Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yılı, Kongre ve Kültür Merkezi Bordo Salonda düzenlenen açılış töreniyle başladı.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı’nın katkılarıyla öğrencilerimize “Geleneksel Hoş Geldin Yemeği” ikram edildi.
İlk tören, İzzet Baysal Kampüsü Tören Alanında gerçekleştirildi. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ve İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal tarafından Atatürk ve İzzet Baysal Anıtlarına çelenk sunuldu, ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklâl Marşı okundu.
Kongre ve Kültür Merkezi Bordo Salondaki ikinci programa, Bolu Valisi Aydın Baruş, Bolu Milletvekili Arzu Aydın, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Önder Yaman, BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Erol Ayaz ve Prof. Dr. Mustafa Yaman, Genel Sekreter Doç. Dr. Samettin Gündüz, İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal ve eşi Solmaz Baysal, merhum İzzet Baysal’ın kızı Esin Avunduk ve eşi Cahit Avunduk, İzzet Baysal Vakfı mütevelli heyeti üyeleri, il müdürleri, STK temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Program, vokalde Ceren Temel ve Erdem Özkan ile BAİBÜ ile Balıkesir Üniversitesi öğrencilerinden oluşan ekibin müzik dinletisiyle başladı.
2018-2019 Akademik Yılı’nın açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı yaptı. Üniversitemizin 2018-2019 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne hoş geldiniz diyen Rektör Alişarlı, konuşmasına “Öncelikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, vatanı ve milleti uğrunda canını feda etmiş tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ayrıca üniversitemizin kurucusu büyük hayırsever merhum İzzet Baysal’ı şükranla yâd ederken geçtiğimiz günlerde vefat eden, üniversitemizin kuruluşunda emekleri olan Prof. Dr. Kemal Güçlüol hocamıza Allah’tan rahmet, yakınları ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.” diyerek başladı.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin devlet-millet iş birliğinin sembollerinden biri olduğunu belirten Rektör Alişarlı, “Üniversitemiz, bir yandan taşıdığı değerlere ve geleneklere sahip çıkarken diğer yandan kendini yenilemeyi sürdürüyor. Eğitime gönül veren hayırseverlerinden aldığı güç ve akademik-idari kadrosunun özverili gayretleri ile ülkemiz yükseköğreniminde müstesna bir yeri olan üniversitemizi el birliği ile geleceğe taşıyacağımızı ifade etmek istiyorum. Günümüzde hızlı bir değişim süreci yaşayan üniversiteler, ülkelerin sınırlarını aşan bir rekabet ortamında büyümeye ve gelişmeye çalışmaktadırlar. Bu süreci iyi anlamak ve iyi yönetmek için üniversiteleri her açıdan yeniden ele almak ve adeta yeniden keşfetmeye çalışmak gerekmektedir.” diye konuştu.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın Liderliğinde Yükseköğretim Kurulu Düzeyinde Son Dönemde Atılan Adımları ve Yapılan Çalışmaları Çok Önemli Görüyor ve Destekliyoruz.”
Rektör Alişarlı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bilginin güç, bilimsel üretimin üstünlük ve bilgi paylaşımının esas olduğu günümüzde üniversitelerimiz, bilgiye erişimi kolaylaştırmak, gelişim ve yenilikçilik esaslı projeleri üretmek, toplumla buluşmak ve belki de en önemlisi, “Halkın Üniversitesi” olmakla yükümlüdür. Üniversitelerin tabi olduğu karmaşık mevzuat altyapısı ile kaynaklarını amaçlarına uygun, etkin bir şekilde yönetmesi, uluslararası rekabet koşullarına uygun, dinamik ve esnek bir yönetim sergilemesi amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Yükseköğretim Kurulu düzeyinde son dönemde atılan adımları ve yapılan çalışmaları bu açıdan çok önemli görüyor ve destekliyoruz. Bu noktada vurgulamak isterim ki, 16 Nisan 2017 tarihinde aziz milletimizin yüksek iradesi ile gerçekleşen ve uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, yükseköğretim sistemimize etkin, sağlıklı ve hızlı hareket edebilme kabiliyeti verdiğine inanıyorum. Yeni sistemin bizlere sunduğu imkânları bir fırsata dönüştürerek “Güçlü Türkiye” hedefine güçlü bir yükseköğretim sistemi inşa ederek destek olmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın 3 Ekim 2018’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen 2018-2019 Akademik Yılı açılış konuşmasında değindiği gibi, güçlü üniversiteler için dijitalleşme adımları hızla atılmalı, dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi konusunda dünyada öncü ülkeler arasında yer almalıyız. Verimliliği ve rekabet gücünü yükselten projelerle bir nevi “Teknolojik Bağımsızlığı” elde ederek, ülkemizin sahip olduğu verileri ve ürettiği bilgileri hassasiyetle korumalı ve yaygınlaştırmalıyız. Bu noktada gururla vurgulamak isterim ki, Üniversitemizin Nükleer Radyasyon Dedektörleri Araştırma ve Uygulama Merkezi’miz NÜRDAM’da yapılan araştırma ve projelerin, Tıp, Havacılık Sektörü, Savunma Sanayi başta olmak üzere birçok alanda yeni teknolojilerin yerli ve milli bir şekilde üretilmesine yönelik büyük katkısı bulunmaktadır. NÜRDAM’ın yürüttüğü çalışmalara katkımızın artarak devem edeceğini bir kez daha belirtmek isterim.”
“Yükseköğretimde öğrenci odaklı eğitimi destekliyor, toplumun tüm katmanlarına bilgi ve hizmet paylaşımını önemsiyoruz.” diyen Rektör Alişarlı, “Üniversite olarak, uzlaşıyı, çok sesliliği, fikir ve inanç özgürlüğünü, hakkaniyeti, insanî ve etik değerleri daima esas alıyor, sağlıklı iletişimi, milli birlik ve beraberlik anlayışını benimsiyoruz. Biz, yenilikçi projelerin ivme kazanması için kurumsal ve toplumsal birliktelikler gerçekleştirerek her düzeyde işbirliğine açık bir üniversite olmayı önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.
Rektör Alişarlı, “Üniversitelerin uluslararası açılımlar açısından da yeni bir dönemin eşiğinde olduğu bilinciyle üniversitemizin uluslararası tanınırlığını ve saygınlığını yükseltmeye kararlıyız. Dünya ölçeğinde sesi daha fazla duyulan, sözü daha fazla dinlenen bir üniversite olmayı arzuluyoruz. Ayrıca, mezunlarımızın hızla gelişen küresel işgücü piyasasında da kendilerine yer bulabilmeleri, daha etkin ve başarılı hedeflere ulaşabilmeleri için yoğun çaba göstermek, bu konunun üzerinde önemle durmamız gerekmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın akademik açılış yılında belirttiği gibi hem öğrencilerimize hem de mezunlarımıza rehberlik edecek kariyer merkezini hayata geçirmek için çalışmalara başlamış bulunmaktayız. Yetiştirdiğimiz gençlerin tüm insanlığın umudu olacağına inanıyoruz. Gençlerimizin bunun için gerekli bilgi ve donanıma sahip olmaları yanı sıra milletimizin kadim değerlerini temsil edebilecek kabiliyette olmaları için de çalışıyoruz. Milletimizin değerlerine sahip çıkan, inancından güç alan, dünyaya açık, bilimin ışığı altında yürüyen vatanperver gençler yetiştirmek ve ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmak yolunda çalışacağımızı huzurlarınızda tekraren ifade etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Rektörlük görevine geldiği günden bu yana hızla işe koyulduklarını vurgulayan Rektör Alişarlı, “Tüm ilgilileri çözümün parçası yapan katılımcı süreçleri esas almadan doğru, kalıcı ve köklü çözümler üretilemeyeceğini biliyorduk. Bu nedenle her adımımızda, her kararımızda paydaşlarımızın katılımlarını sağlamaya çalıştık. Bu süreçte değişim, yenilik ve atılım bağlamında pek çok etkin uygulama gerçekleştirdik.” diyerek, kısa başlıklar halinde bu çalışmalar hakkında şöyle bilgi verdi:
“Üniversitemizde Bir Hukuk Fakültesi Kurulması Kararının İse Yeniden YÖK Gündemine Alındığı Müjdesini Burada Sizlerle Paylaşmak İstiyorum.”
“Bolu Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu kurulması ve halen Bolu Meslek Yüksekokulu’ndaki teknik programların, yeni kurulan meslek yüksekokuluna aktarılmasına ilişkin teklif, Yüksek Öğretim Genel Kurulu tarafından uygun görülerek onaylandı. Sanayinin kalbinde teknik eğitim için büyük bir adım attık. Bolu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Çıraklık Okulu binasının Bolu Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’na devredilmesine ilişkin protokolü imzaladık ve okulumuzu sanayi bölgesine taşıdık. Üniversite-sanayi işbirliğinin güzel bir örneğini oluşturan protokol kapsamında öğrenciler, teorik ve uygulamalı eğitimlerini artık sanayi üretiminin merkezi Bolu Organize Sanayi Bölgesi’nde sürdürecekler. 14 Haziran 2018 tarihli ilgili Bakanlar Kurulu kararına göre, üniversitemizde Mimarlık Fakültesi kuruldu. Mimarlık Fakültesi’nin, Bolu ve ülkemize hayırlı olmasını dileriz. Bolu Sağlık Yüksekokulu ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu’muzu tek bir çatı altında toplayarak Sağlık Bilimleri Fakültesi; Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nu Spor Bilimleri Fakültesi; Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu’muzu da Turizm Fakültesi’ne dönüştürmek için başvuru dosyalarımızı YÖK Başkanlığı’na sunduk. Üniversitemizde bir Hukuk Fakültesi kurulması kararının ise yeniden YÖK gündemine alındığı müjdesini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. İzzet Baysal Vakfı tarafından yaptırılan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mengen İzzet Baysal Aşçılık ve Gastronomi Eğitim Merkezi’nin temelini, İzzet Baysal Şükran Günleri kapsamında Mengen’de düzenlenen törenle attık. Üniversitemiz Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde Türkiye’deki 25 merkezden biri olan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi’ni hizmete açtık. Yenilikçi Gıda Teknolojileri Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (YENİGIDAM) tarafından Gıda Analiz Laboratuvarı, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) desteğiyle açılacak olup, hem üreticilerin hem tüketicilerin özellikle gıda güvenliği konusundaki endişelerini ortadan kaldırması, sektörler için ise önemli bir referans merkezi olacaktır. YENİGIDAM, TÜBİTAK destekli başlattığı projeyle, tarım ve gıda sektöründe özellikle tohum güvenliği, dezenfeksiyonu ve sterilizasyonunda kullanılabilen yenilikçi prototip bir cihaz üretti. Cihaz, tohum teknolojisinde üreticilere kaliteli tohum sunulmasını sağlayacak. Üniversitemizde, okul öncesi çocukların eğitimine yönelik 3 yeni birim açtık. Montessori Destek Birimi, Gelişim Değerlendirme Birimi ve STEM Çocuk Atölyesi’nin kurulmasıyla ilgili Okul Öncesi Eğitimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde proje kapsamında eğitimler verilecek. Üniversitemiz, Batı Karadeniz Üniversiteleri Birliği toplantısına ev sahipliği yaparak üniversitelerimizin iç kalite güvencesi anlamında yaptıkları çalışmalar değerlendirildi. Ayrıca, Batı Karadeniz Üniversiteler birliği dönem başkanlığı görevini üstlenerek, yapılan toplantıda bölge üniversitelerin her alanda iş birliklerini artırma yönünde ilke kararı alınmış, şehir ve bölge kalkınmasında koordinasyon ve uygulama birliği sağlanması hedeflenmiştir. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi öncülüğünde, Komrat Devlet Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Moldova Devlet Ziraat Üniversitesi iş birliğiyle, Moldova’da Uluslararası Tarım Kongresi gerçekleştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı ile TİKA başkanlığının desteğiyle düzenlenen kongreye, 143’ü Türkiye’den 200’ü aşkın bilim insanı ve sektör temsilcileri katıldı. Kongre kapsamında, üç üniversite arasında iş birliği protokolü imzalandı. Türk Radyoloji Derneği bünyesindeki Türk Radyoloji Yeterlik Kurulu, kurulduğu 2004 yılından bu yana sadece büyük şehirlerdeki 8 Radyoloji Ana Bilim Dalı’na verdiği ‘Radyoloji Uzmanlık Eğitimi Yeterlik Belgesi’ni bu yıl, Üniversitemiz Radyoloji Ana Bilim Dalı’na verdi. Böylelikle üniversitemiz Tıp Fakültesi, Türkiye’de Radyoloji uzmanlık eğitimi verebilen sayılı kurum arasına girmiş oldu.”
“Üniversitemiz Yaşadığı Kente Her Alanda Katkı Sunmayı Sürdürdü”
Rektör Alişarlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düzce-Bolu Ar-Ge Proje Pazarı’nda, 15 üniversiteden öğrenci ve öğretim elemanları ile 4 firmaya ait toplam 86 proje sergilendi. Yapılan değerlendirme sonucu, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin 2 projesi, birinciliğe ve ikinciliğe değer görüldü. Anadolu’da 10 bin yıllık geçmişe sahip olan ve buğday türlerinin atası sayılan Iza buğdayının korunması, yaygınlaştırılması, tanıtılması ve tescillenmesi amacıyla Üniversitemizle Bolu Belediyesi arasında protokol imzalandı. Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi öğrencileri, ilk defa katıldıkları TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araç Yarışlarında, tasarım ve üretimini kendileri yaptıkları Ayvaz Elektromobil ile iki ödül aldılar. Büyük bir özveriyle çalışan öğrencilerimiz, TÜBİTAK’ın “Tanıtım ve Yaygınlaştırma” ödülü ile “Kurul Özel Ödülü”ne layık görüldüler. Üniversitemiz Gölköy Kampüsünde çevre düzenlemesi çalışması başlattık. Kampüs alanımızın doğal güzelliğini daha da ön plana çıkaracak çalışmalarımız devam edecektir. Özellikle Tıp Fakültesi Hastanemizde artan hasta sayısına bağlı olarak yaşanan otopark ihtiyacını geçici bir otopark alanı oluşturarak karşıladık. Bu ihtiyaçların kalıcı çözümü için projelendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Gölköy kampüsünün doğal florasını tanıtan bir internet sitemiz hizmete açıldı. Dünya’nın ilk elektronik üniversite kampüs doğal florası olan internet sitesinde, yüksek çözünürlüklü bitki fotoğraflarının yanı sıra bitkilerin Türkçe ve Latince isimleri ve betimlemeleri, hem bilimsel dille hem de halk diliyle anlatılmaktadır. Üniversite yaşadığı kente her alanda katkı sunmayı sürdürdü. Bu kapsamda Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Bolu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü arasında Eğitim ve İş Birliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında, çocuk hakları ile koruyucu aile hizmet modelinin yerelde yaygınlaştırılması ve vatandaşların bilgilendirilmesi amacıyla İBUZEM tarafından tanıtım videoları hazırlanacak. 2. Uluslararası Çağdaş Seramik Sergisi, üniversitemizde açıldı. Bolu’da zihin engelli bireylerin iş hayatına kazandırılarak üreten ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlayan vatandaşlar olmaları için önemli bir proje hayata geçirildi. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü’nün de destek verdiği “Üretimde Ben de Varım” projesi, toplumla iç içe, üreten ve mutlu bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Üniversitemiz, Bolu Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde ülkemizde ilk kez düzenlenen “Uluslararası Güvenli Okullar, Çalışan Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu” yapıldı. Özgür yazılımda marka haline gelen Linux Yaz Kampı’nın 9’uncusu yine üniversitemizde gerçekleştirildi. Linux Kullanıcıları Derneği’nin öncülüğünde düzenlenen kampta, 550 katılımcı yeni programlama dilleri ve sistem yönetimi öğrendi. Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Tevhidi Düşünce Işığında İlim Dallarının Yeniden İnşası Şurası”nı gerçekleştirdik. Bolunun Mutfak kültürü “Bolu ve Mutfak Kültürü” adıyla Bolu Halk Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi BAMER tarafından kitap haline getirildi. 572 sayfadan oluşan eserde Bolu ve ilçelerindeki köylerde, Bolu’ya özgü yemekler ve mutfak kültürü konusunda yapılan çalışmalar yer almaktadır. Halk kültüründen tarihine, endemik bitkilerinden turizm imkânlarına kadar Bolu’nun önemli ilçelerinden biri olan Seben, tüm yönleriyle, Üniversitemizde gerçekleştirilen Seben Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nda ele alındı. Aynı şekilde Mudurnu ilçesinin UNESCO geçici kültürel miras listesine girmesi konusunda yapılan çalışmalar sürdürüldü. Bu kapsamda BAMER tarafından Mudurnu’da “Uluslararası Mudurnu Araştırmaları Ahilik ve Halk Kültürü Sempozyumu” düzenlendi. Bu tür çalışmaları önümüzdeki dönemde artırarak sürdürmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki yıl bu çalışmaları geliştirerek Gerede ve Göynük ilçelerimiz için de gerçekleştireceğiz. Bolu ve bölgenin kalkınma potansiyellerinin tespiti ve geliştirilmesi açısından çok önemli gördüğümüz Yerel Kalkınma Sempozyumu’nu geçen hafta sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla başarıyla gerçekleştirdik. Anneler Üniversitede Projesini bugün hayata geçirerek, liseden sonra üniversite hayatına başlayamayan ev kadını veya iş kadını olan annelerimize üniversite ortamı tanıtılacak ve bir dizi eğitimler verilecek. Anadolu Mektebi Yazar Okumaları kapsamında Bolu Valiliği, Bolu Belediye Başkanlığı ve Üniversitemiz tarafından “Doğumunun 90. Yılında Bozkırın Bilgesi Cengiz Aytmatov” programı düzenlendi. Üniversitemizin ev sahipliğinde gerçekleştirilen program kapsamında, yazar-öğrenci buluşmaları ve paneller düzenlendi. Üniversitemiz öğrencilerinin sanat ve edebiyat alanındaki yeteneklerini keşfetmek, tarih, kültür ve ilmi değerleri tanıtmayı esas alan bir yaklaşımla, öğrencilerimize bölümleri dışında ek bir katkı sağlamak, akademik ve eleştirel okuma pratiklerini geliştirmek ve entelektüel bakış açısı kazandırmak amacıyla Köroğlu Yazarlık Mektebi projesi başlatıldı ve proje çıktısı olarak da üç aylık periyotlarla Bir Kültür-Sanat-Edebiyat dergisi “yazı’YORUM” yayınlanmaya başlandı. Bu yıl da Köroğlu Yazarlık Mektebini sürdüreceğiz. Bu kapsamda BAMER binası olarak faaliyet gösteren ve Bolu şehir merkezinde yer alan Gülezler Konağı’nı projeye tahsis ettik. Yine burada Üniversite Kıraathanesi konseptini uygulayarak Gülezler Konağı’nı tüm halkımızın kullanımına açarak şehir-üniversite birlikteliğini daha da artırmayı hedefliyoruz.”
Ahmet Baysal: “Her Yıl Yapılan Bu Açılışlarda En Çok Mutluluk Yaşayan Kişi Benim Diyebilirim”
Rektör Alişarlı’nın konuşmasının ardından protokol konuşmalarına geçildi. İlk konuşmayı İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal yaptı. Bugün hep birlikte bir kez daha üniversitemizin akademik yılının açılışında bulunmanın mutluluğunu yaşadığını vurgulayan Ahmet Baysal, “Yeni akademik yılda ülkenin dört bir yanından gelip aramıza katılan, Bolumuza, üniversitemize yerleşen öğrencilerimize hoş geldiniz diyorum. İçimizde her yıl yapılan bu açılışlarda en çok mutluluk yaşayan kişi benim diyebilirim. 26 yıldır yapılan bu açılışlara her sene katılma imkânı buldum ve her sene bir ömür yaşadığım mutluluğu katmerleşerek bir kere daha yaşamış oldum. Bu ilerlemiş yaşımda bana bugün dahi bu açılışa katılma imkânı veren yüce Allah’ıma hamd ediyorum, şükrediyorum. Bu üniversiteye hayat veren o yüce insanın yardımcısı olabilmek ve izinden gidildiğini görebilmek bana ayrıca büyük bir zevk ve heyecan veriyor. Kaybedeli 18 yıl oldu. Görüyorum ki unutamadık, unutamıyoruz ve bundan sonra da unutulmayacağına gayet emin bulunuyorum. Kendisine bir kere daha Allah’tan rahmet diliyor, minnet ve şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
Üniversitemizin bugünlere kolay gelmediğini anlatan Ahmet Baysal, “Kısa sürede bitirilmiş olmasının yegâne nedeni, konuya amcam İzzet Baysal’ın el atması olmuştur. Zira daha önce Bolu’ya üniversite yapılması konusunu düşünenler ve bu yönde girişim ve çalışmalar yapanlar olmuştur. Ben bu yılki konuşmamı geç kalınmış da olsa onlara teşekküre ayırmak istiyorum.” diyerek, üniversite kurulmadan önce bu yönde emekleri ve gayretleri olan insanları sıralayarak kendilerine teşekkür etti.
Kurulduktan sonra üniversitemizin gelişmesine büyük katkılar sağlayan insanlara da teşekkür eden Ahmet Baysal, özetle “Vakıf devreye girdikten ve üniversite açıldıktan sonra da şunu gururla ve minnetle söylüyorum ki Bolulular bu üniversiteye çok büyük önem verdiler. Sayın Süreyya Astarcı Mudurnu’ya, üniversiteye bağlı bir meslek yüksekokulu kazandırdı. Keza Yeniçağ öyle, Allah selamet versin Yaşar Çelik de bir meslek yüksekokulu kazandırdı. En son memnuniyetle gördüm ki Gölköy kampüsümüze çok güzel bir İlahiyat Fakültesi hayırsever Göynüklü Ali Ericek tarafından yaptırıldı. Daha Fizik Tedavi Rehabilitasyon hastanemiz açılmadan hastaneyi donatan Bolululara ve İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin donanımı daha yapılmadan odaların donanımlarını üstlenen bütün Bolululara teşekkürlerimi sunuyorum. Geç kalınmış da olsa bir vazifemi yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum.” dedi.
Alaaddin Yılmaz: “Yeni Akademik Yılın Hayırlar Getirmesini Temenni Ediyorum”
Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ise, Bolu’nun uzunca bir dönemdir belediye başkanlığını yaptığını belirterek, özetle “Böyle bir yerde belediye başkanı olunca düşüncelerinizde bu coğrafyayla uyumlu bir şehri hayata geçirme oluyor. Şu an coğrafyası içerisindeki yeşillikleri büyüten, suyla şehri iç içe yapan ve ormanla bütünleştiren bir şehri artık yavaş yavaş tünelin ucunda ışık göründüğü şekilde kurduğumuzu bilesiniz. Modern bir belediyeciliği ortaya çıkaracak şekilde de bütün analizleri yapılmış ve ne kadar zamanda nelerin yapılacağı planlanmış kurumsal bir belediyecilik oluşturduğumuzu bilesiniz. Böyle bir yerde eğitim görüyorsunuz. Tabii şehrin nüfusu 168 bin ise ve 35 bin civarında öğrenci varsa zaten sosyal ve ekonomik anlamda şehre çok şey katıyorsunuz demektir. Yeni akademik yılın sizlere, ailelerinize ve hocalarınıza, üniversitemize, Bolumuza ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.” şeklinde konuştu.
Bolu Milletvekili Arzu Aydın ise konuşmasına “Akademik yıl açılış töreninin hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Ayrıca bugün hem üniversitede hem de şehrin her noktasında eserleriyle karşılaştığımız, içlerinde okuduğumuz, hastalarımızı tedavi ettirdiğimiz yerlerin mimarı merhum İzzet Baysal’ı rahmet ve minnetle anarken O’nun emanetine layıkıyla sahip çıkan Solmaz ve Ahmet Baysal çiftine ve aynı zamanda İzzet Baysal Vakfı yönetim kurulu üyelerine hassasiyetle teşekkür ediyorum.” diyerek başladı.
Arzu Aydın: “Biz Üstat Necip Fazıl’ın “Kim var?” Diye Sorulduğunda Sağına ve Soluna Bakmadan “Ben varım” Diyen Bir Gençliğin Yetişmesi Hususunda Elimizi Taşın Altına Koyuyoruz”
1993-2002 yılları arasında bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmış biri olarak, bu üniversitede akademisyen ve öğrenci olmanın önemine işaret eden Aydın, “Bizce üniversiteler sadece eğitim, öğretim ve araştırma misyonlarını yerine getiren kurumlar değildir. Onlar toplum için ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri ve güçlü Türkiye’nin inşasına azami katkıda bulunmaya çalışan, ülkesinin ve milletinin derdiyle dertlenen, içinde yer aldığı şehrin kokusunu duyan, dinamiklerinden etkilenen ve bu aziz toprakları özümseyen ve coğrafyamızın yaşadığı krize karşı vicdanının gür sesini haykıran gençler yetiştirmektir. Biz üstat Necip Fazıl’ın “Kim var?” diye sorulduğunda sağına ve soluna bakmadan “Ben varım” diyen bir gençliğin yetişmesi hususunda elimizi taşın altına koyuyoruz ve öğrencilerimizden de yeni dünya düzeni kurulurken artık masada büyük ve güçlü bir Türkiye’nin olduğunu bilmelerini istiyoruz. Bu noktada siyasi kimliğimizi bir tarafa bırakarak sizlerin yaşında üniversite okuyan bir evladın annesi olarak sizinle şöyle bir duyguyu paylaşmak isterim. Gençler lütfen kendinize güvenin. Ancak bu güven hiçbir zaman kof, içi dolmamış bir güven olmasın. Kendinizi bilgiyle, eğitimle donatırken lütfen soran, sorgulayan ülkemizin nereden nereye geldiğini algılayan ve sizlerin vasıtanızla nereye gideceğini de öngörebilen gençler olarak yetişmeye gayret edin.” ifadelerini kullandı.
Arzu Aydın, sözlerini “Genlerimizle ve genetiğimizle her şekilde mücadele ederek ve her türlü savaşın içine bizi çekmeye çalışarak şu an bizim ailevi, kültürel, gelenek, görenek tüm değerlerimizle oynamak üzere kurulan bir dünya düzeninde, siyasi düşüncemiz ne olursa olsun “Dünya 5’ten büyüktür” diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sözünü lütfen akılla, vicdanla, sorgulayarak, algılayarak anlamaya çalışın. Bunu yapabilecek olan sizlersiniz. Biz Türkiye size emanet derken bunu size güvenerek, bu bilgi ve birikimle donanacağınıza inanarak ve bunun için de elimizden geleni yapmaya gayret ederek yola çıkıyoruz. Gençler son sözümüz, ‘Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kandır’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü olsun.” diyerek tamamladı.
Bolu Valisi Aydın Baruş ise yaptığı konuşmada, öğrencilere seslenerek, “Özellikle üniversitemize bu yıl başlayan değerli öğrencilerimize hoş geldiniz diyorum. Öğretim hayatınızın Bolu’da mutlu ve huzurlu geçmesini diliyorum. Umarım mezun olduğunuzda da Bolu’nun değerlerini tanımış olarak buradan ayrılırsınız. Bolu, medeniyetimize öncülük etmiş insanların kabirlerinin bulunduğu ve Köroğlu gibi tarihe mal olmuş bir kahramanı yetiştiren bir şehir. Böyle güzel bir şehirde üniversite hayatını devam ettirmek hakikaten çok önemli bir şans. İnşallah bu şansı iyi bir şekilde değerlendirip ülkemize, milletimize çok değerli fertler olarak yetişirsiniz ve gelecekte ailenizin, milletimizin gurur duyacağı insanlar olursunuz.” dedi.
Önümüzdeki hafta 29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95’inci yıl dönümünü kutlayacağımızı hatırlatan Vali Baruş, “Bu cumhuriyeti binbir zorluk içerisinde kurarak bizlere emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklâl Savaşı’mızın tüm kahramanlarını ve bugüne kadar bu ülke için canını verme erdemine ulaşmış tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Terörle mücadele ederken gazi olmuş tüm kahramanlarımıza Cenab-ı Hak’tan şifalar temenni ediyorum. Bu üniversitenin kurulmasını binbir zorluk içerisinde sağlayarak, kurduğu vakıfla da üniversitemizin bugün Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden biri haline gelmesini sağlayan rahmetli İzzet Baysal büyüğümüzü de rahmetle anmak istiyorum. Ahmet Baysal beyefendi bu üniversitenin kuruluşundaki sıkıntıları, zorlukları anlattı. Bizlere düşen böyle bir eğitim kurumunu çok daha ileriye taşımak ve üniversiteler arasındaki seçkin yerini daha da ileriye götürmektir.” diye konuştu.
Vali Aydın Baruş: “BAİBÜ’de 1992’de Kurulduğu Yıldan Beri Çok Önemli Adımlar Atmış Bir Üniversite”
Ülkemizin bağımsızlığını ve dünya üzerindeki seçkin yerini koruyabilmemiz için ekonomik ve sosyal anlamda kalkınmış bir ülke olmamız gerektiğini, ancak bunların tek başına yeterli olmadığını anlatan Vali Baruş, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:
“Bugün gelişmiş toplumlara baktığımızda bu kalkınmalarındaki ana faktörün insan kaynağı olduğunu görüyoruz. Dünya, tarım toplumundan sanayi toplumuna, sanayi toplumundan da bilişim toplumuna, teknoloji toplumuna erişmiş düzeyde. Hatta bu mesafede de durduğunu söyleyemeyiz. Artık çok değişik anlayışların ve sanayi devrimlerinin tartışıldığı bir gündeyiz. İşte ülkemizin gerçekten bağımsızlığını korumak için çağın gereklerini takip etmek ve nesillerimizi hem bilgiyle donatırken diğer taraftan da onlara büyük bir ülke olmanın bilincini vermek zorundayız. Bunun için de eğitim ve nitelikli insan gücü yetiştirmemiz lazım. Nitelikli eğitim ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen ana faktörlerden birisidir. Değerli fikir adamlarından Nuri Pakdil’in şu sözü önemlidir: ‘Bir ulus kendi uygarlık değerlerinden kopuk düzeyde bulunuyorsa o ulus için ne ekonomik ne de siyasal bağımsızlık söz konusu olabilir.’ İşte üniversitelerimiz hem nitelikli insan gücü yetiştirme hem de geleceğe sahip çıkan ve milli şuuru yüksek düzeyde fertler yetiştirme anlamında çok önemli bir işleve sahip. Bu anlamda BAİBÜ’de 1992’de kurulduğu yıldan beri çok önemli adımlar atmış bir üniversite. Gerek yerleşkesi bakımından, barınma olanakları bakımından gerek eğitim kadrosu bakımından her yıl çok daha iyiye giden bir üniversite. 33 bine yakın öğrencimiz, 1350 civarında akademisyeni olan, 11 fakültesi, 6 yüksekokulu, 8 meslek yüksekokulu olan gerçekten bilim ve araştırmaya önem veren projeleriyle her geçen gün öne çıkmaya çalışan bir üniversite. Sevgili gençler, böyle bir üniversitede öğrenim görmek gerçekten iyi bir şanstır, bunu iyi değerlendiriniz. Üniversitelerimizin ekonomik ve sosyal yaşamla iç içe olmasını, o şehirde yaşayan insanlar için sosyal ve kültürel faaliyetlerin odağı olmasını arzuluyoruz. Diğer taraftan diğer eğitim kademelerinde öğrenim gören sevgili gençlerimiz için üniversitemizin bir yuva olmasını istiyoruz. Bu anlamda üniversite rektörlüğünden ricamız, özellikle liselerde okuyan ve üniversite adayı olan gençlerimizi bu üniversiteyle buluşturmasıdır. İnşallah valiliğimizle birlikte rektörlüğümüzle birlikte önümüzdeki günlerde bu anlamda güzel projeler ortaya koyacağız. Belediyemizin de katılımlarıyla üniversitemizi burada liselerde öğrenim gören gençler için bir ideal haline gelmesini sağlamaya gayret edeceğiz.”
Konuşmaların ardından profesör unvanı almaya hak kazanan öğretim üyelerine, protokol üyeleri tarafından Profesörlük Belgeleri takdim edildi.