Milli Mücadele’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözü, askeri-siyasi deha ve inancın ortak zaferi, başta Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları olmak üzere, sırtına alıp namluya sürdüğü top mermisi İngilizlerin en büyük zırhlısı Ocean’ı vuran Seyit Onbaşı’nın, mermisi bitince tüfeğiyle, süngüsüyle, taşla toprakla düşmana saldırarak mücadeleden asla vazgeçmeyen, Mehmetçik’in isim babası Bigalı Mehmet’in, binbir zorlukla mücadele ederek yaralılarımızı birlikte tedavi eden Tabip Binbaşı Ragıp ve İngiliz bombardımanında şehit düşen eşi, Mehmetçiğin Ana Hatun’u Hemşire Erica’nın aralarında olduğu nice kahramanlarımızın yazdığı destan Çanakkale Zaferimizin 109’uncu yıl dönümüne erişmenin kıvancı ve onurunu yaşıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında, Üniversitemiz Rektörlüğü’nce “109. Yıl Dönümünde Milli Bir Ders Olarak Çanakkale Zaferi” konulu panel düzenlendi.
İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi Salonda gerçekleştirilen panele; Bolu Barosu Başkanı Av. Perihan Bengü Akşemsettinoğlu Yılmaz, Rektör Vekili Prof. Dr. Samettin Gündüz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Bolu Müftüsü Hüseyin Demirtaş, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü Mehmet Hanefi Taştan, akademik ve idari yönetici ve personel ile öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samettin Gündüz, Çanakkale Savaşlarında sömürgeci anlayışın hem Türk Milletini Anadolu’dan silmek hem de Anadolu’daki İslâmiyet’i bitirmek amacıyla mücadele ettiğini belirterek, “Çanakkale Zaferi hem Türk tarihinin özetini hem de Türk’ün sonsuza kadar Anadolu’da yaşamasını işaret eden bir zaferdir. 21’inci yüzyıl Türk dünyasını inşa etmek amacıyla, bütün bunların bilincinde olup Çanakkale’den de ders alarak, geleceği şanlı Türk tarihinin Anadolu’daki izlerini daha da güçlü kılmak için azim ve istekle çalışmalıyız.” diye konuştu.
“Çanakkale, tesadüfen kazanılmış bir savaş değildir.”
Moderatörlüğünü Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş’un yaptığı panelde ilk konuşmayı Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Düzcü yaptı. Konuşmasında Çanakkale Zaferi’nin tarihine değinen Prof. Dr. Düzcü, Çanakkale Savaşlarının tesadüfen kazanılmadığına vurgu yaparak, özetle “Çanakkale Savaşlarının sonucu, Osmanlı’nın son bir asırda verdiği ilmi mücadele ve modern eğitiminin tezahürüdür. Çanakkale’ye giden yolda önemli bir ilmi ve teknolojik hazırlık olduğunu görüyoruz. Çanakkale, ilim, irfan ve imanın iç içe geçtiği önemli bir savaştır. Hazırlıklarla kazanılmış bir savaştır. Peki nedir bunlar? Mühendishaneler, harbiye mektebi, modern eğitimlerin sonucu kazanılmış bir savaş diyebiliriz. Millî Mücadele de aynı yolla kazanılmıştır. Yani Türk Milleti, ilmi açıdan da teknolojik açıdan da bu savaşa hazırlıklıydı.” ifadelerini kullandı.
“Çanakkale Savaşlarında insan unsuru teknolojik gücün üzerinde olmuştur.”
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tabakoğlu ise, Çanakkale Savaşlarının manevi yönünü ele alarak, özetle “Savaşların önemli unsuru silah üstünlüğü olmakla beraber, bu tek başına belirleyici bir unsur değildir. Nitekim Çanakkale Savaşı, insan unsurunun teknolojik gücün üzerinde olduğunu göstermiştir. Çünkü stratejiyi belirleyebilmek, muharebe taktiklerini uygulayabilmek, risk almak ve özellikle de şehit olabilmek insana mahsus özelliklerdendir. Bu özelliklerin hiçbiri çok gelişmiş de olsa savaş araç gereçlerinde yoktur. Churchill’in dediği gibi, Çanakkale Savaşını Türklerin lehine sonuçlandıran malzeme üstünlüğü değil, daha güçlü olan irade üstünlüğüdür. Çanakkale Zaferi, sonuçları açısından bakıldığında Kurtuluş Savaşı’nın dinamosu, manevi gücü ve moral kaynağı olmuştur. Eğer Türk Milleti 1915’te başarılı olamasaydı, Kurtuluş Savaşını yapacak güç ve umut bulunamayabilirdi. Çanakkale Zaferi, Balkan bozgununun yılgınlığını ve karamsarlığını ortadan kaldırmıştır.” şeklinde konuştu.
Çanakkale Zaferi’nin Balkanlardaki önemi anlatıldı
Moderatör Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş ise, Balkanlardaki atalarımızın Çanakkale’deki kahramanlıklarını anlatarak, Çanakkale ve Anadolu’nun Balkanlardaki önemini ve atalarımızın Türkiye’ye olan bağlılığını vurguladı; savaş zamanında Avusturalyalı bir askerin anlatımıyla, onlar için cehennem olan Çanakkale cephesinin, Türkler için cennete açılan bir kapı olduğunu vurguladı. Çanakkale Zaferi’nin Kafkaslardan kutsal topraklara, Ortadoğu’dan Hindistan’a kadar Müslümanların yaşadığı yerlerde destek ve sevinçle karşılandığını hikayelerle anlattı.
Soru cevap bölümünün ardından panel, teşekkür belgelerinin takdimi ile sona erdi.