Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Rektörlüğü’nün, Ziraat Bankası desteğiyle bu yıl 4’üncüsünü gerçekleştirdiği Köroğlu Yazarlık Mektebi’nin kapanış töreni çevrim içi olarak yapıldı.
Öğrencilerimizin kültürel ve sanatsal yeteneklerini geliştirmek, eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla, ilki 2017 yılında gerçekleştirilen Köroğlu Yazarlık Mektebi eğitimlerinin 4’üncüsü, 20 Kasım 2020’de başlamış; Şiir, Hikaye-Roman, Deneme-Portre, Kısa Film-Fotoğraf ve Diksiyon olmak üzere 5 atölyede çevrim içi ve ücretsiz olarak toplam 20 hafta boyunca süren eğitimler, 24 Nisan 2021’de son derslerini yaparak başarıyla tamamlanmıştı.
4’üncü Köroğlu Yazarlık Mektebi’nin kapanış töreni, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı’nın teşrifiyle, çevrim içi olarak yapıldı. Programa; Rektör Alişarlı’nın yanı sıra Köroğlu Yazarlık Mektebi eğitmenleri Adem Karafilik, Emre Ergin, Fahri Tuna, Fatih Peker ve Mehmet Önder ile atölye öğrencileri katıldı.
Program, Köroğlu Yazarlık Mektebi eğitmenlerinin selamlama konuşmalarıyla başladı. Şiir Atölyesi Eğitmeni Adem Karafilik, BAİBÜ Rektörlüğü bünyesinde kurulan Köroğlu Yazarlık Mektebi’nin, 5 atölye ile 4’üncü yılını tamamladığını belirterek, “Amacımız; Kendimiz olmak, hayatı anlamak ve anlamlandırmak. Aynı zamanda, yarını inşa edecek, topluma, kültüre, sanata, edebiyata, estetiğe değer katacak, her yönüyle güçlü bireyler yetişmesi adına, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi öğrencileri arasında şiir yazabilen, hikaye, roman, deneme, makale, portre yazabilen, güzel resim yapabilen, karikatür çizebilen, güzel konuşan, sinema, fotoğraf, görsel tasarım alanlarında ilgili yetenekleri tespit edebilmek, onların eğitimlerini destekleyerek daha donanımlı bireyler olarak hayata katılmalarını sağlamak istiyoruz. Edebiyat, kültür, sanat hayatımızın nitelikli bireyleri olarak yetişmeleri adına, bunlara katkı sunmaları açısından güzel çalışmalar yaptığımıza inanıyorum.” diye konuştu.
“Önceki Atölyelerimize Katılan Öğrencilerimizin İsimlerini Ulusal Dergilerde Görüyorum”
Köroğlu Yazarlık Mektebi Şiir Atölyesi olarak, verimli ve kalıcı çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Karafilik, “Atölye öğrencilerimizle yaptığımız çalışmalar, onların yazdıkları şiirler ve yazılar, ortaya koydukları güzel tablo, bunun en güzel kanıtı. En güzel taraflarından biri, sadece Şiir Atölyesine değil, diğer atölyelere de katılan öğrencilerimizin, sadece katıldıkları atölyelerde değil, diğer alanlarda da kendilerini geliştirmeleri oldu. Birkaç atölyeye katılan öğrencilerimiz oldu. Bir güzel tarafı da, daha önceki yıllarda atölyelerimize katılan öğrencilerimizin isimlerini şu anda ulusal dergilerde görüyorum. Bu sene mezun olan öğrencilerimizin isimlerini de yakında görmeye başlayacağız. Mustafa Alişarlı Hocam, çok teşekkür ediyorum. Bugün attığımız adımlar, bütün hocalarımızın yaptıkları çalışmalar, çok uzak olmayan bir gelecekte meyvesini verecekler. Nitelikli insanların yetişmesi kolay değil. Buna katkı sundunuz. Bütün hocalarıma ve öğrencilerime çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Hikâye-Roman Atölyesi Eğitmeni Emre Ergin ise, “Köroğlu Yazarlık Mektebi’nin 4’üncü yılını tamamlamanın gururunu yaşıyorum.” dedi.
“Hikâye-Roman Atölyemizin, Pandemi Sürecinde Öğrencilerimize Manevi Destek Olarak Hayırlara Vesile Olduğunu Düşünüyorum.”
Edebiyatın pek çok işlevi olduğunu belirten Ergin, “Bunlardan biri, varlığın daha derinleriyle hemhal olmak. Yani yüzeyseli aşabilmek. Bir diğeri, kişilerin kendisini daha isabetli bir şekilde ifade edebilmesi, kendisini daha iyi tanıyabilmesi. Bir de edebiyatın ruha iyi gelen bir tarafı var, pandemi sürecinde öğrencilerimize manevi bir destek olarak, onların sosyalleşme ihtiyacını gideren bir araç olarak bu atölyenin çok büyük hayırlara vesile olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple öncelikle Rektörüme, sonra sponsorumuz Ziraat Bankası’na teşekkür ediyorum. Öğrencilerime de bu oluşumun kıymetini bildikleri ve hakkını verdikleri için teşekkür ediyorum. Bu süreçte atölyemiz, 3 eser verdi. Birincisi, kendi alanında daha yetkin eser veren insanlar. Yani bir yazar olarak onları geliştirmiş olduk. Daha önemlisi ise, yazar olmasa bile, herkesin okur olmasına gerek olduğu için, bu bağlamda daha iyi okurlar ürettiğimizi düşünüyorum. Çünkü eserlerin nasıl üretildiğine şahit olan insanlar, okudukları metinlerin kıymetini de daha iyi bileceklerdir. Hepsinden daha önemlisi, kendi kişiliklerini geliştiren, daha iyi insanlara vesile olduğumuzu umut ediyorum. Umuyorum ki, bir an önce Gülezler Konağı’nı cıvıl cıvıl seslerimizle doldurduğumuz bir döneme yeniden gireriz.” ifadelerini kullandı.
Köroğlu Yazarlık Mektebi’nin kuruluş aşamalarında büyük emeği olan Deneme-Portre Atölyesi Eğitmeni Fahri Tuna ise, Köroğlu Yazarlık Mektebi fikrinin doğuşu ve hayata geçirilmesi süreçlerini ayrıntılı bir şekilde anlatarak, “Köroğlu Yazarlık Mektebi hakkında görüşmek için Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ile bir araya geldik. Bizleri dinledi ve ‘Bu projeyi yapıyoruz’ dedi. 6 Kasım 2017’de atölye çalışmalarımıza başladık. Rektörümüz de henüz yeniydi görevinde. Bir şey daha söyledi Rektörümüz: ‘Ben görevde olduğum sürece bu proje devam edecek.’ Böyle başladık gençler. Şimdi 4’üncü dönemin sonuna geldik” diye konuştu.
“Köroğlu Yazarlık Mektebi, Öğrencilerimizin Manevi Bir Diploma Almasına Vesile Oldu.”
“Bu proje aslında bir tarafıyla edebiyat projesi, bir tarafıyla da medeniyet projesidir.” diyen Tuna, özetle şunları söyledi:
“Hoca Ahmet Yesevi’nin Türkistan şehrinden yola çıkarak tüttürdüğü bu güzel Türkçemizin, bir irfan medeniyetini, bir kalp medeniyetini, bir gönül medeniyetini, bir ihsan medeniyetini adım adım kalplere dokundurma, yeniden bu topraklarda, 1000 yıllık hikâyemizin, serüvenimizin ihyası ve bekası projesidir. Sevgili gençler, bu proje, akademik bir eğitimin dışında sizlerin neredeyse ikinci bir diploma almanıza, gayri resmi bir diploma almanıza, manevi bir diploma almanıza vesile oldu. Bu nedenle o kadar önemli ki. Bunu hayata atılınca, 10 sene sonra, 20 sene sonra fark edeceksiniz. Bu anlamda bu projeyi çok önemsiyorum. Aslında bu tür projelerde yapandan çok yaptıranlar önemli diye düşünüyorum. Bu anlamda bize kalbini, gönlünü açan, sükuneti ardında inanılmaz bir kale gibi arkamızda duran Mustafa Alişarlı Rektör Hocamıza, sizleri kendi evlatlarından ayırmayan Fatih Hocamızın samimiyet ve gayretlerine, Adem Hocamın, Emre Hocamın, Mehmet Hocamın inanılmaz fedakarlıkları ile bu hain virüsün dünyayı esir aldığı şu günlerde, 20 hafta büyük bir gayret, samimiyet ve beceri ile birikimlerini aktarmalarına çok teşekkür etmek istiyorum. Bir teşekkürü de gençlerimize ve onları yetiştiren ailelerine etmek istiyorum. İnanın 5-10 yıl içerisinde pek çok dergide adını göreceğimiz yazarlar yetişiyor. Ben, kendi atölyemden en az beş gencin bu noktaya geleceğine inanıyorum. Diğerleri de nitelikli bir yazar, nitelikli bir okur olacaklar.”
“Atölyemizde Senaryo Yazımı ve Temel Fotoğrafçılık Eğitimleri Gerçekleştirdik.”
Kısa Film-Fotoğraf Atölyesi eğitmeni Fatih Peker ise, “Rektör hocamız, atölyelerin kuruluş aşamalarında, kısa film ve fotoğraf atölyesinin de olmasını istemişti. Eğitmenlik görevini de benim yapmamı isteyince bir taraftan çekindim, bir taraftan çok gururlandım. Hocam, bize burada bir iyilik yaparak bir imkân sağladı. O kapsamda da ilk olarak, Kısa Film atölyesi eğitmeni Batuhan Kurt hocamız ve öğrencilerimizle Bir Değirmendir Bu Dünya belgeselinde Mudurnu Yaylabeli köyünün değirmencilik yapan İsmail amcanın hikâyesini anlatmıştık. Fotoğraf atölyesinde de fotoğraf sergimiz olmuştu. Bu yıl atölyemizde, senaryo üzerinden çalışmalar yaptık. Öğrencilerimize senaryolar yazdırdık. Bu zorlu dönemde öğrencilerimiz senaryolarını yazdılar. İnşallah sinopsislerimize ‘Yazıyorum’ dergimizin son sayısında yer vereceğiz” dedi.
“Gençler İçin Maneviyat Barındıran Sanat Bir İhtiyaçtır.”
Diksiyon Atölyesi Eğitmeni Mehmet Önder ise, konuşmasına Bolu atölye çalışmalarına katılma süreçlerini anlatarak başladı ve özetle şöyle konuştu “Diksiyon atölyesinde, sözel iletişime dair paylaşımlarda bulunduk. Karşılıklı çok şeyler öğrendik. Bütün buluştuğum genç arkadaşlarımla, onların bir gün idareci olacaklarını düşünerek, çok doğru yerlerde kullanabilmeleri için, sanat hususunda fikirlerimi söylüyorum. Gerçekten sanatı ihmal etmeyin. Çünkü bu bizim iletişimimiz için çok kıymetli. Yönetici olduğunuz her kurumda, mutlaka sanatın maneviyatıyla birlikte insanlara ulaşması için çalışın. Altını çizerek söylüyorum, batıda olduğu gibi, örneğin bugün bir Shakespeare’i okuduğunuzda, bir Bach dinlediğinizde Hıristiyanlık teolojisini iliklerinize kadar hissedersiniz. Biz de eksik olan ise maneviyatı sanatın içerisinden komple çıkardığımız için, bu camia sanatı bir nevi dinden, diyanetten uzaklaşmak olarak görmüş. Halbuki, bizim ecdadımıza baktığımız zaman görüyoruz ki, aldığı nefes bile maneviyatlı. Nasıl olur ürettiği sanat maneviyatsız olur? İşte biz, o neslin torunları olarak, yaptığımız her işte bu hususiyeti göz önüne almak ve bu değerlerimizi var etmek mecburiyetindeyiz. Atölyemiz özelinde de şunu söylemek isterim: Dil hususunda milli ve yerli olamayan bir birey ve o bireylerin oluşturduğu toplum, sadece sözde milli ve yerli olabilir. Biz şunu öğrendik: Türkçe karşılığı olan hiçbir kelimenin yabancısını kullanmayacağız. ‘Biz, bizden olanı kullanacağız’ dedik. Önce dilde yerli ve milli olalım dedik. Bunun üzerine hem temel diksiyon çalışmalarını ve kurallarını öğrenerek ilerledik, hem de bu hassasiyetlerle sanatın tüm dalları üzerine konuştuk.”
Selamlama konuşmalarının ardından, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından Köroğlu Yazarlık Mektebi’nin 2017 yılındaki kapanış töreni için hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kültür ve sanatla ilgili görüşlerini içeren video tekrar yayınlandı.
Rektör Alişarlı: “Cumhurbaşkanımızın Önerileri Bu Projenin Hedefiyle Örtüşünce Projeye ‘Evet’ Demiştim.”
Köroğlu Yazarlık Mektebi Kapanış Töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, konuşmasında ilk olarak “Değerli eğitmenlerimizi dinleyince, doğru bir iş yapmış olduğumuzu gördüm. Bu beni ayrıca mutlu etti. Fahri Tuna Hoca, her atölye sonunda öğrencilerine, çalışmanın onlara neler kattığına ilişkin bir anket yapıyor. Bu anketleri okuyunca ayrıca memnun oluyordum. Biraz önce videoda izlediğimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasının, programa özellikle konulmasını istemiştim. Her yıl akademik açılış, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde külliyede yapılıyor. Orada Cumhurbaşkanımız, bazı temenni ve önerileri bildiriyor. Biz bunların hepsini bir emir telakki ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın kaliteli eğitmenlerin yetişmesiyle ilgili vurgusu ardından Fahri Tuna Hocamla tanışıp bu konuyu gündeme geldiğinde, bu iki tema tam da örtüştüğünde, hiç düşünmeden projeye ‘Evet’ demiştim. Rektörlük görevime yeni başlamıştım, çok hızlı bir şekilde projeyi uygulamaya koyduk. Gelinen noktada da, oldukça başarılı gittiğini görüyoruz. Önümde ‘Yazıyorum’ dergisinin ilk sayısı var. Bu ilk sayıyı okuduğum zamanda ayrıca çok duygulanmıştım. İçerisinde birkaç yazı vardı. Bunları okuyunca hakikaten çok ümitlendim. Eğitimlerimizin boşa çıkmadığını bugün görmüş olduk, Elhamdülillah, giderek daha iyi olacağı kanaatindeyim.” ifadelerini kullandı.
Rektör Alişarlı: “Köroğlu Yazarlık Mektebi’ne İlk Yıl Başlayıp 4 Yıldır Devam Eden Öğrencilerimiz Var.”
Başlangıçta bu tür eğitimlere ilginin ve talebin çok olduğuna dikkati çeken Rektör Alişarlı; “Zamanla bunlar elekten süzülür. Eleğin süzgeçleri daraldıkça yukarıda daha kıymetlileri kalır. Bu her zaman böyle olur. Köroğlu Yazarlık Mektebi’ne ilk yıl başlayıp 4 yıl devam eden öğrencilerimiz var, ikinci dal yapan öğrencilerimiz oldu. Onların gelişimlerini de biz izliyoruz. Bunlar çok güzel gelişmeler. Birçok öğrencimiz lisans eğitimlerini değiştirdiler, bu alanlara kaydılar. İçimizdeki yeteneğimizi, cevherimizi ortaya çıkaramıyoruz. Bunu çok geç fark edebiliyoruz.” dedi.
Bu çalışmaların sadece bir rektörün destek vermesiyle olamayacağına vurgu yapan Rektör Alişarlı, “Maddi destek mutlaka gerekiyor. ‘Marifet, iltifata tabidir; müşterisiz meta, zayidir’ demiş büyüklerimiz. Burada Ziraat Bankası bize ciddi bir destek veriyor. Yine aynı zamanda, çok kaliteli bir eğitmen kadromuz var. Bu sürekli gelişiyor, ekleniyor, büyüyor. Bu da bizim önemli kaynaklarımızdan biri. Yani bu projenin başarılı yürümesinde çok önemli kaynaklardan biri de eğitmen kadromuz. Bu nedenle, burada görev almış olan, zamanını harcayan, işinden ve ailesinden vakit ayırıp buraya katkı sunan tüm hocalarımıza, Fahri Tuna Hocama, Adem Karafilik Hocama, Mehmet Önder Hocama, Emre Ergin ve Fatih Peker’e tüm öğrencilerim adına şükranlarımı sunuyorum.” şeklinde konuştu.
Rektör Alişarlı: “Öğrencilerimiz, Yüz Yüze Eğitime Başladığımız Zaman Çok Farklı Bir Kampüs Görecekler.”
“Köroğlu Yazarlık Mektebi’nde hedefimiz; hem öğrencilerimizin kültürel ve sanatsal yeteneklerinin gelişmesine, hem de eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine bir katkı sunmaktı. Bunda da faydalı olduğumuzu, yol aldığımızı düşünüyorum.” diyen Rektör Alişarlı, özetle; “Biz, öğrencilerimizin bu gelişimlerine katkı sunmak için birçok faaliyette bulunuyoruz. İnşallah öğrencilerimiz yüz yüze eğitime başladığımız zaman çok farklı bir kampüs görecekler. Yeni bir öğrenci merkezi oluşturduk. Bünyesinde çok aktif birimler kurduk. Gençlik ve Spor Bakanlığımızla Genç Ofis oluşturduk. Keza aynı şekilde İŞKUR’la birlikte İş Kulübünü açtık. Cumhurbaşkanlığımız Yetenek Kapısı kapsamında Kariyer Merkezimizi ayrıca Öğrenci Dekanlığımızı kurduk. Öğrenci Merkezimizde Köroğlu Yazarlık Mektebi’ne bir ofis tahsis ettik. Dün Senato’dan kararını çıkardığımız Hayat Boyu Öğrenme Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kuruyoruz, onay için YÖK’e başvuracağız. Bu kapsamda daha önce yaptığımız faaliyetler olan, Anneler Üniversitede faaliyetimiz vardı. Buraya ek olarak Çocuk Üniversitesini, Tazelenme Üniversitesi ile tüm bu birimleri Hayat Boyu Öğrenme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde topluyoruz” dedi.
Köroğlu Yazarlık Mektebi Kurumsal Yapıya Kavuşacak
Alişarlı sözlerine devam ederek; ”Köroğlu Yazarlık Mektebi’ni de birim yapacağız. Aynı merkezde faaliyet gösteren bir birim olacak. Kurumsal bir kimlik kazandıracağız inşallah. Aynı zamanda, sosyal transkript uygulamamız var. Öğrencilerimizin tüm faaliyetlere katılımlarını işleyeceğiz. Bir mezuniyet notlarını gösteren transkript olacak, aynı zamanda katıldığı sosyal faaliyetlerle ilgili tüm katılım belgelerini işleyeceğimiz bir sosyal transkript olacak. Öğrencilerimize ikinci diplomasını, ikinci bileziğini kazandırmış olacağız. Bu müjdeyi de vereyim. Ümidim şu ki: Bu proje inşallah doğru yolda ilerliyor. Göl, maya tutar mı? Tuttuğunu gördük. Niyet, halis olunca, iyi niyetle başlayınca, bir menfaat, çıkar gözetmeksizin herkes taşın altına elini koyunca, gölün maya tuttuğunu görmüş olduk.” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından öğrencilerimiz Şiir Atölyesinden Yusuf Sezer Korkmaz, Hikaye-Roman Atölyesinden Musa Simsar, Deneme-Portre Atölyesinden Merve Demirel ve Kader Yılmaz, Kısa Film-Fotoğraf Atölyesinden Gamze Nur İhmal ve Diksiyon Atölyesinden Şeyda Aksakal, kendi eserlerini icra ettiler. Azime Nur Ayaz ise, atölye çalışmaları ve bu çalışmaların öğrencilere neler kattığı hakkında düşüncelerini dile getirdi.
Kapanış Töreni Video Kaydı:
https://youtu.be/tshunGB95_I