YEKAS 2025 Yoğun Katılımla Başladı

    Üniversitemiz Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (ESAM) tarafından 27 ve 28 Ekim 2025 tarihlerinde düzenlenen 2. Yerel Kalkınma Sempozyumu (YEKAS 2025) Bolu’nun ekonomik potansiyelini bilimsel bir çerçevede ele almayı ve uygulanabilir politikalar üretmeyi hedefliyor.

    Kongre Merkezi Bordo Salonda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyumun açılış programı ve ilk oturumuna; Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samettin Gündüz, Prof. Dr. Aydın Him ve aynı zamanda Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Coşkun Karaca, Genel Sekreter İhsan Ağcan, İzzet Baysal Vakfı Başkanvekili Fatih Yamaner ve mütevelli heyet üyeleri, akademik-idari personel, ilçe belediye başkanları, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

    Programın açılış konuşmasını yapan ESAM Müdürü Prof. Dr. Fatih Konur, Bolu’nun geleceğine, vizyonuna ve kalkınma hikayesine dair önemli bir buluşma gerçekleştirildiğini vurguladı; ESAM faaliyetlerinden örnekler sunarak konuşmasını sürdürerek, “Merkezimiz; Bolu’nun ekonomik ve sosyal yapısının bilimsel yöntemlerle incelemeyi, bölgesel kalkınma stratejileri geliştirmeyi ve akademik araştırmaları pratiğe dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu kapsamda Bolu üzerine yapılmış yüzlerce akademik çalışmayı tek çatı altında toplayan Bolu Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar bibliyografyası, Bolu il gelişimi planı notları, YEKAS’2018 analizi gibi öncü projelerle uluslararası kuruluşların güncel yayınlarının analizi ile kentin akademik birikimini araştırmacılara, öğrencilere ve karar vericilere sunmaktayız.” diye konuştu.

    YEKAS 2025’in bu misyonun bir yansıması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Fatih Konur, ““Sürdürülebilirlik Ekseninde Bolu’nun Geleceği: Sektörel Analizler ve Politika Önerileri” ana temasıyla düzenlediğimiz bu sempozyum, akademik bilgiyi sektör deneyimleri ile buluşturarak, Bolu’nun ekonomik potansiyelini bilimsel bir çerçevede ele almayı ve uygulanabilir politikalar üretmeyi amaçlamaktadır.” dedi.

    “İzzet Baysal, Bolu’ya bir üniversite hayalini gerçekleştirerek, yerel kalkınmanın en önemli ayağının eğitim olduğunu göstermiştir.”

    Yerel kalkınmadan bahsederken Bolu’nun sahip olduğu benzersiz değerleri ve bu değerleri yaratan insanları anmadan geçmenin mümkün olmadığına işaret eden Prof. Dr. Konur, özetle “Bu bölgenin gerçek zenginliği, sadece doğal kaynaklarında değil, o topraklara değer katan, vizyon taşıyan, geleceğe yatırım yapan insanlarında saklıdır. Bolu, Türkiye’nin en köklü hayırseverlik geleneğine sahip şehirlerinden biridir. Bu toprakların yetiştirdiği büyük insanlar, sadece kendi başarılarıyla değil bu başarılarını toplumla paylaşma duyarlılıkları ile de örnek olmuşlardır. İzzet Baysal sadece Bolu’nun değil Türkiye’nin vizyoner iş insanlarından biridir. Kurduğu İzzet Baysal Vakfı ile yaptığı hayırlar arasında yer alan bu kampüs, bugün hepimizin bir arada olduğu bilim yuvasıdır. O, Bolu’ya bir üniversite hayalini gerçekleştirerek, yerel kalkınmanın en önemli ayağının eğitim olduğunu göstermiştir.” ifadelerini kullandı.

    “Yerel kalkınmanın temelinde hayırseverlik anlayışı vardır.”

    Konuşmasında Yaşar Çelik, Süreyya Astarcı ve Şerafettin Erbayram gibi kıymetli hayırseverleri, faaliyetleri ve yatırımları ile tek tek yad eden Konur, “Bu büyük insanların ortak özellikleri, zenginliklerini sadece kendileri için değil Bolu için kullanmışlar; bilgisini, zamanını ve vizyonunu paylaşmışlar; geleceği yatırım yapmışlardır. Bugün burada konuştuğumuz yerel kalkınmanın temelinde bu anlayış yatmaktadır.” şeklinde konuştu.

    “Yerel kalkınma, dört unsurun uyum içinde çalışmasıyla mümkün olabilecek.”

    Bolu’nun ekonomik yapısı ve potansiyeli hakkında ayrıntılı bilgi veren Prof. Dr. Konur, özetle “Bolu’nun potansiyeli tek başına yeterli değildir. Potansiyeli harekete geçiren doğru stratejiler, etkili politikalar, sürdürülebilir projeler ve en önemlisi birlikte hareket etmek iradesidir. Bolu olarak mevcut iyi yönlerimizi, başarılı örneklerimizi ve köklü geleneklerimizi korurken, aynı zamanda yenilikçi uygulamaları takip etmeli, teknolojik gelişmelere ayak uydurmalı ve değişen dünya dinamiklerine uyum sağlamalıyız. Geçmişten aldığımız güçle, geleceği inşa etmeliyiz. Bu sempozyumda Bolu’nun potansiyelini nasıl değerlendirebileceğimizi, hangi alanlarda güçlü olduğumuzu ve neleri geliştirmeye ihtiyacımız olduğunu, başka bölgelerin deneyimlerinden ne öğrenebileceğimizi ve geleceğe nasıl hazırlanabileceğimizi konuşacağız. Akademi, bilimsel araştırmalarda yol gösterecek, kamu yönetimi, politika ve uygulamalarla zemin hazırlayacak, özel sektör, yatırım ve istihdamla ekonomiyi canlandıracak, sivil toplum, sosyal sorumluluk ve dayanışmayla toplumu güçlendirecek, işte yerel kalkınma bu dört unsurun uyum içinde çalışmasıyla mümkün olabilecektir.” vurgusunu yaptı.

    Rektör Alişarlı: “Yerel kalkınma sadece ekonomik büyüme rakamları ile ölçülmez.”

    Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ise yaptığı konuşmada, yerel kalkınmanın günümüzün en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu altını çizerek, “Küreselleşen dünyada yerelleşmenin önemi giderek artmaktadır. Çünkü sürdürülebilir kalkınmanın temeli, yerel dinamiklerin harekete geçirilmesi, yerel potansiyellerin keşfedilmesi ve yerel sorunlara özgün çözümler üretilmesinden geçmektedir. Yerel kalkınma sadece ekonomik büyüme rakamları ile ölçülmez. Aynı zamanda sosyal refahın artması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin niteliğinin yükselmesi, kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve en önemlisi insanlarımızın yaşam kalitesinin yükseltilmesi anlamına gelir.” dedi.

    “Bolu’nun kalbinde bir üniversiteyiz.”

    30 milyon nüfusa komşuluk yapan Bolu’nun coğrafi konumunu ve potansiyelini harekete geçirmek, doğru stratejilerle değerlendirmek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için hep birlikte çalışmak gerektiğine işaret eden Rektör Alişarlı, özetle “YEKAS 2025 bu hedefe ulaşmak için önemli bir platform oluşturmaktadır. Önümüzdeki 2 gün boyunca yerel kalkınmanın farklı boyutları ele alınacak, ulusal ve uluslararası deneyimler paylaşılacak, başarı hikayelerini dinleyecek ve Bolu için somut öneriler oluşacak. Devlet destekleri ve finansman konusunda, turizm alanında, gastronomi, girişimcilik ve inovasyon alanında, eğitim ve spor alanlarında, tarım konusunda, çevre ve sürdürülebilirlik başlığı altında, iletişim ve dijital dönüşüm alanında, güvenlik ve hukuk boyutunda konular detaylı şekilde ele alınacaktır. Bu zengin program, yerel kalkınmanın ne kadar çok boyutlu ve karmaşık bir konu olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda Bolu’nun ne kadar zengin fırsatlara sahip olduğunu da ortaya koymaktadır. ‘Doğanın kalbinde üniversite’ sloganımızla da sadece fiziki mükemmelliği değil aynı zamanda toplumsal duyarlılığı ve bölgesel sorumluluğu da benimsemiş durumdayız. Bu bağlamda ‘Doğanın kalbinde üniversite’ sloganımız ‘Bolu’nun kalbinde üniversite’ olarak da ifade etmekteyiz. Bilimin ve teknolojinin ışığında, Bolumuzun ve bölgemizin kalkınmasına katkı sağlamak, öğrencilerimizi sadece iyi yetişmiş bireyler olarak değil aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilinci yüksek, girişimci, yenilikçi ve vizyon sahibi liderler olarak yetiştirmek en temel hedeflerimiz arasındadır. Bu sempozyum üniversite-sanayi-kamu iş birliğinin güzel bir örneğidir. Bolu için gerçekçi, uygulanabilir ve etkili stratejiler gerçekleştirme fırsatına sahibiz.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Yerel kalkınma, yerel değerlere sahip çıkmak, yerel kimliği güçlendirmek ve yerel dinamikleri hareke geçirmek demektir.” diyerek sözlerini sürdüren Rektör Alişarlı, “Bolu’nun başarısı sadece ekonomik göstergelerde değil, insanlarımızın mutluluğunda, gençlerimizin geleceğe umutla bakmasında, çevremizdeki doğal zenginliklerin gelecek nesillere aktarılmasında ve kültürel mirasımızın yaşatılmasında yatmaktadır.” diye konuştu.

    Vali Aydın, hayırlı bir sempozyum temennisinde bulundu

    Bolu Valisi Abdulaziz Aydın da başarılı ve yaptığı konuşmada, sempozyumun hazırlanmasında emeği olan başta Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı olmak üzere akademisyenlere ve konuşmacılara teşekkür etti; sempozyumun hayırlar getirmesi temennisinde bulundu.

    Sempozyumun açılış oturumu

    Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Ali Danışman’ın moderatörlüğünü yaptığı “Yerel Kalkınma Dinamikleri” temalı açılış oturumu gerçekleştirildi. Oturum kapsamında Hayrettin Demircan “Dünya Bankası Vizyonu ile Yerel Kalkınma”, Prof. Dr. Hasan Biri “Bolu İlinin Kalkınmasında Sağlık ve Turizm”, Prof. Dr. Umut Beylik “Sağlık Turizminde Standardizasyon ve Akreditasyon” ve Doç. Dr. Mustafa Çalışkan “Güvenlik Bakış Açısından Yerel Kalkınma” konularında sunum yaptı.

    Yerel kalkınmada katma değerin önemi ele alındı

    Yerel kalkınmayı uluslararası rekabet perspektifinden değerlendiren Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Danışman, “Yerel kalkınmada katma değeri nasıl artırabiliriz? Temel soru bu. Ulusal düzeyde de uluslararası rekabet açısından bakıldığında da yerel kalkınmada katma değerin nasıl artırılabileceği ele alınabilir. Konuyu sektörler ve fonksiyonel alanlar açısından değerlendirmek gerekir. Bu alanlardaki kesişim noktalarını doğru değerlendirebildiğimizde belki, nerelere odaklanabileceğimizi, nerelere odaklanarak daha fazla katma değer sağlayabileceğimizi görebiliriz. Burada 4 temel karşımıza çıkıyor; Ar-Ge ve tasarım, yenilik de diyebiliriz, üretim, lojistik ve pazarlama. Muhasebe, finansman, insan kaynakları gibi, personel yönetimi gibi genel alanlardan bahsedebiliriz ve yerel kalkınmada bunları farklı yaparak daha fazla katma değer oluşturabiliriz ama buradaki esas, daha çok üretimde mi, Ar-Ge’de mi, lojistikte mi, pazarlamada mı daha fazla katma değer sağlayabiliyoruz. Bolu’ya bu açıdan bakıldığında katma değeri yüzde 70’ler civarında üretimden geliyor. Satış ve pazarlamanın payı yüzde 20’lere yakın. Lojistik yüzde 10’la 15 arası. Ar-Ge çalışmalarının payı yüzde 5’ler civarı görünüyor. Bunlar net rakamlar değil ama genel bir fikir veriyor.” diye konuştu.

    “Bolu’nun kalkınmasında IFC kaynakları değerlendirilebilir.”

    “Dünya Bankası Vizyonu ile Yerel Kalkınma” konusunda sunum yapan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurul Üyesi Hayrettin Demircan ise Dünya Bankası’nın vizyonu son olarak yaşanabilir bir gezegende sürdürülebilir ve adil kalkınma olarak tanımlandı. Bu çerçevede Dünya Bankası’nın özel sektör kaynaklarına mobilize edilmesi hedeflendi. Bizim gibi özel sektör üzerinden kalkınmayı öncelemiş ülkelerde, Dünya Bankası’nın bu tür stratejik değişikliklerinin olumlu olarak yansıyacağını düşünüyorum. Türkiye IFC’den kaynak kullanan ülkelerden biri. Bu, kalkınma hedeflerimiz için önemli bir itici güç olur diye düşünüyorum. Bir ilin kalkınma hedefleri ülkeyle doğru orantılıdır. Bolu’nun kendisine çekebileceği sermayenin, yatırımın aynı zamanda bu ilin fırsatlarını da değerlendirdiğimizde, Bolu’nun özellikle özel sektör açısından cazip olduğunu görüyoruz. Bunu yaparken de Dünya Bankası’nın bir alt kuruluşu IFC kaynaklarının değerlendirilebileceğini düşünüyorum.” dedi.

    Küresel ölçekte büyük bir rekabet olduğunu anlatan Demircan, “Daha yüksek katma değere sahip ama aynı zamanda kendi iç dinamiklerini bir şekilde kalkınma sürecine eklemiş bir yapıya ihtiyacımız var. Bu özellikleri kullanan bir Silikon Vadisi vizyonu, hizmet sektörü, sağlık turizmi olabilir Bolu için. Bunları ortaya çıkaracak yeni bir yapı gerekiyor belki. Bunu yaparken lokal değil küresel ölçekte düşünmesi gerekir.” yorumunda bulundu.

    “Bolu’da mutlaka uluslararası uçuşa açık havaalanı ya da hızlı tren olmalı.”

    “Bolu ilinin Kalkınmasında Sağlık ve Turizm” konulu sunum yapan Koru Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Biri ise, Türk sağlık sisteminin dünya standartlarının üstünde ve ulaşılabilir olduğuna, bunun sağlık turizmi açısından güçlü yanlarımızdan biri olduğuna vurgu yaparak, “Bolu özelinde baktığımızda zayıf yanımız ise, ulaşılabilir bir şehir değil. Sağlık turistinin ister İngiltere’den ister Afrika’dan İstanbul’a gelip 3 saatlik bir yolculukla Bolu’ya gelmesi mümkün değil ya da termal tedavi için yurt dışından gelecek yaşlı hastanın Bolu’ya ulaşması mümkün değil. Bu zayıf yanımızın ana kaynağı, Bolu’nun iki temel ihtiyacı olan uluslararası uçuşa açık bir havaalanının bulunmayışı ya da hızlı trenin olmayışı. Festival alanını da ekleyebiliriz. Bunlar sağlık turizmi açısından Bolu bölgesinin en zayıf yanı olarak görülmektedir. Medikal turistin geliş gidişlerinde direkt uçuşların çok önemli olduğunu biliyoruz.

    Türkiye’nin 2019 yılından bu yana sağlık turizmi gelirinin 6 milyar dolar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Biri, sağlık altyapısı, teknoloji ve insan niteliği açısından çok iyi durumda olmasına rağmen dünyada aynı düzeyde olmadığını söyledi; “Bolu’yu sağlık turizmi açısından önemli bir destinasyon haline getireceksek gerçek anlamda stratejik bir plan oluşturmak ve bu planın ulusal ve uluslararası platformlarda lobi faaliyetleri ile güçlendirmek gerekiyor.” dedi.

    TÜSKA kuruluşu ve faaliyetleri hakkında bilgi verildi

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Beylik ise, “Sağlık Turizminde Standardizasyon ve Akreditasyon” konulu sunum yaptı. Sağlık turizmi alanında akreditasyonun öneminden bahseden Beylik, TÜSKA faaliyetleri ve akreditasyon çalışmalarını anlattı ve özetle “TÜSKA’dan bahsedecek olursak biliyorsunuz sağlıkta dönüşüm programı 2003 yılında başlamıştı. Sağlıkta kalite standartları ilk defa 2005 yılında ortaya çıktı ve bu kapsamda yapılan merkezi değerlendirmeler kapsamında ülkemizde makro anlamda önemli bir kalite kültürü gelişti. 2012 yılında Türkiye akreditasyon çalışmalarına başladı. TÜSKA’nın 5 akreditasyon programı var: hastaneler, laboratuvarlar, diyaliz merkezleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri.” dedi; ayrıntılar hakkında bilgi verdi.

    POLSAN TEKNOKENT kuruluyor

    Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve 1. Sınıf Emniyet Müdürü Doç. Dr. Mustafa Çalışkan “Güvenlik Bakış Açısından Yerel Kalkınma POLSAN TEKNOKENT” konulu sunum yaptı. POLSAN’ın 150 bin polisin OYAK benzeri emekli fon kuruluşu olduğunu kaydeden Çalışkan, özetle “POLSAN TEKNOKENT kurmaya karar verdik. Cumhurbaşkanımızın 20 Mart 2025’teki onayıyla hayata geçmeye başladı. Mimari proje yarışması tamamlandı; birkaç ay sonra inşallah temelini atacağız. İletişimden siber güvenliğe, bilişim teknolojilerinden yapay zekâ destekli uygulamalara, biyometrik sistemlerden afet ve kriz yönetim teknolojilerine kadar güvenlik sistemlerinin birçok kritik alanda yenilikçi çözümler geliştirmesine ev sahipliği yapmasını hedefliyoruz.” diye konuştu.

    Soru cevap bölümünün ardından Vali Abdulaziz Aydın ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından davetli konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edildi.

    Programdan notlar

    Doç. Dr. Can Doğan ve ekibinin Türk Halk Müziği konseri büyük beğeni topladı. Rektör Yardımcısı ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Coşkun Karaca, sanatçılara teşekkür plaketi takdim etti.

    Bolu’nun 8 ilçesinde ve merkezde yapılan sempozyumlar ve Bolu Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun tanıtımı için hazırlanan ve PTT tarafından bastırılarak posta pulu serisi haline getirilen özel koleksiyonu anlatan video ile İletişim Atölyesi öğrencilerinin hazırladığı “Kalkınma Yolunda Bolu” videoları gösterildi. Oturumlara geçildi.

    Mevcut makalenin kısa URL'si : https://ajanda.ibu.edu.tr/htb5
    Önceki İçerikKalkınma Sürecinde Devlet Destekleri oturumu yapıldı
    Sonraki İçerikYerel Kalkınma Sempozyumunda “Kent İmajı, İletişim ve Dijital Dönüşüm” Oturumu Gerçekleştirildi