Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Senatosu, İstanbul ve Mardin’de yapılan terör saldırılarını ve ayrıca Almanya Federal Parlamentosunun 1915 olayları ile ilgili iddiaları “soykırım” olarak kabul etmesini 09.06.2016 tarihli toplantısında aldığı kararlarla kınadı.
AİBÜ Senato kararlarında şu ifadelere yer verildi:
“Devletimizin kararlı mücadelesi ile büyük darbe alarak bitme noktasına gelen bölücü ve hain terör örgütü, alçak yöntemlere başvurarak özellikle son günlerde bombalı araçlarla kahraman güvenlik güçlerimizi ve sivil vatandaşlarımızı hedef almaktadır. En son 7 Haziran 2016’da İstanbul Vezneciler’de, 8 Haziran 2016’da Mardin Midyat’ta gerçekleşen saldırılar başta olmak üzere şehit ve sivil kayıplar verdiğimiz tüm bu menfur saldırıları Üniversitemiz Senatosu olarak şiddetle kınıyoruz.
Ülkemizde son dönemde terör eylemlerinin tırmandırılarak, ülkemizin birlik, beraberlik ve huzur ortamının bozulması hedeflenmektedir. Ülkemize yönelik bu tür provokasyon ve planlarla, yakın tarihte dâhil olmak üzere defalarca karşılaşmış olan milletimiz, dün olduğu gibi bugün de bunların üstesinden gelebilecek güç ve kudrettedir.
Devlet ve Millet olarak birlik beraberlik içerisinde, destek ve dualarımızla, kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimizin her zaman yanında olduğumuzu belirtiyor; tarih boyunca pek çok örneğini gördüğümüz bu tür hain saldırı ve planlar karşısında yılmayarak kararlı mücadelenin tereddütsüz sürdürüleceğine ve bu mücadeleden başarıyla çıkılacağına yürekten inanıyoruz.
Terörle mücadelede büyük bir fedakârlıkla, canlarını ortaya koyarak şehadet mertebesine erişen güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.”
AİBÜ Senatosu, Almanya Federal Parlamentosunun 1915 olayları ile ilgili iddiaları “soykırım” olarak kabul etmesini de aldığı kararla kınadı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Almanya Federal Parlamentosu’nun 2 Haziran 2016’da aldığı ve 1915 olaylarını “soykırım” olarak adlandıran kararı tek yanlı olması ve tarihi gerçekleri çarpıtmasının yanında hukuka aykırıdır.
Birleşmiş Milletler 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşmeye göre Soykırıma ancak yetkili mahkeme kararıyla hükmedilebilir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi Perinçek-İsviçre davasında verdiği kararla 1915 olaylarının meşru bir tartışma konusu olduğunu ve bu tarihte yaşananlara ilişkin farklı görüşlerin ifade özgürlüğü kapsamında koruma altında olduğunu ifade etmiştir. Böylece hukuki açıdan saptanmış bir gerçek olan Holokost ile 1915 olaylarının karşılaştırılmasının asla mümkün olmadığı da ortaya konmuştur.
Almanya Federal Parlamentosu’nun hiçbir geçerliliği ve hukuki değeri olmayan kararının kaygı verici bir yanı Ermeni iddialarının ders kitaplarında yer almasının istenmesidir. Gelecek nesilleri önyargı ve nefretle zehirleyecek olan böyle bir yaklaşımın 4 milyona yakın Türk’ün yaşadığı Almanya’da iç barışa oluşturacağı tehdit bile Alman Parlamenterler tarafından görülememiştir. Kararda Türk düşmanı olan ve tarihi belgeleri çarpıtmasıyla bilinen Lepsius’un yazdıklarına değinilmesi de ön yargının göstergesidir.
Almanya Federal Parlamentosu Ermenilere ve diğer Hıristiyan azınlıklara soykırım yapıldığını iddia ederek adeta Herero ve Namaka katliamları olarak da bilinen 1904-1908 Namibya katliamı ve Holokost’dan dolayı vicdanını rahatlatmak istemekte ve suç ortağı aramaktadır. Kararda Türkiye’de arşivlerin açık olduğu ve konuya ilişkin çok sayıda araştırmanın yapılmış olduğu gerçeği göz ardı edilmiştir. Türkiye konunun bilimsel olarak araştırılması için ortak tarih komisyonu kurulması önerisini 2005’den beri tekrarlamaktadır. Bu 1915 olaylarına ilişkin Türkiye’nin kendisine güveninin göstergesidir.
Tarihi siyasallaştıran kararlar Türk-Ermeni ilişkilerine katkı yapmadığı gibi güven ortamının oluşmasına da engel olmaktadır. Almanya Federal Paramentosu’nun tarihi gerçekleri ve hukuku hiçe sayıp yetkisinde olmayan bir konuda ön yargılı davranarak 1915 olaylarını “soykırım” olarak niteleyen kararını üniversitemiz senatosu olarak şiddetle kınıyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”