Page 144 - Bülten_4_Sayi
P. 144

RÖPORTAJLAR  I   Mart-Nisan-Mayıs-Haziran 2022   I    SAYI 4








        Eskişehir yılları İzzet Baysal’ın hayatında hiç unutama-
        dığı güzel bir dönemi oluşturdu. 1934 yılında Coğraf-
        ya  öğretmeni  Refika  hanımla  burada  tanışıp  evlendi.
        Ankara’da serbest çalışma kararı alması üzerine 1936
        yılında Baysal ailesi Başkente taşındı. 1939 yılında kızı
        “Esin” in doğumuyla hayatında yeni bir dönem başladı.
        Sorumluluğu  artan  İzzet  Baysal,  birçok  mimari  proje
        yürütmeye  başladı.  Bu  projelerin  birikimiyle  Bolu  ve
        Ankara’da müteahhitlik yapmaya karar verdi. Ancak İz-
        zet Baysal için 1941 yılı yaşamının en acı ve zor yılı oldu.
        Çok sevdiği eşi Refika Hanım, doğum sırasında bebe-
        ğiyle genç yaşta hayata veda etti. Bu acı İzzet Baysal’ın
        sağlık  alanında  yapacağı  yardımlarda  kuşkusuz  etkili
        oldu.


        Bundan  sonra  hayatı  çok  farklı  bir  seyir  izledi.  İzzet
        Baysal, Ankara’da kızı Esin’le yapayalnız kaldı. Bir taraf-
        tan müteahhitlik işleri diğer taraftan tek başına küçük
        bir çocuğun bakımıyla uğraşmak onun için hiç de kolay      İzzet Baysal, yoğun çalışma temposundan dolayı biricik
        olmayacaktı. Bir de bunun üstüne II. Dünya Savaşı ne-   kızı Esin’e zaman ayırmakta zorlandığı dönemler yaşadı. (1941)
        deniyle yeniden askere çağrıldı. Bu koşullar karşısında
        kızı Esin’i İstanbul’a götürerek bakımını üstlenmesi için
        baldızı Nafize Hanım’a bıraktı.  Kızı, zamanla teyzesini
        anne gibi görmeye başlayınca baldızı Nafize Hanım’la
        evlendi.


        İzzet Baysal’ın yolu bundan sonra İstanbul’a daha sık
        düşmeye başladı. Ankara ve Bolu’da yaptığı inşaatlar
        için gerekli malzemeyi bizzat İstanbul’dan kendisi seç-
        meye gidiyordu. Ancak ailesiyle istediği kadar çok za-
        man geçiremiyordu. Zamanla ülkede hızla yaşanan ya-
        pılanmayı dikkate alarak “neden İstanbul’dan aldığım        İzzet Baysal, ilk imar planını yaptığı Gerede’de (1932)
                                                                         (İzzet Baysal, ortada açık renk paltolu)
        malların ticaretini kendim yapmıyorum” diye düşündü.
        İstanbul’a yerleşip ticaretle uğraşmaya karar verdi. Bu-
        nunla da yetinmedi 1945 yılında bir atölye açarak ima-  üretmiyoruz?”  sorusu  sürekli  İzzet  Baysal’ın  kafasını
        latçılığa da başladı. Kazan, kilit, menteşe gibi şeylerin   meşgul ediyordu. Ülkede sanayi yoktu ve sadece dev-
        üretimini yaptı. İnşaat sektöründe ihtiyaç duyulan her   letin  işlettiği  şeker,  dokuma  gibi  alanlarda  fabrikalar
        şeyin dışardan alındığı ithal malların pazarlarda hâkim   vardı. Türkiye’de henüz sanayici olarak nitelendirilecek
        olduğu bir dönemde İzzet Baysal’ın üretim ve ekono-   bir kesim de yoktu. Parası olan kesim ise tüccardı. Mi-
        miye katkıda bulunma çabası oldukça önemlidir. Ama    marlıktan müteahhitliğe, müteahhitlikten de tüccarlı-
        hedefi daha büyük işlerdi.                            ğa geçen İzzet Baysal’ın bundan sonraki hedefi sanayi-
                                                              cilik oldu. İzzet Baysal, ithal edip perakende ve toptan

        İthal  ettiği  mallar  için  “Türkiye’de  kendimiz  neden   sattığı su ve hava gazı tesisatına ait boruları birbirine

          Mart-Haziran 2022/Sayı 4
  144 BAİBÜ BÜLTEN
   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149