Bilindiği gibi, ülkemiz son dönemde görünürde ülke ekonomisine olmakla birlikte gerçekte toplumsal barış, huzur ve egemenliğine yönelik olarak topyekün bir saldırı altındadır.
ABD Başkanı Donald J. Trump yönetimi tarafından, özellikle döviz kurları üzerinden ekonomimize ve finansal güvenliğimize açık bir saldırı yapılmıştır. Yaşanan finansal dalgalanmayı ekonomik dinamiklerle açıklamak mümkün değildir. Ülkemiz bütçe açığı ve kamu borç stokunun GSYH’ya oranı, ilgili ülkelerin enflasyon oranlarındaki farklar, kamu ve özel sektör borçlarının çevrilebilirliği, cari işlemler dengesi ve Merkez Bankamızın rezervleri gibi değişkenlere bakıldığında ülkemiz aleyhine oluşan kur baskısını ekonomik kaynaklı olarak açıklamak imkansızdır.
Ayrıca ABD yönetiminin uluslararası ticaret ahlakını ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ilke ve geleneklerini hiçe sayarak, ülkemizin çelik ve alüminyum ihracatına uyguladığı gümrük vergilerini ikiye katlamasını da kabul etmek ve iyi niyetle izah etmek mümkün değildir.
Nitekim ABD Yönetiminin bazı temsilcileri, ülkemizin bağımsız yargısınca yargılanan bazı şüphelilerin serbest bırakılmamasını bu saldırıya gerekçe gösterebilmiştir.
15 Temmuz’da ülkemizde hain darbe girişiminde bulunan FETÖ Terör Örgütü’nün yöneticileri ve üyelerini ülkesinde barındırmayı sürdüren ABD Yönetimi, Yüce Türk Adaletinin suçlu bulduğu bu isimlerin iade edilmesinde yargı bağımsızlığını vurgularken, ülkemizde darbe girişimindeki rolleri bulunduğu iddiasıyla yargılanan kendi vatandaşları söz konusu olduğunda ulusal ve uluslararası hukuku hiçe saymaktadır.
ABD yönetiminin ülkemize yönelik bu saldırgan tutumunu şiddetle kınıyor ve iki ülke ilişkilerinin onarılamaz seviyelere ulaşmadan ABD yönetimini, devlet ciddiyetiyle bağdaşan, uluslararası hukuk ve ticaret kurallarına ve diplomatik teamüllere saygılı şekilde davranmaya davet ediyoruz.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü