Gençlik ve Spor Bakanlığı ile KYK Bolu İl Müdürlüğü tarafından üniversitemizin ev sahipliğinde düzenlenen “Bilgiden Bilince” konferansları kapsamında, gençler üzerinde arkadaş ve çevre etkisi ele alındı.
İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi salonda düzenlenen ve öğrencilerin ilgiyle takip ettiği konferansın açılış konuşmasını KYK Bolu İl Müdürü Şerafettin Çilkara yaptı. Çilkara, “Biz ‘Bilgiden Bilince’ konferanslarında aslında tek bir şeyi hedefliyoruz: Bilinçli bir gençlik. Bu noktada, Kudüs’ten bahsetmeden geçemeyeceğim. Kudüs sahipsiz değildir. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa hiçbir zaman sahipsiz kalmayacaktır. Siz gençlerin, bu bilince sahip olduğunuza yürekten inanıyorum. Değerlerimizi, bilincimizi kaybetmeyelim. Bugünkü konferansımızın konusunu teşkil eden arkadaş ve çevre seçiminde de buna çok özen gösterin.” dedi.
Açılış konuşmasının ardından konferansı veren İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Karasakal da, sözlerine Kudüs’ün durumuna dikkat çekerek başladı. Karasakal, “Biz sahip olduğumuz ne varsa; Kudüs, başörtüsü, iman, bayrak, vatan, sıhhat, namus, ilim, evlat, aile, somut, soyut ne varsa kıymetini bilirsek, meşruiyete getirirsek bunlar devam edebilir. Ama kıymet bilmez de, şükrünü yerine getiremezsek elimizden alınır. Bizi biz yapan değerleri tanımıyorsak ondan sonra rüzgâr ne tarafa eserse o yöne gideriz.” diye konuştu.
Teknolojinin bireyler üzerindeki etkisine değinen Doç. Dr. Karasakal, özetle “Teknoloji araçlarıyla gençler, ekranlardan beslenen bireyler haline geldiler. Sosyal medya o kadar geniş bir alan ki engel olamıyor, kural koyamıyorsunuz. Göz önünde kaybolmanın mümkün hale geldiği zamanları yaşıyoruz. Gençler bunun tesirinden kurtulacaktır. Bu nesile ulaşmanın yolunu bulacağız. İyinin gücünü, cazibesini ve etkisini artıracağız. Çünkü güneş doğunca, buzlar mutlaka eriyecektir. Bizler, ufuklu olmak, kendimizi geliştirmek zorundayız. Nasıl mı yapacağız? Ancak ufuğu talep edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“İçimizde bir savaş dönüyor. İçimizdeki cevher, bizi ulviliklere götürür. İçimizdeki diğer ses ise, dünyayı çok seven nefsimizin sesidir.” diyen Doç. Dr. Karasakal, sözlerine özetle, “İki ses de bizi bir yere çağırıyor. Kim galip gelecek? Biz, irademizi hangi tarafa yönlendirirsek, o taraf galip gelecek. Bizim şu anki seviyemiz, hangisine intibak ve itibar ettiğimize bağlı. Bunların cevabını sağlıklı vermeden, rüzgârın önünde sürüklenen yaprak gibi olursak irademize hâkim olamayız. Bütün bunlara doğru cevap verebilmenin sırrı, peşine düştüğümüzü takip etmektir. Düşmanın hep pusuda olduğunu unutmadan, sürekli teyakkuz halinde olmalıyız. Hep sormak, sorgulamak durumundayız. Soran, hakikate ulaşabilir. Kötü çevre, kötü arkadaş, alışkanlıklar, birliktelikler, seyirlikler neyse, ona doğru ilk adımı atanlar, kendi düşmanlarını büyütmeye başlamıştır.” diyerek devam etti.
Arkadaşların birbirlerini çok etkilediğini ve yön bulmada aynı pusulalar gibi olduklarını dile getiren Doç. Dr. Karasakal, “Başınıza bir olay geldiğinde ne diyeceğiniz, nasıl yaşadığınıza bağlıdır. Nasıl yaşadığınız ise, neyin derdini çektiğinize bağlıdır. Neyin derdini çektiğiniz, hayata nereden ve nasıl baktığınıza bağlıdır. Başımıza gelen olaylar, sıkıntılara nasıl tepki vereceğimiz, inancımızla, hayata bakış açımızla doğru orantılıdır.” dedi.
Konferansın sonunda Doç. Dr. Şaban Karasakal’a Şerafettin Çilkara tarafından KYK öğrencilerinin yaptığı ebru eseri takdim edildi.
Haber-Fotoğraflar: Gazetecilik Bölümü Öğrencisi Sevgi Pilgi