Bolu Valiliği, Bolu Belediyesi ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin (AİBÜ) düzenlediği 6. Uluslararası Köroğlu Sempozyumu, İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi salonda gerçekleştirilen değerlendirme oturumuyla sona erdi.
Oturumun moderatörlüğünü yapan Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü kurucusu ve ilk Müdürü Prof. Dr. Fikret Türkmen, sempozyumda yaklaşık 65 bildiri sunulduğunu ifade ederek, Türk dünyasında ve ülkemizde Köroğlu hakkında yapılan akademik çalışmaların Köroğlu külliyatı olarak yayınlanması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Türkmen, böyle bir külliyatın hem akademik hem de kültürel anlamda Türk dünyasına büyük faydalar getireceğinin altını çizdi.
Oturumda ilk konuşmayı yapan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise, Köroğlu’nun mirasının korunması ve canlı tutulması için gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine değindi. Köroğlu’nun uluslararası boyuta taşınması gerektiğini ifade eden Oğuz, özetle “Köroğlu, Türk dünyasında pek çok yerde yaşıyor ve bizim müşterekliğimizi anlatıyor. Bu nedenle önümüzdeki süreçte Köroğlu’nu Kazak, Türkmen, Kırgız, Özbek, Azeri, Türkiye demeden Türk dünyasının ortak mirası olarak UNESCO’ya sunalım kararını aldık. Umuyorum bu hayalimizi gerçekleştiririz ve UNESCO’da Nevruz’dan sonra ikinci Türk birliğini sağlamış oluruz.” diye konuştu.
“Türk Dünyasındaki Ortak Değerleri Temel Bir Yapıda Birleştirmeliyiz.”
Avrasya Kazakistan Cumhuriyeti Milli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şakir İbrayev ise, öncelikle metinlerin ortaya çıkarılarak destanlarımızın kataloglarının yapılması gerektiğini vurguladı ve “Türk dünyasının her bölgesinde destanlar yaşıyor. Bazı destanlar belli bir bölgede, bazı destanlar daha geniş bir coğrafyada yaşıyor. Ortak kültürümüz destanların araştırılması, incelenmesi sağlanmalı. Köroğlu destanı ve diğer destanlarımızın mutlaka katalogları yapılmalı.” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Yıldırım ise, Türk dünyasındaki bazı ortak değerlerin temel bir yapıda birleştirilmesi gerektiğini anlatarak, özetle “Bir tane Köroğlu destanı var, bunun 3 versiyonu ve bu 3 versiyona bağlı bir yığın varyant var. İşte bu bir yığın varyanttan, 3 versiyona bağlı metinlerden Köroğlu destanı metnini çıkarmalıyız. Hepimizin anlayacağı bir Köroğlu destan metnini ana hatlarıyla, özellikleriyle, anlatıcılarının katkılarını vurgulamak suretiyle akademik düzlemde ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bu sadece Köroğlu destanı için değil bütün destanlarımız için yapmamız gereken kaçınılmaz bir görev.” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi’nden Prof. Dr. Ramazan Qafarlı ise, Köroğlu Destanı’nın Türk dünyasını birleştiren bir eser olduğunun altını çizdi. Konuşmasında Köroğlu operası hakkında bilgi veren Qafarlı, bundan sonraki sempozyumlarda Köroğlu operasından musikilerin icra edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
“Türk Dünyasının Ortak Köroğlu, Bizi Bu Sempozyumda Bir Araya Getirdi.”
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Ekici ise, Köroğlu’nun sempozyum kapsamında çok yönlü tartışıldığını ifade ederek, özetle “Türk dünyasının ortak Köroğlu, bizi bu sempozyumda bir araya getirdi. Köroğlu, bilge bir kişi, cesaretin ve adaletin sembolü. Haksızlığa karşı çıkışın ve adil olmanın gerekliliğinin bu dünyada yerleştirilmesini en iyi şekilde ifade eden bir kahraman. Köroğlu, Türk coğrafyasında var olan yardımseverliğin sembolü. Zorda kalana yardım etmek, aman dileyene karşı onu affeden bir yaklaşım sergilemek ama kendisine hainlik edeni de affetmemek. Köroğlu, sazın, sözün ve Türk insanının saza ve söze olan sevgisinin, sözüyle dünyayı ifade etmenin ve bunu aktarmanın sembolü. Köroğlu, bütün dünyada olması gereken sevginin sembolü.” ifadelerini kullandı. Sempozyum, plaket takdimlerinin ardından sona erdi.