BAİBÜ’de “Popcorn Sinemasının Ötesinde Nasıl Bir İzleyici Olmalıyız” Söyleşisi Yapıldı

    Üniversitemiz Psikoloji Fikir Sanat Topluluğu’nun düzenlediği “Popcorn Sinemasının Ötesinde Nasıl Bir İzleyici Olmalıyız?” başlıklı söyleşinin konuğu Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü, Yönetmen ve Eğitmen Fatih Peker oldu.

    İzzet Baysal Kültür Merkezi Pembe Salonda düzenlenen söyleşide, popcorn sineması olarak adlandırılan eğlencelik filmlerin kâr amacıyla yapıldığına işaret eden Fatih Peker, özetle “Sinema daha çok eğlenme ve eğlendirme amaçlı olarak değerlendiriliyor ama esasında düşünme ve düşündürme aracıdır. Sinemanın eğlence aracı olarak kullanılmasının en geçerli sebebi ticari açıdan çok kârlı olması. Popcorn sineması daha çok izleyici çekmek için insanlara eğlence ve hoş vakit geçireceklerini vaat ediyor. Karlılık açısından bakıldığında Türkiye’de en çok izlenen filmler listesinin birinci sırasındaki komedi filmi yaklaşık 15 milyon liraya mâl edilmiş ama 60 milyon lira gişe hasılatı elde etmişti. Amerikan film endüstrisinin merkezi Hollywood da eğlence vaat eden kar odaklı popcorn sineması üretiyor. Hollywood 2018 yılı verilerine göre 41 milyar dolar para kazanmış. Bu devasa bir rakam. Amerikan film endüstrisi bu kâr pastasından pay almak için, yıl içerisinde çeşitli tür, bütçe ve kalitede sayısız film üretiyor.” dedi. Peker, gişe verilerine göre 2021 yılı içinde en çok izlenen yerli ve yabancı popcorn filmlerden örnekler verdi.

    “Bilinçaltına Çalışıyorlar”

    Sektörün, para kazançlarının yanında kültürel emperyalizmin bir aracı olarak da işlev gören sinemalarıyla hedef kitlelerin bilinçaltına birtakım veriler yüklediklerine vurgu yapan Fatih Peker; “İzleyici bu verileri fark edemez. Filmleri tasarlayanlar kendi politik, ideolojik, ya da kültürel emperyalizme hizmet edecek kodlarını senaryo içinde, müzikten seslere, ışıktan dekora, mimariden mekân kullanımı, en önemlisi karakterlerin inşasına kadar her şeyi ince ince, bilinçli ve profesyonel bir şekilde planlar. İzleyicinin üst bilinç ve bilinçaltına hitap eden bu mesajlar daha çok bilinçaltımıza sirayet eder. Bunu bilenler bilinç altı yönlendirmesi ile iyi kötü tanımlaması, kendi kültürel kodlarının reklamları hatta İslamofobi mesajlarını yükleyerek amaçlarına ulaşmış oluyorlar. Sinema ilk yıllarında, emekleme dönemlerinde nasıl kullanılacağı bile anlaşılamazken, zaman geçtikçe propaganda ve manüple aracı olarak toplum mühendisliğinde kullanılmaya başlandı.” diye konuştu.

    “Seçici ve Sorgulayıcı İzleyici Olmalıyız”

    Peker; “Bir filmi, eğlenmek ve vakit geçirmek için seyretmek sanki inşaatta çalışan iş makinelerini seyreden amcaların durumuna benziyor diye düşünüyorum. Bu seyir biçiminde, karşısındaki devinimi hiçbir sorumluluğa girmeden fütursuzca zaman öldürürerek izleyen bir seyirci profili var. Bu açıdan bakıldığında potansiyel sinema izleyicisi reklamların da etkisinde kalarak “şu film gelmiş hadi sinemaya gidelim” dediğinde, inşaat çalışması izleme eyleminin biraz daha soslanmış halini kalitesiz komedi, macera, aksiyon, korku, animasyon yada melodramları izleyip çıkıp gidiyor. Halbuki sinema sanatının hayatı anlama, anlamlandırma, düşünme ve düşündürme bağlamında filmlerini sunması, bu bağlamda izleyicinin de seçici ve sorgulayıcı olarak kaliteli filmleri talep etmesi gerekir.” yorumunda bulundu.

    Söyleşi soru cevap bölümünün ardından, Psikoloji Fikir Sanat Topluluğu Başkanı Pınar Topal’ın Fatih Peker’e teşekkür belgesi vermesi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

    Mevcut makalenin kısa URL'si : https://ajanda.ibu.edu.tr/l2ft
    Önceki İçerikOnline Eğitim Semineri: Chemical Abstracts Service (CAS) – SciFinder
    Sonraki İçerikDijital Çağda Televizyon Haberciliği: İmkanlar ve Kısıtlar Programı Gerçekleştirildi