3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde “Engelleri Engelleyin” paneli düzenlendi. Panelin konuklarından uzun yıllardır basın sektörüne emek veren Onur Ustaoğlu, 3 Aralık’ın isminin Dünya Engelliler Günü değil Dünya Birbirini Anlama ve Engelleri Aşma Günü olması gerektiğini vurguladı.
BAİBÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Topluluğu ile Çocukça Yaşam ve Empati Topluluğu tarafından düzenlenen panelin konukları, okçuluk başta olmak üzere bedensel engelliler milli takımlarında görev yapan Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Fizyoterapist Aynur Demirel, halen yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapan Onur Ustaoğlu ile Milli Okçular Merve Nur Eroğlu ve Ömer Aşık oldu.
Panelde konuşan Onur Ustaoğlu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün isminin yanlış olduğunu vurgulayarak, özetle “Çünkü aslında bizler engelli değiliz. İnsanların yaptıkları ya da yapmayı unuttukları şeyler yüzünden engelleniyoruz. Soruyorum size, dünya, insanlar tarafından düzenlenirken farklı insanlar düşünülerek düzenlenseydi bize engelli denir miydi ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günü diye bir gün olur muydu? 3 Aralık Dünya Engelliler Günü değil ‘Dünya Birbirini Anlama ve Engelleri Aşma Günü’ olmalı ve eğer amacınız engelleri kaldırmaksa bugün sadece yılda bir kere değil 365 gün devam etmeli.” diye konuştu.
Bedensel engelli takımlarda nasıl fizyoterapist olunacağını ve fizyoterapistlerin nasıl çalıştıklarını değerlendiren Dr. Fizyoterapist Aynur Demirel ise, spor yapan bedensel engelli ile yapmayan arasında nasıl bir fark olduğuna ilişkin bir soruyu, “Sporcu engelli, kendine daha güvenen, daha dışa dönük ve daha mobil bir yapıda. Yani sporla uğraşmak aslında kişilere daha fazla özgürlük ve hareket imkanı sağlıyor. Tanınır olmak, işini çok iyi yapıyor olmak onlara çok büyük bir güven kazandırıyor. Bu güven sayesinde de pek çok şeyi başarabiliyorlar.” dedi.
Milli Okçu Merve Nur Eroğlu ise, bedensel engelli bireyleri spora teşvik etmenin çok önemli olduğunun altını çizerek, özetle “1993 Bolu doğumluyum. 1998 yılında geçirdiğim bir trafik kazasının ardından 10 yıllık bir tedavi sürecim oldu. Bu süreçte kimseyle konuşmazdım. Şu anda burada rahatlıkla konuşabilmemin tek sebebi sporla buluşmuş olmam. 2011 yılında İl Emniyet Müdürlüğü’nün ‘Spor Engel Tanımaz’ projesiyle hobi olarak spora başladım. 2013 yılında Türkiye Şampiyonu oldum. 9 aylık bir tedavi sürecinin ardından kendi azmim ve çalışmamla milli takıma alındım. 2016 yılında Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa ikincisi oldum ve paralimpik oyunlara gitmeye hak kazandım. Benim tek hedefim oydu. Daha sonra 2017 yılında da Dünya ikincisi oldum. Bu yıl da Avrupa ikincisi olarak sezonu tamamladım.” şeklinde konuştu.
Milli Okçu Ömer Aşık ise, 2011 yılında okçulukla tanışmasının hayatını değiştirdiğini anlatarak, “Milli takıma girdim ve uluslararası yarışmalara katıldım. Gerek bireysel gerek takım arkadaşlarımla güzel başarılar elde ettim. Bu süreçte hiçbir zaman yılmadım, karamsarlığa düşmedim. Hep çalışmaya devam ettim. 2020 paralimpik oyunlarına katılmak için de hâlâ çalışmaya devam ediyorum.” dedi.
Panelde yaşadıkları sıkıntıları ve zorlukları da bir kez daha hatırlatan konuklar, diğer insanlarla aralarında hiçbir fark olmadığının ve insanların bakış açılarını değiştirmelerinin öneminin altını çizdiler. Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.