Asya ve Avrupa kıtaları arasında doğal bir köprü görevi görmesi sebebiyle Asya, Avrupa ve hatta Afrika kökenli türlere ev sahipliği yapan ülkemizin, dünyada nadir görülen zengin biyolojik çeşitliliğinin araştırılması ve gelişmelerin takip edilmesi, genç araştırmacılara yeni araştırma yaklaşım ve araçlarının aktarılması amacıyla Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde (BAİBÜ) “V. Taksonomi Yaz Okulu” gerçekleştiriliyor.
TÜBİTAK BIDEB 2237 A kapsamında desteklenen ve Adıyaman, Akdeniz ve Sivas Cumhuriyet Üniversitelerinin katkılarıyla hayata geçirilen V. Taksonomi Yaz Okulu, Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Mutun koordinatörlüğünde düzenleniyor.
1-6 Ağustos 2021 tarihleri arasında zoom üzerinden gerçekleştirilen V. Taksonomi Yaz Okulu, Taksonomi alanındaki güncel gelişmelerin, öncelikle biyoloji ve moleküler sistematik alanında araştırma yapmak isteyen Tıp, Ziraat, Veterinerlik, Biyoteknoloji ve benzeri alanlarda çalışan ve henüz kariyerlerinin başında olan bilim insanlarıyla paylaşılması hedefleniyor.
V. Taksonomi Yaz Okulu’nun açılışına; Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Gürel, Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serap Mutun, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Battal Çıplak, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Başıbüyük, eğitimci akademisyenler, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Serap Mutun, V. Taksonomi Yaz Okulu kapsamında geçmişte yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdikten sonra, özetle “Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi koordinasyonluğunda, Akdeniz, Sivas Cumhuriyet ve Adıyaman Üniversitelerinin iş birliği ile, bu yaz okulunu gerçekleştirecek olmanın heyecanını ve gururunu yaşıyoruz. Yaz Okulu’nda emek ve katkıları olan tüm hocalarıma, eğitmenlerimize teşekkürü bir borç bilirim. Özellikle Adıyaman Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serdar Sönmez’e ve V. Taksonomi Yaz Okulu’nu destekleyen TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Dairesi Başkanlığı’na teşekkür etmek istiyorum. Bu yaz okulunun gerçekleştirilmesini mümkün kılan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı hocamıza ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Gürel’e şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
“V. Taksonomi Yaz Okulu’nun Teması, Biyoçeşitlilik Araştırmalarında Güncelleme.”
Dünyadaki biyoçeşitlilik çerçevesinde V. Taksonomi Yaz Okulu’nda yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mutun, özetle “Dünyamız muhteşem bir biyolojik çeşitliliğe sahip. Dünyada bugüne kadar tanımlanmış mantar, bitki, hayvan ve diğer canlı grupları dahil olmak üzere yaklaşık 1.7 milyon civarında tür var. Bu sayının 9 milyon civarında olduğu, bazı bilim insanlarına göre ise 100 milyona kadar ulaştığı, dünyanın bunca türe ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. Ülkemiz ise, bu çeşitliliğin içinde çok özel, ayrı ve önemli bir yere sahip. Sadece tür çeşitliliği anlamında ele alınsa dahi, bu kadar fazla çeşitliliğin çalışılması, tanınması, tanımlanması, sınıflandırılması ve birbirleriyle olan ilişkilerinin belirlenmesi için geçmişten bugüne kadar kullanılagelen farklı yol ve yöntemler mevcut. Şimdiye kadar gerçekleştirilen Taksonomi Yaz Okullarının her birinde ana konumuz Taksonomi olmakla beraber, odaklanılan tematik konularımızda bazı küçük farklılıklar oluyordu. Bu yaz okulunda da ana tema, biyoçeşitlilik araştırmalarında güncelleme. Ana amacımız biyoçeşitlilik çalışmalarındaki güncel gelişmeleri, değerli katılımcılarımızla elimizden geldiği ölçüde paylaşabilmek. Bu kapsamda 6 günlük yoğun bir programımız var. Başarılı ve verimli bir etkinlik olmasını diliyorum.” diye konuştu.
1997’de Antalya’da gerçekleştirilen ilk Taksonomi Yaz Okulu’ndan bu yana tüm çalışmalarda emeği geçen Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Battal Çıplak ise, önceki yıllarda düzenlenen çalışmalar hakkında bılgi verdi ve “Sonuncusunu Serap hocamız, çok büyük emek vererek gerçekleştiriyor. Bunun için özellikle teşekkür etmek istiyorum kendisine. Tabii ki Serdar hocamız da kendisine çok yardımcı oldu. Sonuçta Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi de bu ortamı sağladı; Üniversitenin personeli büyük emek verdi. Dolayısıyla Sayın Dekan Prof. Dr. Ekrem Gürel ve tabii ki Sayın Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı hocamıza özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bu gelenek yerine oturdu gibi. Öyle umuyorum ki, ileride diğer genç arkadaşlar bunun sürekliliğini sağlayacaktır. Diğer paydaşlar da, bu aktivitenin değerini biliyorlar diye düşünüyorum.” dedi.
“Biyoçeşitlilikte 6’ncı Tür Kaybını Yaşadığımızın İddia Edildiği Bir Dönemdeyiz.”
Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Gürel ise, V. Taksonomi Yaz Okulu ve kapsamının önemine değindiği konuşmasında, özetle şunları söyledi:
“Bütün canlıların adı, soyadı, sahip olduğu cinsi, familyası ve yukarıya doğru gittiğimizde her bir taksondaki doğru adlandırmanın ne kadar önemli olduğunu ve bilginin kalıcı olarak nesilden nesile aktarılmasında biyolojik bilimlerin önemli olduğunu hepimiz biliriz. O bakımdan Taksonomi’deki yeni gelişmeler, biyoçeşitliliğin korunması, biyoçeşitliliğin alt unsurlarının tanımlanmasında yeni teknolojilerin öğrenilmesinin kıymetli olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bugünkü toplantının ana hedefi, ana temasının bu olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Biyoçeşitlilik kavramını doğal denge içerisinde, milyarlarca yıllık evrim sürecini de dikkate aldığımızda, iç düzenin ya da dengenin kalıcı hale gelmesinin bir hali olarak da ifade etmemiz mümkündür. Geçmişteki zaman dönemlerine baktığımızda, 5 farklı jeolojik dönemde toplu tür kayıplarının yaşandığını biliyoruz. Bu tür kayıplarının bazılarında, o günkü koşullarda varolan türlerin yüzde 90’ının kaybolduğu anlamına gelir. Yüzde 50 ile yüzde 90 arasında tür kayıpları yaşandı. Biz sadece bilinen 1.7 milyona türe baktığımızda, bunun yüzde 90’ının kaybolması demek, şu an etrafımızda gördüğümüz, börtü-böcek, ağaç, su ne varsa bütün canlıların her 10 türden 9’unun kaybolduğu anlamına gelir. Dolayısıyla tür kaybı ciddi bir durumdur. Şu anda 6’ncı tür kaybını yaşadığımız iddia ediliyor. Bu yüzden bütün insanlığın biyoçeşitliliğimizi, doğal dengemizi, canlı türlerini korumak için azami özeni göstermesi lazım. Bunda elimizden geleni yapmamız bir zorunluluk haline gelmiştir. Yaygın kullanılan bir sloganımız var: ‘Doğanın bize ihtiyacı yok ama bizim doğaya ihtiyacımız var.’ Eğer doğaya gerektiği gibi davranmazsak, zaman içerisinde bunun bedelini çok ağır öderiz; nitekim ödemeye de başladık. Son 3-4 10 yıldır ciddi bedeller ödüyoruz. Biyoçeşitliliğin önemi bu kadar ortadayken, çalışmaların gelişen yeni teknolojilerle detaylıca incelenmesi, biyoinformatik, moleküler biyoloji araçları ve benzeri yaklaşımların incelenmesi ve her gün gelişen teknolojilere bağlı olarak yeni metodolojilerin öğretilmesi önemlidir. Bu bakımdan, bu yaz okulu kapsamında Türkiye genelinde çok kıymetli hocalarımız, meslektaşlarımız bu konuda hem paydaşlarına, hem de bilgi ve deneyimlerini artırmak isteyen genç araştırmacılara ışık tutacaklardır.”
“Rektör Alişarlı, Bizlere Her Konuda Destek Sağlamıştır.”
Yaklaşık 4 yıldır Üniversitemizde görev yapan Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı’nın kendilerine en büyük desteği sağladığını vurgulayan Prof. Dr. Gürel, “Bilimsel yayın sıralamasında, Ar-Ge kapasitemizde, TÜBİTAK projelerinde ve daha önemlisi sanayi ile iş birliği projelerimizde, sadece 4 yılda Üniversitemizin 25 yıllık geçmişini 2’ye, 3’e katladı. Dolayısıyla bizlere her konuda destek sağlıyorlar. Her türlü bilimsel faaliyet ve kurum dışı iş birliği çalışmaları olduğunda, Rektör hocamız ne kadar yoğun olursa olsun, işini gücünü bırakıp, mutlaka orada olur. Raporları okur, sonuçlara bakar, rakamları değerlendirir, sonra döner hesabını sorar. Bu çalışma ve diğer tüm çalışmalarda hocamızın büyük katkıları vardır; bu nedenle özellikle kendisine şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.
Rektör Alişarlı: “Yangınlarda, Birçok Canlının Hayatına Kastedilmiş, Kıyılmış Oldu.”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ise, konuşmasına “Maalesef yakın zamanda, ciğerlerimiz olan Akdeniz sahillerinde birçok orman yangınına şahit olduk. Sanırım burada da en çok etkilenen biyoçeşitlilik olsa gerek. Birçok bitki örtüsünün, birçok canlının maalesef hayatlarına kastedilmiş, kıyılmış oldu. Yanan sadece bir orman değildi; aynı zamanda bir gelecek. İnşallah bu tür felaketleri yaşamayız. Yaşatanlar varsa bir an önce bulunur, adalet önünde hesap verirler diye ümit ediyorum. Orada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara şifalar diliyorum. Çalışan tüm orman işçilerinin de gayretleri artsın diye dua ediyorum. Bu hakikaten bir duyarlılık meselesi de aynı zamanda. Maalesef çok ciddi zararlar verildi. Gereken tüm hassasiyeti hem millet olarak, hem devlet olarak gösterme yolunda gayret ederiz diye ümit ediyorum.” diyerek başladı.
“Genç Araştırmacıların Bu Tür Çalışmaları Takip Etmelerini ve Çarpan Etkisiyle Arkadaşlarına Salık Vermelerini Öneririm.”
V. Taksonomi Yaz Okulu’na Üniversitemizin ev sahipliği yaptığını vurgulayan Rektör Alişarlı, özetle sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu bizim için büyük bir gurur. Buna vesile olan başta Serap hocam olmak üzere, yine Adıyaman ve Akdeniz Üniversiteleri ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ndeki hocalarımı tebrik ediyorum, gayretleri için teşekkür ediyorum. Bu bir bayrak yarışı, öyle gözüküyor. Antalya’dan başlamış, İzmir, Sivas, Mersin ve şu an bayrak bizde. Sıralamaya baktığım zaman 6’ncı bayrak Adıyaman’a verilecekmiş gibi duruyor. Tabii bilemiyorum ama bir temenni olarak söylüyorum. Ama tabii İslam Gündüz hocam Samsun’a da alabilir; İrfan Kandemir hocam Ankara’ya, başkente çekebilir. Ama sonuçta yine bir ekiple çalışılıyor. Bir üniversitenin ev sahipliğinde, birkaç üniversitenin katkısıyla gerçekleştiriliyor. Güzel ve faydalı bir etkinlik. Çünkü hakikaten, her şey çok hızlı değişiyor ve aynı zamanda tükeniyor. Böyle bir özelliğe sahip. Bunda metodoloji de böyle. Tabii bazı altın metodlar var, kalıcı oluyor. Taksonomi’nin başlangıcındaki görseller, çizimler asla değerini kaybetmez. Bu her zaman geçerli bir kuraldır. Ama yine hızlı gelişen karbonizi çalışmaları, moleküler biyoloji ağırlıklı çalışmalar, onlar katlanarak ve yenilenerek devam ediyor. Bu yeniliklerin de nesillere aktarılması ya ilmi toplantılarla oluyor, veyahut bu tür çalıştaylar, yaz okulları ile oluyor. O yüzden bunların kıymeti oldukça fazla. Bu noktada da, genç araştırmacıların bu tür çalışmaları takip etmelerini ve aynı zamanda çarpan etkisiyle arkadaşlarına da salık vermelerini öneririm. Çünkü hem emek harcanıyor, hem çok kıymetli hocalarımız bu konuda zamanlarını harcıyorlar, emek veriyorlar. Buraya baktığımızda da, 11 üniversiteden 12 kıymetli hocam, araştırma görevlileri ile birlikte bir hazırlık yapmışlar. Bir birikimi katılımcılarla paylaşacaklar. 6 gün sürecek. Dolu dolu, hem uygulamalı hem teorik derslerin olduğu bir program olacak. Genç araştırmacıların da bunun farkında olmasını ve bu tecrübeyi aynı zamanda ‘İleride biz de yapacağız’ şuuruyla, o gözle izlemeleri; sadece öğrenmek, deneyim kazanmak değil, ‘Bu bayrak yarışı ileride bize gelecek, bu bayrağı biz taşıyacağız’ bilinciyle bu programa katılmalarını öneriyorum. Çünkü bu iyi bir başlangıç. Bir kapı araladılar hocalarıyla birlikte, daha sonra gelecek kapıları bunlar açacak. Bunun da farkında olmalarını istirham ediyorum.”
Etkinliğin katılımcı ve paydaşları hakkında da bir değerlendirme yapan Rektör Alişarlı, özetle “Aynı zamanda, 20 farklı üniversiteden katılımcı var ve bir bakanlık da programa katılmış, Milli Eğitim Bakanlığımız. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı da bu programda yer almış. Bu da çok güzel. Bu tür programlarda paydaş olarak, kurum dışı paydaşların olması, bu çalışmalara ayrı bir önem veriyor. Bunun da çoğaltılması, bu çarpan etkisinden dolayı daha fazla fayda sağlayacağı açıktır. O yüzden bunların artırılması gerekir. Tabii bu tür destekleri eski bir TÜBİTAK çalışanı olarak önemsiyorum. Çünkü, TÜBİTAK hakikaten birçok alanda destek veriyor. Bilim insanının desteklenmesi açısından, hem makale yazımlarına, hem yurt dışındaki eğitimlerine, hem çalıştaya katılımlarında, bu tür okullardaki etkinliklerinde, bilim merkezlerinin açılmasında, bilim fuarlarının kurulmasında, bilim atölyelerinin oluşturulmasında birçok desteği var. Önemli desteklerinden biri de bu. Hem doğayla gençleri buluşturuyor; hem onlara bir ufuk açıyor. Bu noktada kıymetli çalışmalar.” diye konuştu.
“Yeni Akademik Yılda Eğitimleri Yüz Yüze Gerçekleştirebilmek İçin Öğrencilerime Aşı Olmalarını Öneriyorum.”
Dünyayı kasıp kavuran pandemi krizi nedeniyle etkinliğin yüz yüze gerçekleştirilemediğini hatırlatan Rektör Alişarlı, “Bunlar yüz yüze olsaydı eminim saha çalışmaları da olacaktı. Ama maalesef dünyayı kasıp kavuran bir pandemi krizi var. Onun da ilacı aşı gibi duruyor. Yeni bir akademik yıla yaklaşıyoruz ve bu eğitim-öğretim dönemini yüz yüze gerçekleştirmek istiyoruz. Bu noktada değerli öğrencilerimin de, aşıyı ihmal etmemelerini öneriyorum. Tabii bu biyoçeşitlilik çalışmaları hem bilim açısından çok kıymetli, aynı zamanda geleceği kurması açısından da çok önemli. Ekrem hocam, ata tohumlarının öneminden bahsetti, bunları koruduğunuz zaman aynı zamanda geleceğinizi de garantiye almış oluyorsunuz. Biyoçeşitlilikle ilgili çalışmalara ne kadar ehemmiyet veriyor, ne kadarını tespit edip envantere geçiyorsanız, veri oluşturuyorsanız, bunları koruyup nesilden nesile aktarabiliyorsanız kıymeti o kadar fazla. Bu yüzden önemli bir çalışma. Başta Serap hoca olmak üzere, tüm çalışma ekibine teşekkür ediyorum. Katılımcı değerli bilim insanlarına teşekkür ediyorum. Başarılı bir yaz okulu diliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
İlk Ders: ““Biyoçeşitlilik: Küresel Değişimler Işığında Bir Değerlendirme”
Açılış konuşmalarının ardından V. Taksonomi Yaz Okulu’nda ilk dersi, Akdeniz Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Başıbüyük, “Biyoçeşitlilik: Küresel Değişimler Işığında Bir Değerlendirme” başlığı altında verdi. “Aslında son birkaç yılda gerek bu yangınlar, gerek su baskınları, gerek küresel ölçekte yağış rejiminde değişmeler, fırtınalar, tufanlar derken biz bu ekosistem krizini kendi yaşamımız içerisinde sık sık artık gözlemlemeye başladık. Yani artık soyut bir şey olmaktan çıktı. kendimiz görüp yaşıyoruz. Pandemi de bunun bir parçası. İnsanoğlu, bir tür olarak, bir Homosapiens, bu biyoçeşitliliğin bir parçası olarak, dünya üzerinde büyük bir yük, büyük bir baskı oluşturmaya başladı.” diyerek başladığı derste, biyoçeşitliliğin kapsamı, biyoçeşitliliği tehdit eden insan etkisi ve küresel iklim değişikliği, biyoçeşitliliğin değeri ve biyoçeşitliliğin oluşumu ve sınıflandırılması konularında bilgi verdi.
V. Taksonomi Yaz Okulu’nda 20 üniversite, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı TPAO’dan 30’u aşkın katılımcı eğitim görüyor. Eğitimler, 1-6 Ağustos 2021 tarihleri arasında, günde 8’er saat olmak üzere kuramsal ve uygulamalı verilecek. Derslerde, 11 üniversiteden 12 öğretim üyesi ile araştırma görevlileri görev yapacak.
Taksonomi Yaz Okulu’nun ilki 1997 yılında Antalya’da, ikincisi 2013 yılında İzmir’de, üçüncüsü 2015 yılında Sivas’ta ve dördüncüsü 2017 yılında Mersin’de gerçekleştirilmişti.