“Malazgirt’i Yeniden Keşfetmek” konulu konferans düzenlendi

    Üniversitemizde düzenlenen “Malazgirt’i Yeniden Keşfetmek” konferansında konuşan Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Zaferi’ni akademik bir perspektifle yorumladı; tarihimizin bu köklü mirasını tarihsel, kültürel ve düşünsel yönleriyle ele aldı. Güncel araştırmalar ışığında Malazgirt Savaşı’nın, Türk ve dünya tarihi açısından stratejik ve kültürel önemini anlattı.

    Üniversitemiz Tarih Topluluğu ve Tümce Topluluğu tarafından İzzet Baysal Kültür Merkezi Pembe Salonda düzenlenen konferansa; Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Gençlik ve Spor İl Müdürü Emrullah Güler, akademik-idari personel ve öğrenciler katıldı.

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta Prof. Dr. Mustafa Alican, Malazgirt Savaşı ile ilgili bölgede yürütülen bilimsel çalışmalar ve bu çalışmaları gerçekleştiren değerli araştırmacılar hakkında bilgi verdi; Albay Kadri Perk ve çalışmalarına ayrı bir sayfa açtı. 1940’lı yılların başında Kadri Perk’in, Malazgirt savaş alanının stratejik bir incelemesini yapmak üzere görevlendirildiğini anlatan Prof. Dr. Alican, özetle şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Malazgirt Savaşı ile alakalı saha üzerinden en doğru analizleri Kadri Perk yapmıştır.”

    “Albay Kadri Perk, bir kurmay ekibiyle beraber Malazgirt’e gelmiş ve burada birçok çalışmalar yapmış; yaklaşık 90 sayfalık bir metin oluşturmuş ve kitabının sonunda savaşın nerede gerçekleştiği, Sultan Alparslan’ın rotasının neresi olduğu, Malazgirt’e nereden geldiği, Bizans ordusunun Malazgirt’e nereden geldiği, orduların nerede karşılaştıkları, nerede savaştıkları ile alakalı birtakım krokiler hazırlamış. Kitabının girişinde tarihçi olmadığını söylemiş, dolayısıyla yapmış olduğu bu Malazgirt analizi, bir tarihçinin analizi değil, bir askeri stratejistin analizi. Bütün sahayı asker gözüyle incelemiş. Bizler daha sonra, özellikle sahaya çıktıktan sonra 2020’li yıllardan itibaren şunu gördük: Bugüne kadar Malazgirt Savaşı ile alakalı, özellikle saha üzerinden yapılan analizlerin en haklısı, en doğrusu, en iyisi Kadri Perk’in kitabıdır.”

    Rektör Alican, saha çalışmalarının bilimdeki önemine vurgu yaptı

    Kaynakların yanı sıra saha çalışmalarının bilimsel araştırmalardaki ve Malazgirt yöresindeki önemini anlatan Prof. Dr. Alican, Malazgirt’tin bir garnizon şehri olduğunu, bu şehrin etrafının surlarla çevrili olduğunu, bu surların Diyarbakır surları ile kardeş olduğunu ve tüm bunların en az 5000 yıllık bir tarihin ürünü olduğunu maalesef çok az insanın bildiğini söyledi.

    Savaşın burada gerçekleşmiş olmasının aslında bir tesadüf olmadığını ve Malazgirt’in gerçekten Anadolu’nun kapısı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Alican, “Savaşın kazanılmasıyla Türkler, Anadolu’nun en batısına kadar geldiler; eğer savaşı Selçuklular kaybetseydi, Bizanslılar da hızla bütün İran’ı ve Irak’ı istila edeceklerdi. Bölge bu açıdan önemliydi.” dedi. Prof. Dr. Alican, Malazgirt ovasında henüz keşfedilmemiş 14 höyüğün de olduğunu sözlerine ekledi.

    “Bölgenin zengin tarihine ışık tutmak için çalışıyoruz.”

    Malazgirt Savaşı’nın tarihsel sonuçlarını ve savaş alanın arkeolojik izlerini değerlendiren Prof. Dr. Alican, bu önemli savaşın dünya tarihine yön verdiğine vurgu yaparak, özetle “Malazgirt sadece Muş’un değil Türkiye’nin kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma noktasında büyük önem arz ediyor. Bu nedenle bu coğrafyadaki bilimsel çalışmaları mutlaka artırmalıyız. Bizim de 2019 yılından bu yana Malazgirt savaş alanının arkeolojik araştırması olarak başlattığımız bir proje var. Her geçen yıl kapsamı genişleyen projemize geçtiğimiz yıl ‘Malazgirt Kent Tarihi Kazı Alanı’ adında bir kazı çalışması daha ekledik. Bu projede 20 üniversiteden farklı disiplinlerde 50 akademisyen çalışmalara katkı sunuyor. Alandaki arkeolojik bulguları gün yüzüne çıkararak, bölgenin zengin tarihine ışık tutuyoruz.” diye anlattı.

    “Türk tarihi açısından belki de en önemli dönüm noktası 1071 Malazgirt Zaferi’dir.”

    Tarih Topluluğu Başkanı Mert Karakanat ve Tümce Topluluğu Başkanı Ayşe Karadeniz de yaptıkları konuşmalarda, her milletin tarihinde, o milletin yönünü, kaderini ve kimliğini belirleyen kritik dönüm noktaları olduğunu vurgulayarak, “Bu dönüm noktaları, sadece siyasi ya da askeri sonuçlar doğurmakla kalmaz, bir milletin tarihsel bilincini ve medeniyet iddiasını da şekillendirir. Türk tarihi açısından bu dönüm noktalarından biri, belki de en önemlisi 1071 Malazgirt Zaferi’dir. Malazgirt Zaferi sadece bir muharebe değil, bir medeniyetin Anadolu’ya atılan imzasıdır. O gün Sultan Alparslan’ın beyaz kefeniyle ordusunun önüne geçmesi, aslında bir milletin geleceğe yürüyüşünün sembolü olmuştur. Anadolu’nun verimli toprakları, binlerce yıldır uygarlıkların beşiği olmuş İpek Yolu’nun kavşağında denizlerle çevrili bu kadim coğrafya, tarih boyunca nice mücadelelere sahne olmuştur. İşte 1071 yılında Malazgirt’te kazanılan zafer, bu toprakların kapılarını Türk Milleti’ne açmış ve Anadolu’yu ebedi yurdumuz haline getirmiştir.” ifadelerini kullandılar.

    Teşekkür plaketi takdim edildi

    Soru cevap bölümünün ardından Rektör Prof. Dr. Mustafa Alican’a Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him tarafından üzerinde Üniversitemizin logosunun olduğu çini bir hatıra tabağı takdim edildi; teşekkür plaketi ve merhum İzzet Baysal’ın yaşamını, kariyerini ve hayırseverliğini anlatan kitaplar armağan edildi.

    Mevcut makalenin kısa URL'si : https://ajanda.ibu.edu.tr/2w0t
    Önceki İçerik11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü Fidan Dikim Etkinliği Daveti
    Sonraki İçerik10 Kasım: Saygı ve Özlemle Anıyoruz