Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Genç Beyinler Topluluğu, İzzet Baysal Kültür Merkezi’nde düzenledikleri seminerde ‘ÖSYM yarışı sonrasında kendimizi buraya attık. Hiç düşünecek vaktimiz oldu mu, neden buradayız?’ sorusuna yanıt aradılar. Semineri AİBÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Topluluk Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Seyit Rıza Tiğrek verdi. Tiğrek seminerde; ‘Üniversite yıllarımız nasıl geçmeli?’, ‘Öğrenmeyi öğrendik mi?’, ‘Hocalardan ne beklemeliyiz?’, ‘Öğrenilmiş çaresizlik içinde miyiz?’ ve ‘Üniversitede kim kime çalışır?’ sorularını cevaplandırdı. Hayatı değiştirmek için her şeye kendimizden başlamamız gerektiğini vurgulayan Tiğrek, başkalarını değiştirmeye veya kurtarmaya çalışmak yerine sadece kendi kalitemizi artırmamızın yeterli olacağını söyledi.
Seminer boyunca uzun yıllar yurt dışında yaşamış bir kişi olarak artıları ve eksileriyle Türkiye’yi değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Tiğrek, öğrencilere nerede olduklarının farkında olup olmadıklarını sorarak, “Üniversite sınavlarında aldığınız başarılı sonuçlarla buralara kadar geldiniz. Ülkemizde üniversite sınavlarında zor sorularla uğraşma, geç mantığı var. Zor soru değil çok soru çözme mantığı var. Üniversiteden sonraki hayat ise zor, kaçar tarafı yok. Zorlanmadan ve uğraş vermeden hiçbir şey öğrenemezsiniz. Hayatımızın kontrolü bizde olmalı, ne istediğimizi bileceğiz. Bu mod’a geçmeden bir fayda göremeyiz.” dedi.
‘Şimdi ne yapacağız?’ sorusunun üniversiteden mezun olduktan sonra sorulmaması gereken bir soru olduğuna dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Tiğrek, “Diyelim ki öğretmen oldunuz. İşe başlıyorsunuz ve ‘Şunları derinlemesine öğrensem daha iyi olurmuş.’ dediğiniz zaman bunu toparlamak için vaktiniz olmayacak. Üniversite ortamı şu anda en iyi kamp, yüzde 100 eğitim için buradasınız. Memlekette bunu kabul etmiş, onca para yatırmış, bu kadar insan çalışıyor, bu kadar imkanlar hazırlanmış. Bu zamanı boşa geçirirsek üniversiteyi bitirdiğimizde bazı şeyler için çok geç kalınmış oluyor. Bu yüzden zamanınızı israf etmeyin.” diye konuştu.
Hayatımıza ‘öğrenilmiş çaresizlik’ kavramıyla sınırlar koyduğumuzu anlatan Tiğrek, bu sınırlara hem kendimizin hem de bizden sonra yeni neslin ayak uydurduğunu örneklerle açıkladı. Tiğrek, “Sınırları kaldırmamız gerekiyor. Bunun için yeterli malzeme var mı? Evet, var. Yaşadığımız çağda öğrenmek için bir sınır yok. Öğrenci ben sözelciyim, matematikten anlamam diyor. Böyle bir şey olmaz. Herkes matematiği bilecek, çünkü matematik akıl yürütebilme, doğru düşünme, mantığımızı kullanma, analitik bakabilme demek. Örneğin müfredatı öğretmek için Türkçe öğretmeni yetiştiriyoruz. Bundan başka bir şey öğrenmeniz gerekmiyor. Bunu da liseden gelen alışkanlıkla vizelerden vizelere çalışarak yapıyoruz. Sonra da öğrencilerimize ‘Ben Türkçe Öğretmeniyim, başka bir şeyden anlamam.’ diyoruz. Bence bu ağlanacak bir durum.” şeklinde konuştu. Seminer, Yrd. Doç. Dr. Seyit Rıza Tiğrek’in öğrencilerin sorularını cevaplandırmasının ardından sona erdi.