Yeni akademik yılın ilk dersi Gazze oldu

    Yeni akademik yılın ilk dersi Gazze oldu

    2025-2026 Akademik Yılı bugün başladı. Gazeteci-Yazar Güngör Yavuzaslan ve Umut Kervanı İnsani Yardım ve Eğitim Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Cafer Ökmen “İlk Dersim Gazze” başlığı altında, yeni akademik yılın ilk dersini verdi.

    Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, kalemi ve kelamıyla Türkçe bayrağını gelecek nesillere taşıyan Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in cenaze törenine gitmesi nedeniyle etkinliğe katılamadı. TRT Haber tarafından hazırlanan Gazze’deki soykırımı anlatan video gösterildi.

    Kongre Merkezi Bordo Salonda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan ilk derse; Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Hüseyin Sabuncuoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samettin Gündüz ve Prof. Dr. Aydın Him, Genel Sekreter İhsan Ağcan, 20’nci dönem Bolu Milletvekili Mustafa Yünlüoğlu, İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, dekanlar, daire başkanları, il müdürleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

    Rektör Yardımcısı Gündüz: “Gazze, bir insanlık sınavıdır; bizim için, ahlak, hukuk, inanç ve sorumluluk dersidir.”

    Etkinliğin açılış konuşmasını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samettin Gündüz yaptı. Yeni bir akademik yılın başında olduğumuz bugün, ilk dersin coğrafya, tarih ya da siyaset olmadığını, bugün ilk dersimizin Gazze olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gündüz, “Gazze, sadece haritada yer alan bir şehir değildir. Gazze, vicdanı olan herkesin zihninde yankılanan bir çığlıktır. Gazze, bir insanlık sınavıdır ve bizim için bugün, bir ahlak, hukuk, inanç ve sorumluluk dersidir.” dedi.

    “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, zulme karşı mazlumun yanında olmayan, zalimin yanındadır.”

    Zulmedenlerle mücadele etmenin insanlık vazifesi olduğunu ayet ve hadislerden örneklerle açıklayan Prof. Dr. Gündüz, “Hud Suresi 113’üncü Ayette Yüce Allah: ‘Zulmedenlere en küçük bir meyil dahi göstermeyin; yoksa size ateş dokunur.’ ve Nahl Suresi 90’ıncı Ayette ise ‘Allah, adaleti, iyiliği ve yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklar.’ buyuruyor. Bu ayetler sadece bireysel değil, toplumsal ve küresel düzeyde de bir adalet perspektifi çizer. Bu çerçevede Gazze’ye bakmak, sadece siyasi değil, ahlaki bir sorumluluktur. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: ‘Zulme karşı mazlumun yanında olmayan, zalimin yanındadır.’ Bu sözüyle Efendimiz, tarafsızlığın bir seçenek olmadığını, mazlumun yanında yer almanın bir iman meselesi olduğunu vurgulamıştır. Gazze’de bir çocuk suya ulaşamıyorsa, bir annenin cenazesi günlerce sokakta kalıyorsa, bir hastane bombalanıyorsa, orada sadece insanlar değil, vicdanlar da ölmektedir.” diye konuştu.

    “Filistin coğrafyasına karşı derin bir sorumluluk duyan tarihimizin mirasçılarıyız.”

    “Türk-İslam tarihi, Filistin coğrafyasına dair derin bir sorumluluk hissiyle örülmüştür.” diyerek konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Gündüz, “Yavuz Sultan Selim 1517’de Kudüs’e girdiğinde Mescid-i Aksa’ya çizmeleriyle basmamış, saygısından dolayı çıplak ayakla yürümüştür. Sultan Abdülhamid Han, Filistin topraklarını isteyen Siyonistlere şöyle demiştir: ‘Ben bir karış toprak satmam. Çünkü bu topraklar milletime aittir, kanla alınmıştır ve ancak kanla verilir.’ Bugün bizler, bu tarihin mirasçılarıyız. Üniversite gençliği olarak fikirle, bilgiyle ve bilinçle bu mirası taşımakla sorumluyuz.” ifadelerini kullandı.

    “Gazze’deki çığlık, vicdanımıza düşen sorudur ve bu soru, bu yılın ilk ve en önemli dersidir.”

    Günümüzde savaşların sadece silahlarla değil bilgiyle, algıyla, medya diliyle ve diplomasiyle de yapıldığına işaret eden Prof. Dr. Gündüz, “Dolayısıyla bizler, Gazze’yi sadece bir haber başlığı değil, uluslararası hukukun çiğnendiği bir örnek, medyanın çifte standardını gösteren bir vaka ve insanlığın vicdan testi diye okumalıyız. Biz burada bilgi edinirken dışarıda çocuklar sınıfsız kalıyorsa, biz laboratuvarda deney yaparken onlar bir bardak temiz su bulamıyorsa, işte o zaman bilginin anlamı sorgulanır. Taraf tutmak, çağımızda eleştiri konusu olabiliyor. Ama şunu net söylemek gerekir: Zulüm karşısında tarafsızlık, zalimin safında yer almaktır. Bu nedenle Gazze meselesi bir politik gündem değil, bir ahlaki duruştur. Hz. Ali ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.’ diyor. Bugün Gazze’de bir çığlık varsa, o bizim vicdanımıza düşen bir sorudur ve bu soru, bu yılın ilk ve en önemli dersidir. Çünkü ‘İlim, vicdanla birleşmediği sürece insanı yüceltmez, sadece silahlandırır.’” değerlendirmesinde bulundu.

    Rektör Yardımcısı Gündüz, yeni akademik yılın sağlıklı, başarılı ve hayırlı olmasını diledi

    2025-2026 Akademik Yılı’nın sağlıklı, başarılı ve hayırlı olmasını temenni eden Prof. Dr. Gündüz, konuşmasını “Bizler bugün burada eğitim hayatımıza rahat bir şekilde devam ederken Gazze’de rektörler, akademisyenler ve öğrenciler katlediliyor; soykırıma uğruyor. Tüm bu yaşananların bilincinde olarak, ülkemizin ilerleyişine katkı sağlamak ve ülkemize umut bağlamış tüm mazlum coğrafyalara merhem olmak adına her zaman daha fazla çalışmalı, her zaman dinimizin emirlerini ve kültürel kodlarımızı kendimize rehber edinerek mazlumların yanında yer almaya devam etmeliyiz.” diyerek tamamladı.

    “Gazze düşerse Kudüs medeniyeti de düşer.”

    Açılış konuşmasının ardından ilk konuşmayı Gazeteci Yazar Güngör Yavuzaslan yaptı. Gazzeliler 21’inci yüzyılın en büyük insanlık mücadelesini verdiğini vurgulayan Yavuzaslan, özetle “7 Ekim 2023 tarihinden itibaren İsrail saldırıları ile Gazze’nin yüzde 65’i tamamen yıkıldı, yani taş üstünde taş kalmadı. Yüzde 35’i ya ağır hasarlı ya kullanılamayacak durumda. Temel amaçları Gazze’yi tamamen boşaltmak. 65 bin, Gazze’deki sağlık otoritesinin tespit edebildiği ölü sayısı. Daha fazlasının da kalıntılar arasında ulaşamadıkları yerlerde olduğunu söylüyorlar. Ölenlerin büyük bir kısmı ne yazık ki kadın ve çocuklardan oluşuyor. BM Genel Kurulu ana gündemi Filistin’di. Tarihe Gazze kasabı olarak geçen, asrın Hitler’i olarak anılan Netanyahu, orada boş sıralara ve protestolara maruz kaldı. Yani ona bir insanlık ablukası uygulandı. Ama bu, çocukların öldürülmesini durduramadı; vahşet halen devam ediyor. Siyonist İsrail’in anlayacağı tek şey güçtür. Türkiye’nin başını çektiği Katar gibi ülkeler bir ittifak, bir oluşum, bir sinerji, bir direnç noktası oluşturmaya çalışıyor. Ama Siyonist İsrail’in bu saldırganlığının temel nedeni ABD’nin verdiği sınırsız destek. Gazze düşerse Kudüs medeniyeti de düşer.” dedi ve İslam iş birliği ülkelerinin Gazze’ye karşı tutumunu eleştirdi; Hamas ve merhum İsmail Haniye’nin faaliyetlerine değindi.

    “Küresel Sumud filosunun, ekim ayının ilk haftası Gazze’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.”

    Yaklaşık 50 ülkenin desteğiyle oluşturulan küresel Sumud filosunun Gazze yolculuğu hakkında bilgi veren Yavuzaslan, 31 Ağustos 2025 tarihinde İspanya’dan yola çıkan filonun, ekim ayının ilk haftasında Gazze’ye ulaşacağının öngörüldüğünü söyledi.

    Aksa Tufanı operasyonu olmasa bile Siyonist İsrail’in Gazze’ye saldıracağını vurgulayan Yavuzaslan, özetle “Ana saldırmanın nedeni, Gazze’de yetişen yeni nesil. Filistin mücadelesinin kıdemlileri cezaevinde, Yaser Arafat öldü, yeni bir kuşak geldi. Çok ilginç, Gazze’deki Hamas sosyolojisinden geldi. Üniversite mezunları, eğitimliler, hafızlar, yapay zekayı biliyorlar. İsrail’in Siyonist aklı, bunların Filistin mücadelesini tekrar zirve yaptırıp özgür Filistin’in yolunu açmasından korktu. Temel amaçları, bu insanları öldürmek; nesli asimile etmek. Biz Gazze’de ateşkesin ve nihai barışın olmasını istiyoruz.” diye konuştu.

    “Siyonizm bizim kapımıza da gelecek.”

    Umut Kervanı İnsani Yardım ve Eğitim Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Cafer Ökmen ise, İsrail’in devlet kılığına girmiş örgütlü ve barbar bir çete yapısı olduğuna dikkati çekerek, özetle “Dünyada bebekleri öldürürken övünen tek asker tiplemesidir bunlar. Böyle bir psikolojiyi tanımlamak gerçekten mümkün değil. İsrail’in kısa vadede Filistin’in tamamı, orta vadede Lübnan, Suriye ve uzun vadede Türkiye, Mısır ve Ürdün üzerinde hesapları var. Bölge ülkeleri bunu görmezden gelseler de önünde sonunda Siyonizm bizim kapımıza da gelecek.” diye konuştu.

    “Gazze, direnmenin bedelini ödüyor.”

    Gazze’deki durumu ayrıntılı şekilde anlatan Ökmen özetle, “Filistin topraklarının yüzde 85’i işgal altında. Filistinli mülteciler de çok ciddi sıkıntılar içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Filistin davasına baktığımızda şöyle bir empati kurmamız gerekiyor: Allah muhafaza bizim topraklarımız işgal altında olsaydı, biz hayatımızın hesabını yapar mıydık? Asla yapmazdık nitekim Kurtuluş Savaşı’nda bu hesapların hiçbiri yapılmadı. Filistinli kardeşlerimiz de bunu yaşıyorlar. Toprakları işgal altında ve bunun için bedel ödüyorlar. Şu anda dünyada Gazze maalesef en fazla insanın bir toprak parçasına sıkıştığı bir yer. 365 kilometrekarelik bir yer ve burada 2 milyon 350 bin insan yaşıyor. Gazze’yi yaşanmaz bir bölge haline getirerek insanları buradan çıkarmaya çalışıyorlar. Özellikle Gazze’nin kuzeyini şu anda boşaltmaya çalışıyorlar. Buradaki kardeşlerimizle görüşüyoruz. Diyorlar ki, biz çıksak da çıkmasak da öldürüleceğiz. Bulunduğumuz yerde ölmeyi tercih ediyoruz. Bunu kararlı bir şekilde ifade ediyorlar ve bedelini de ağır bir şekilde ödüyorlar. Gazze, direnmenin bedelini ödüyor, bunu böyle okumamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

    Ökmen, İslam ülkelerini eleştirdi  

    Gazze’ye özellikle Ürdün üzerinden kısmen yardımların gittiğini, ancak bunun çok yetersiz olduğunu kaydeden Ökmen, “Gazze’de çok ciddi bir insanlık dramı devam ediyor. Sistematik şekilde Gazze açlıkla, kıtlıkla cezalandırılıyor. Mescid-i Aksa’nın muhafızlarının çocukları açlıktan ölüyor. 2 milyar İslam ümmeti açısından utanç verici bir durum. İslam tarihi boyunca bunun eşi benzeri görülmemiş. Türkiye, Mısır, İran, Pakistan İslam dünyasının en güçlü ordularına sahip ve toplamda 57 İslam ülkesi maalesef oraya ulaşamıyor.” ifadelerini kullandı. Umut Kervanı İnsani Yardım ve Eğitim Kültür Vakfı’nın yardım faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

    Soru cevap bölümünün ardından konuklara plaket takdim edildi; toplu fotoğraf çekiminin ardından etkinlik sona erdi.

    Mevcut makalenin kısa URL'si : https://ajanda.ibu.edu.tr/pyob
    Önceki İçerikÜniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ADA Üniversitesini ziyaret etti