Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde düzenlenen söyleşide, yeni nesil öğretmenlik kavramı ele alındı. Üniversitemiz Genç Fikirler Öğrenci Topluluğu ve Genç Ofis’in ortaklaşa gerçekleştirdiği söyleşide, kısıtlı imkanlarla yarattığı ve sosyal medya hesaplarından paylaştığı eğlenceli-öğretici öğrenci aktiviteleri büyük ilgi gören ve kendisini Yeni Nesil Öğretmen olarak adlandıran Caner Sarıoğlu, öğretmenlik deneyimlerini, İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi Salonda bir araya geldiği öğretmen adaylarıyla paylaştı.
Eğitim Fakültesi öğrencilerimizin büyük ilgi gösterdiği etkinlikte genç Sınıf Öğretmeni Caner Sarıoğlu, ilk atamasının yapıldığı Şanlıurfa’nın Harran ilçesindeki okulda, hiç Türkçe bilmeyen ya da çok az bilen öğrencileri olduğunu belirterek, söyleşinin temasını “Öğrencilerim henüz 1’inci sınıflardı ve ben onlara okuma-yazma öğretecektim ama öğrencilerimle anlaşamıyordum bile. Böyle bir durumda, fakültede öğrendiğim o Freud’lar filan, hepsi çöp olmuştu aslında. Yani burada işe yaramıyordu. Bir zaman sonra, “Bu işi yapamıyorsan bırak git Caner, çocukların hakkına giriyorsun.” diye düşünmeye başladım. Ama sonra bir öğrencimin benim saç şeklimi taklit ettiğini gördüm. Aslında henüz tam anlaşamasam bile gözlerimin içine bakan, benden etkilenen pırıl pırıl öğrencilerim vardı benim. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Ben de çocuk olmuştum. Çocukken akşama kadar oynayıp, annemin yaptığı reçelli ekmekleri yerdim. Bizler öğretmen kürsüsüne geçince çocukken yaptıklarımızı unutuyoruz sanırım. Ben de çocuklarla oyunlar oynamaya başladım. Eğlenceli oyunlar, zeka oyunları, yaratıcı oyunlar. Bir zaman sonra yangından kaçar gibi okuldan çıkan çocuklar, ders dışı zamanlarda da okulun çevresinde dolaşır hale geldiler. Ben bu oyunların öğrenmedeki faydalarını görmeye başlamıştım.” diyerek özetledi.
“Oyun eğlencelidir ve öğreticidir. Yetişkinliğin temelinin atıldığı yerdir.”
Eğlenceli sunumunda, sınıfında yaptığı oyun uygulamalarından örnekleri katılımcı öğrencilerle birlikte oynayan Sarıoğlu, özetle “Oyun güzeldir, eğlencelidir ve öğreticidir. Yetişkinliğin temelinin atıldığı yerdir. Bizler de sokak oyunları ile aslında hayatı öğrenmişiz. Mesela adalet kavramını ben sokaklarda öğrendim. Biz de bir kural vardı. Topu, atan alır. Kuralın inceliğine bakın. Aramızdaki en zayıf arkadaşımıza aldırmıyoruz. Kim atıyorsa, o alıyor. Oyunlarımızda empati becerisi vardı. Örneğin futbol oynarken sert vurmak yasak kuralımız vardı. Kaleciye ya da diğer arkadaşlarımıza zarar vermeyelim diye, kendi aramızda böyle bir kural uyguluyorduk. Sınıfta da mutluluk, huzur ve güler yüz varsa öğrenme o oranda artıyor. Sınıfta, oyun varsa hareket vardır; hareket varsa öğrenme vardır. Sınıflarımıza ne kadar oyun sokarsak, ne kadar hareket sokarsak, öğrencilerimizin çocukluklarını yaşamalarına, yetişkinliğe hazırlanmalarına fırsat yaratırız. ‘Atanırım, atandığım okulda kara tahtaya geçer, çok iyi ders anlatırım.’ diye bir düşünceniz varsa, çok yanlış bir yoldasınız demek. İyi öğretmen, tahtada çok iyi ders anlatan kişi değildir, belki önceden öyleydi. Artık envai çeşit öğrenme şekli var. Keyifli bir öğrenme ortamı sunabilen, öğrencilere rehber olabilen, onlara öğrenmeyi öğretebilen, meraklarını canlı tutabilen öğretmenler var artık.” ifadelerini kullandı.
“Öğrencilerimizi Bilinmez Bir Dünyaya Hazırlıyoruz.”
“Bir araştırmaya göre, şu anda ilkokula giden çocukların yüzde 65’i, günümüzde henüz olmayan mesleklerde çalışacaklar. Onları bilinmez bir dünyaya hazırlıyoruz aslında.” diyen Sarıoğlu, “Peki öğrencilerimizi neye göre yetiştireceğiz, çocuklara hangi becerileri vermemiz lazım? 21’inci yüzyıl becerileri aslında hep vardı. Yani tarihin ilk zamanlarından beri problem çözüyoruz, lider insanlar yetişiyor, iletişim kuruyoruz gibi. Bu hıza en az ayak uydurabilen yerler, okullarımız. Hâlâ kara tahtada ders anlatmaya çalışan öğretmenlerimiz var. Sizler, öğrencilerle bağ kurun, onlara çağın becerilerini vermeye gayret edin.” diyerek, 21’inci yüzyıl becerileri hakkında uygulamalı-eğlenceli örnekler verdi.
Soru-cevap ve teşekkür plaketi takdiminin ardından söyleşi sona erdi.