Annelere, kadın sağlığı ve çocuk beslenmesi anlatıldı

    Üniversitemiz Kadın Aile ve Toplum Uygulama ve Araştırma Merkezi (KATUM) tarafından “Obezite” temasında düzenlenen 12. Anneler Üniversitesi Okulu programının ikinci gün etkinlikleri gerçekleştirildi.

    İzzet Baysal Kültür Merkezi Pembe Salonda devam eden programda anne ve anne adaylarına, “Kadınlarda Obezite ve Sağlık” ile “Çocuk Beslenmesinde Doğrular ve Yanlışlar” konusunda bilgi verildi. Aile içinde yapılabilecek sağlıklı alışkanlıklar anlatıldı.

    Programın ilk bölümünde Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Tayfur, Kadınlarda Obezite ve Sağlık konusunda yaptığı sunumda, yeterli ve dengeli beslenmenin insan sağlığındaki önemini anlattı.

    Obezitenin ne olduğunu açıklayan Tayfur, obezitenin basit bir sağlık sorunu olmadığını, birçok hastalığı beraberinde getirdiğini vurgulayarak, “Günlük olarak aldığınız enerjinin harcadığınız enerjiye eşit olması enerji dengesi anlamına geliyor. Bu sınırlar içinde kalıyorsanız bir sıkıntı yoktur. Hareketsiz bir yaşam söz konusuysa, günü televizyon ya da bilgisayar gibi ekran karşısında geçiriyorsanız ve sürekli bir tüketim alışkanlığınız varsa maalesef obezite bir sorun olarak karşımıza gelir. TÜİK verilerine göre, ülkemizde kadınlarda beden kütle indeksi dağılımına baktığımızda maalesef ağırlığın sürekli bir artış seyrinde olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.

    Prof. Dr. Tayfur: “Obezite pek çok nedene bağlı olduğu için kontrol edilmesi zordur.”

    Beden kütle indeksinin nasıl hesaplanması gerektiğini, kadınlarda ve erkeklerde bel çevresi değerleri ve karın içi yağlanmasının zararları hakkında ayrıntılı bilgiler aktaran Prof. Dr. Tayfur, kilo ağırlığı denetiminin önemini vurguladı ve özetle “Vücut ağırlığında su önemli bir bileşendir. Ağırlık, gün içinde ve günden güne değişebilir. Ağırlıktaki kısa süreli değişimler, vücut yağ miktarındaki değişmeleri yansıtmaz.” dedi.

    Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ile hormonsal ve metabolik etmenleri obezitenin nedenleri olarak sıralayan Prof. Dr. Tayfur, “Obezitenin birçok nedeni vardır; çoklu etkenlere bağlı olduğu için kontrol edilmesi çok zordur. Bu nedenle sadece bir meslek grubunun çözebileceği bir sorun olmaktan çıktı. Hekimlerin, fizyoterapistlerin, psikologların, diyetisyenlerin ekip halinde çalışarak bireyleri eğiterek, takip ederek çözüm bulabilecekleri bir duruma geldi.” dedi ve obezitenin nedenlerini ayrıntılarıyla açıkladı. Popüler diyetlerin zararları hakkında bilgi verdi.

    “Obezite, bütün organları olumsuz etkiler.”

    Obezitenin kadın sağlığı üzerindeki etkilerine değinen Prof. Dr. Tayfur, özetle “Obezite çeşitli sağlık sorunlarıyla birlikte görülür ve bütün organları olumsuz etkiler. Diyabet, hiperlipidemi, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, uyku ve solunum yolu hastalıkları, inme, enfarktüs ve kolon kanseri riskinde artış göstermektedir. Obezite ve tip 2 diyabet, güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Tip 2 diyabetli kişilerin yüzde 80’inin beden kütle indeksi 25’ten büyüktür. Yüzde 90’ından fazlasının bel çevresi normal sınırların üzerindedir.” vurgusu yaptı. Kadınlara, sadece kendi sağlıklarını düşünerek, yeterli ve dengeli beslenme ve egzersizle kilo vermeleri tavsiyesinde bulundu.

    Dr. Öğr. Üyesi Ülger: “Çocuğa aile ortamında yeterli ve dengeli bir beslenme sunulmalıdır.”

    Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Taha Gökmen Ülger ise “Çocuk Beslenmesinde Doğrular ve Yanlışlar” konulu sunum yaptı. Çocuk beslenmesinin neden önemli olduğunu anlatan Dr. Ülger, “Çocuk beslenmesi yalnızca ‘karnı doysun’ diye değil, sağlıklı, mutlu ve güçlü bireyler yetiştirmek için büyük önem taşır. Çocuklarda açlık ve tokluk duygusu doğuştan vardır. Ancak baskı, ceza veya aç bırakma gibi uygulamalar, bu doğal dengeyi bozar. Çocuk ne zaman acıktığını ve ne zaman doyduğunu fark edemez hale gelebilir. Eğer çocuk bir öğünde yeterince yemediyse, yemek yemeye zorlanmamalıdır. Sürekli atıştırmalık sunmak ya da sevdiği ama besleyici olmayan yiyeceklerle açığını kapatmaya çalışmak doğru değildir. Bu durumlarda sabırlı olmak, zorlamamak ve çocuğun iştahını baskı ile değil, güvenli bir beslenme ortamı ile desteklemek, en sağlıklı yaklaşımdır.” ifadelerini kullandı.

    Öğün düzenini korumanın, ana ve ara öğün saatlerini belli hale getirmenin, yemediği öğün için cezalandırmamanın ve bir sonraki öğünde sağlıklı seçenekleri tekrar sunmanın çocuk beslenmesinde doğru yaklaşımlar olduğunu anlattı.

    “Çocuk beslenmesinde sabırlı ve tutarlı olmalısınız.”

    Bir çocuğun sağlıklı olmasının çok yemesiyle değil yeterli ve dengeli beslenmesiyle mümkün olduğunu altını çizen Dr. Ülger, “Her çocuğun enerji ve besin gereksinimi, yaşı, cinsiyeti, büyüme hızı ve fiziksel aktivite düzeyine göre farklıdır. Bu nedenle her çocuğun tabağı da porsiyonu da aynı olmak zorunda değildir.” dedi.

    Evde uygulanabilecek pratik yöntemler hakkında da annelere bilgi veren Dr. Ülger, özetle “En önemli noktalardan biri çocuğa örnek olmaktır. Çocuk düzeni sever. Öğün düzeni oluşturulması, sofrada ekran olmaması gerekir. Çocuklarda aile sofrası kavramı mutlaka oluşturulmalı, ailece sofraya oturulmalıdır. Ara öğünleri planlamalı, ara öğünler ana öğünlerin yerini almamalıdır. Çocuklara su içme alışkanlığı kazandırılmalı; abur cubur tarzı besinler yasaklanmamalı sınır koyulmalıdır. Çocuğunuzun sizinle alışveriş yapmasına, yemek planlamasına ve mutfakta yaşına uygun görev almasına izin verebilirsiniz. Sabırlı ve tutarlı olmalısınız.” şeklinde konuştu.

    Salata yapımı atölye çalışması

    Soru cevap bölümünün ardından Öğretim Görevlisi Yunus Çelebi liderliğinde atölye çalışması yapıldı. Annelere sağlıklı salata çeşitlerinin nasıl hazırlanması gerektiği uygulamalı olarak anlatıldı. Anneler Üniversitede Okulu ikinci gün etkinlikleri tamamlandı.

    Mevcut makalenin kısa URL'si : https://ajanda.ibu.edu.tr/y7pe
    Önceki İçerikRadyo Üni 14’te Gönül Köprüleri Kuruluyor: “Kültür Köprüsü” Başlıyor
    Sonraki İçerikTürk Halk Müziği Konseri Duyurusu