları verdi.
Üniversitemiz Turizm Fakültesi ile Kariyer Planlama ve Mezun İzleme Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Asım Saldamlı moderatörlüğünde “Dünden Yarına Turizm” konusunun ele alındığı söyleşi düzenlendi. Kongre Merkezi Bordo Salonda gerçekleştirilen etkinliğe, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Bolu İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Asım Saldamlı, akademisyenler ile Turizm Fakültesi ve Mengen Meslek Yüksekokulu öğrencileri katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Asım Saldamlı, “Turizm Fakültesi olarak, Bolu ve Karadeniz Bölgesi öncelikli olmak üzere Türkiye turizmine katkı vermek için çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, “Bu çalışmalar sadece akademik anlamda değil, yıllardır sektörün içinde bulunmuş, sektöre yön verebilen ve bu deneyimlerini bizimle paylaşacak önemli isimlerin birikimlerini de değerlendirmeye ihtiyacımız var. Bu bağlamda turizmin dünü ve geleceğinin ne olacağı konusunda bir konferans gerçekleştirmek istedik.” dedi ve “Yılın Turizmcisi” ve “Yılın İş İnsanı” gibi ulusal ve uluslararası ödüllere sahip ünlü turizmci Cem Kınay’ın özgeçmişi hakkında öğrencilere bilgi verdi.
Açılış konuşmasının ardından ünlü turizmci Cem Kınay, turizmin geleceği ve yeni nesil turizm hakkında öğrencilerle keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Turizmin, dünyanın en güzel, en heyecanlı, en kültür ve bilgi dolu sektörlerinden biri olduğunu belirten Kınay, pandemi krizinden önce dünya nüfusunun 1.5 milyarının seyahat ettiğini, pandeminin etkisinin azalmasıyla birlikte önümüzdeki yıllarda bu sayının 2.5 milyar insan olmasının beklendiğini kaydederek, son yıllarda dijital dünyanın gelişmesiyle birlikte, dünyanın gün geçtikçe küçüldüğünü ve bütün insanlar için ulaşılabilir olduğunu söyledi.
“Anadolu’daki Kervansaraylar, Dünyanın da İlk Otelleridir.”
Seyahat eden sayısının artmasında Türkiye’nin rolünün de büyük olduğunu vurgulayan Kınay, özetle “Türkiye’de seyahat 30-40 sene önce başlamadı aslında, 800 sene önce başlamış. Hatta bunlar için kervansaraylar yapılmış. Dünyanın en çok kervansarayı olan ülkesindeyiz. Her ne kadar bu kervansarayların çoğu maalesef kullanılacak durumda olmasa da, Bolu’yu da gezerken mutlaka kervansaraylara uğrayın, Selçuklu döneminde 800 sene önce yapılan kervansaraylar aslında dünyanın da ilk otelleri. Anadolu bu yönüyle otelciliğin de doğduğu yer olarak karşımıza çıkıyor. Ama Türkiye’de modern turizm, son 30-35 senenin konusu. Ben, 1987’de turizme başladığımda Türkiye’deki yatak sayısı 50 bindi. O zaman, Yunanistan’ın tek bir adasında, Rodos’ta 50 bin yatak vardı. Türkiye’ye 1 milyon civarında turist geliyordu. 30 senede ne oldu? Türkiye 2019 yılı itibariyle turizmde dünya ikincisi. Bu sene, pandemiye rağmen dünya beşincisiyiz. Bu nedenle aslında, Türkiye için en çok gelecek vadeden ve Türkiye için belki en önemli sektörde çalışacaksınız.” dedi.
Turizmin ülkemiz için bu derece önem arz etmesine rağmen, Turizm Fakültelerinden mezun olanların sadece yüzde 10’unun turizmde çalışmaya devam ettiğinin altını çizen Kınay, “Yüzde 90’ı maalesef başka mesleklere yöneliyor. Hem üniversitelerin hem de sektörün çözüm araması gerekiyor bu duruma. Sektörün kalifiye insana ihtiyacı var, çünkü Türkiye üst ligde oynuyor. Şu anda Türkiye’de 1 milyon 750 bin yatak var. Antalya, İstanbul gibi şehirler, dünyada ilk 10’da yer alıyor. Turizm sektörünün bir özelliği daha, sektörle paydaş, ortak çalışan 60 sektör var. Yani bu kadar artı değeri olan başka bir sektör yok.” diye konuştu.
“Türkiye, Krizlerden Geri Dönüşü Çok Çabuk Sağlayan Bir Ülke.”
Söyleşide, pandeminin olumsuz etkilerinden de ayrıntılı şekilde söz eden Kınay, “Pandemide maalesef bir-iki hafta içerisinde bu 1.5 milyar insan, seyahat etmeyi kesti. Dünyada 18 bin civarında yolcu uçağı var, bunlardan 17 bini aylar boyu yerde kaldı. 1000’i kargoda kullanıldı. Yani ilk defa dünya, bu hareketlenme trendinde virüs sebebiyle durma noktasına geldi. Sıkıntılı ve geçici bir süre bu durum tabii. Türkiye’de, krizlerden geri dönüşü çok çabuk sağlayan bir ülke. Kaos içinde düzeni seven bir toplumuz biz. Avrupa ya da ABD’de yaşayan insanlar gibi uzun planlar yapamıyoruz. Bir an geriye gidiyor gibi görünsek de, çok çabuk ayağa kalkıp ilerleyebiliyoruz yeniden. Turizmde de böyle. Büyük ihtimalle önümüzdeki sene, 2019 rakamlarını ve ticaretini yeniden yakalayacağız. Turizmdeki dengesizlik ya da turizmin durması, Türkiye’nin bütün ekonomik dengelerini ilgilendiriyor. 60 ilgili sektörle birlikte Türkiye’nin istihdamına çok büyük katkısı olan bir sektör. Pandemi, ileriye dönük planlar yapmamız konusunda önemli dersler verdi bizlere. Pandemi, bütün sektörlere, geleceği yeniden tasarlama noktasında bir olanak sağladı.” şeklinde konuştu.
Cem Kınay, Turizmin Geleceğini Anlattı
Turizmin geleceği hakkındaki düşüncelerini öğrencilerle paylaşan Kınay, özetle “Yeni nesil bir yaşam var artık, sizlerin kararları geleceği belirliyor. Dünya trendlerini takip etmemiz gerekiyor, çünkü çok hızlı değişiyor. Turizmin de trendleri var. Artık herşey deneyimleme üzerine, Turizm de öyle. Yerellik önemli. Örneğin, Bolu’daki yerel öğeler neyse, onların korunması için ne gerekiyorsa yapmak lazım. Çünkü, dışarıdan gelen insanlar yerelle temas kurmak istiyor. Doğa. Pandemide de ortaya çıktı ki, doğaya yaptığımız saygısızlık bu sonuçları doğuruyor. Doğaya ihtiyacımız çok fazla. Turizmin ve yaşamın doğasız olması mümkün değil. Lezzet. Artık seyahatler lezzete göre yapılıyor. Yöresel tatlar, insanların o yöreye gitmesine sebep oluyor. Sosyalleşme, bu kadar restoran ve otelin olmasının ana sebebi, insanların sosyalleşme isteği. Dijitalleşme, bugün hayatımız artık bu telefonların içinde. Dijital çalışma ve yönetme, yine pandeminin kazançlarından biri oldu. Bu artık bir yaşam ve çalışma modeli oldu. Sağlık. Artık çok önemli. Bolu, buradan kazanç elde edebilecek illerden biri diye düşünüyorum. Özellikle 50 yaş ve üstü grup, parasını sağlık için harcıyor. Sağlık turizminin gelişmesiyle şu anda turizmden elde edilen gelirin 10 milyar dolara çıkması hedeflleniyor. Tasarım. İş modelleri yeniden tasarlanacak. Dijital seyahat kavramı var. Sizler Bolu’da çok muhteşem bir yerde yaşıyorsunuz. İnsanlar bunun için para ödüyor. X, Y kuşaklarının ardından Z kuşağı geliyor ve herşey, önümüzdeki 20-30-40 sene buna göre tasarlanıyor. Sizler de bu tasarımda ya tüketici olarak yer alacaksınız, ya da üretici ve satıcı olarak yer alacaksınız. Dijital göçebeler kavramı var artık. Bunlar beyaz yakalılar. Çalışma hayatının haksızlıkları ve zorluklarından bıkan bu insanlar, özgür olmak istiyorum artık deyip gidiyor bir yerde işini yapmaya devam ediyor; karavanda, otelde, evde işini dijital yapıyor. Çünkü dijital dönüşüm oluştu ve daha da hızlanacak Bugün Portekiz, Endonezya Filipinler gibi ülkelerde dijital göçebe köyleri oluştu. Büyük bir ihtimalle bazı yöreler, dijital göçebelere yönelik hazırlıklar yapacaklar.İnternet hızı bu hayat için yeterli oluyor. Yerellik ön plana çıkacak. Bu yüzden şehirler yerel zenginliklerine çok dikkat etmeliler. Bunun Türkiye’de çok güzel örnekleri var. Dün Abant Gölü’ne gittim ve orada kaldım. Umudum çok arttı. Çok güzel bir ortam buldum orada. Yerelliğe önem verildiğini gördüm. Bunlar çok önemli. Dünya gezginleri de bunu bekliyor.” ifadelerini kullandı.
“Abant’ı, Kartalkaya’yı Sanki Eskiden Yokmuş Gibi Yeniden Sunmalı.”
Bolu’nun da gelecek için kendine yeni bir tasarım yapması gerektiğini vurgulayan Kınay, “Bugün Mardin, Diyarbakır, Gaziantep, Konya…Bu şehirler ciddi ciddi, profesyonellerle yeni tasarımlar yapıyor. Bolu’da vakit kaybetmeden iki şey yapmalı: Bir, şu andaki zenginliklerini dijitale yansıtmak. İki, Bolu için yeni bir çözüm planı. Nedir bu? Abant’ı yeniden sunmalı, Kartalkaya’yı yeniden sunmalı, sanki eskiden yokmuş gibi.” dedi.
Geleceğin seyahatlerinin de değişeceğine vurgu yapan Kınay, “Diyoruz ki, seyahat eden insan sayısı 2.5 milyara çıkacak. Peki nasıl? Çin’deki adam Bolu’ya nasıl gelecek? 15 saatte! Hayır, 3 saatte, 4 saatte gelecek. Çünkü süpersonik uçaklar kullanılacak. Hiç uzak değil, pandemiyle belki birkaç yıl ötelendi o kadar. Uzay yolculuğu yapılıyor artık. Gelecekte en büyük değişim dijital liderlik olacak. Ama tabii ki gelecek sadece teknoloji demek değil. Yüksek teknoloji ve yüksek dokunma. Yani insan faktörü. Dolayısıyla iyi insan olmamız, dürüst insan olmamız, insanları, hayvanları sevmemiz, ailenize, öğretmenlerinize saygılı olmanız. Bunlar herşeyden çok önemli. Bir aşçı, kötü yemek yapabilir ama kötü insan olamaz. Dolayısıyla ilk önce adam olmayı öğrenmek bence en önemlisi. Turizmde de diğer tüm sektörlerde olduğu gibi, iyi ve dürüst insan faktörü en önemlisi.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Soru-cevap bölümünün ardından Dr. Cem Kınay’a Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him ve Dekan Prof. Dr. Asım Saldamlı tarafından teşekkür plaketi ve üzerinde üniversitemizin logosunun olduğu hatıra bir çini tabak takdim edildi.