8 Kasım’ın Dünya Radyoloji Günü dolayısıyla Mehmet Tanrıkulu Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Görüntüleme Bölümü tarafından Dünya Radyoloji Günü etkinliği gerçekleştirildi.
Etkinliğe BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ile BAİBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Gürel’in yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Gürel: “Türkiye’de İlk X Işınını Yüzbaşı Esat Fevzi Kullandı”
Etkinlikte açılış konuşmasını BAİBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Gürel gerçekleştirdi. Konuşmasına katılımcılara teşekkür edip katılımcıların Dünya Radyoloji Günü’nü kutlayarak başladı. X ışınlarının bulunmasının tarihçesini aktaran Gürel, 19. Asrın sonlarında birçok önemli icadın kısa bir sürede yapıldığı, bunlardan bazılarının 1878 ampulün icadı, 1894 radyonun icadı ve 1895 X ışınlarının bulunması olduğunu belirtti. Wilhelm Röntgen’in X ışınını bulmasından 2 yıl sonra Türkiye’de ilk defa tıp fakültesi 3. Sınıf öğrencisi Yüzbaşı Esad Feyzi tarafından X ışını kullanıldığını söyleyen Gürel, X ışınının Balkan Savaşları sırasında yaralanan askerlerin vücudundaki şarapnel parçalarının yerini tespit etmek amacıyla kullanıldığını dile getirdi. Etkinliğin düzenlenmesinde katkısı olan herkese ve katılımcılara teşekkür ederek sözlerini bitirdi.
Rektör Alişarlı: “Radyoloji Tetkik ve Teşhiste Önemli”
Gürel’in ardından konuşma yapmak için kürsüye gelen BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı katılımcılara teşekkür edip herkesin Dünya Radyoloji gününü kutlayarak sözlerine başladı. Kendisinin mesleğinin veteriner hekimliği olduğunu bu sebeple öğrenim hayatında radyoloji dersi aldığını ifade ve radyolojinin tetkik ve teşhiste önemli olduğunu dile getiren Alişarlı, radyolojinin doktorların gören gözü olduğunu vurguladı. Radyoloji biliminin gelişmesine bakıldığında bir damardan girip beyindeki bir kılcal damarda bulunan sorunu giderecek kadar ilerlediğini söyledi. Radyoloji ve tanı teknolojilerinin hızlı ilerlemesiyle teşhis ve tanı koymada büyük ilerleme sağlamakla birlikte bunun klasik muayene metotları olan inspeksiyon, palpasyon, perküsyon ve oskültasyona ayrılan zamanın ve dolayısıyla hastayla geçirilen zamanın ve iletişimin azalmasına da neden olduğunu, hasta ile hekim arasındaki iletişimin azalmasıyla birlikte hastaların ve hasta yakınlarının gerginliğinin arttığını, doktorların hastalarla ilgilenmediğinin sanıldığını açıkladı. Tüm radyoloji çalışanlarının Dünya Radyoloji Günü’nü kutlayan Alişarlı katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Özer: “Dünya’daki En Radyoaktif Yer Sigara İçenlerin Akciğeridir”
“X Işınları ve Dünya’daki En Radyoaktif Yer” konulu sunumunu yapmak için kürsüye gelen Dr. Öğr. Üyesi Hamza Özer katılımcılara teşekkür ederek sunumuna başladı. Dünya Radyoloji Günü’nün 2007 yılından itibaren kutlanmaya başlandığını belirten Özer, X ışınlarının enerjisi yüksek bir elektromanyetik radyasyon olduğunu ifade etti. X ışınlarının 19. Asrın sonunda bulunduğunu dile getiren Özer, Wilhelm Röntgen’in X ışınını bulmasıyla 1901 yılında Nobel Fizik Ödülü aldığını söyledi. X ışınının bulunduğu tarihten günümüze kadar nasıl kullanıldığını aktaran Özer, X ışınının nasıl üretildiğine dair bilgi verdi. Dünya’daki en radyoaktif yerlerin Hiroşima, Nagazaki, Fukuşima, Çernobil gibi atom bombası atılan ya da radyoaktif kazaların yaşandığı yerler olduğunu, sigara içicilerinin akciğerlerinin ise bu yerlerden daha fazla radyoaktivite içerdiğini vurgulayan Özer, katılımcılara teşekkür ederek sözlerini bitirdi.
Hızal: “Çağa Ayak Uyduramayanları Bekleyen Tehlike”
Özer’in ardından “Robotlar İşimizi Elimizden Alabilirler mi?” konulu sunumunu yapmak için Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Hızal katılımcılara teşekkür ederek sözlerine başladı. Günümüzde kullanılan bilgisayarların ve kullanılan uygulamaların yapay zeka ile çalıştığını belirten Hızal, şu an kullanılan yapay zekaların tek bir görev odaklı olduğunu ve bilim insanlarının bir sonraki hedefinin çoklu görev yapabilen yapay zeka üretmek olduğunu ifade etti. Yapay zeka ile insan hatasının minimize edildiğini söyleyen Hızal, doğru veriler girildiğinde yapay zekanın daha keskin ve çabuk yanıt verdiğini, yer yer insandan daha iyi sonuçlara ulaşabildiği ancak en başarılı sonuçlara yapay zekayı yardımcı olarak kullanan insanların vardığını dile getirdi. Verilerin yapay zekaya insan tarafından doğru verilmemesi halinde yapay zekanın hata payının çok arttığını zira yapay zekanın verilen bilgileri doğru veya yanlış olduğuna bakmaksızın doğru kabul ettiğinden bahsetti. Bu nedenlerle yapay zeka uygulamalarının günümüzde doktorun tanısına yardımcı olarak tanısal doğruluğu artırmak üzere kullanıldığını aktardı. Yapay zeka hakkında yapılan uluslararası çalışmalar hakkında bilgi veren Hızal, yapay zeka teknolojileriyle birlikte çalışmamız gerektiğini ve çağa ayak uyduramayan bireylerin işsiz kalmasının yüksel ihtimal olduğunun altını çizip katılımcılara teşekkür ederek sözlerini bitirdi.
Yüzok’tan Kontrast Madde Kullanımı Hakkında Öğrencilere Yönelik Hap Bilgiler
Hızal’ın ardından “Kontrast Madde Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” konulu sunumunu yapmak için kürsüye gelen Arş. Gör. Dr. Rüveyde Begüm Yüzok katılımcılara teşekkür ederek sunumuna başladı. Kontrast maddelerin özellikleri hakkında bilgi veren Yüzok, kontrast madde uygulamalarından bahsetti. Kontrast madde uygulamalarının yan etkileri hakkında konuşan Yüzok, katılımcılara teşekkür ederek sunumunu bitirdi.
Yüzok’un sunumunu bitirmesinin ardından BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, BAİBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Gürel ve Prof. Dr. Safiye Gürel’in sunum yapan konuşmacılara teşekkür belgesi vermesiyle etkinlik sona erdi.