Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin geleneksel el sanatlarının dijital hikaye ve robotik kodlama ile okul öncesi eğitim programında yer almasını hedefleyen TÜBİTAK destekli projesi, paydaş üniversitelerden akademisyen, araştırmacı ve öğretmenlerin katılımıyla çevrim içi düzenlenen çalıştayda ele alındı.
Üniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Pakize Kayadibi’nin koordinasyonundaki “Okul Öncesi Eğitimde Somut Olmayan Kültürel Miras ve Teknoloji Çalışması: Geleneksel El Sanatları Temelli Dijital Hikaye Anlatımı ve Kodlama Programının Geliştirilmesi, Uygulanması ve Değerlendirilmesi” adlı proje, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Üniversitemiz Eğitim Fakültesi’nden akademisyen ve araştırmacıların iş birliğiyle yürütülüyor.
TÜBİTAK ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projeleri kapsamında desteklenen projenin, öğretmenlere ve okul öncesi çocuklara verilecek eğitim ve uygulama olmak üzere iki aşamadan oluşan programının ele alındığı çalıştay düzenlendi.
Çevrim içi çalıştayın açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zeynep Balkanal, projenin Bolu’nun kültürel mirasının tanıtımına katkıda bulunması, disiplinler arası olması, kültürel miras eğitiminin okul öncesinde ele alınması, kültürel miras eğitimi ile dijital hikaye anlatımı ve kodlama gibi yenilikçi olması açısından önem taşıdığını vurguladı.
“El Sanatları Motiflerini Teknolojiyle Bütünleştiren Çok Disiplinli Bir Eğitim Programı Olacak.”
Doç. Dr. Balkanal, “Görülüyor ki bu proje, farklı kurumların ve paydaşların geleneksel el sanatları, okul öncesi eğitimi, bilgisayar ve öğretim teknolojileri eğitimi, program geliştirme, ölçme ve değerlendirme gibi farklı disiplinlerden araştırmacılarla iş birliği içinde gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, eğitim, sanat tarihi, geleneksel sanatlar uzmanlarının bir arada çalışması, kültürel miras eğitiminde yeni öğrenme ve öğretme yolları keşfedilmesine olanak sağlaması bakımından da önemlidir. Çalıştayda görüşülecek olan geleneksel el sanatları temelli dijital hikaye anlatımı ve kodlama programı, okul öncesi öğretmenlerinin kültürel mirasa ilişkin bilgiler elde etmelerini ve kültürel miras eserleri olan el sanatları motiflerini teknolojiyle bütünleştirmelerini sağlayarak çok disiplinli bir eğitim programı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Kültürel Miras Eğitimi, Çocukların Yaratıcılıklarını ve Sanatsal Algılarını Geliştirir.”
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Serkan Ece ise, “Kültürel miras eğitimi, bir toplumun kültür ürünlerini ve objelerini içeren bütün yönlerinin korunmasını, takdir edilmesini ve öğrenilmesini içerir. Çocukların geçmişi ve geleceği anlamasına ve kültürel mirasın korunmasının neden önemli olduğu konusunda anlayışın geliştirilmesine yardımcı olur. Kimlik ve bir yere ait olma duygusunu oluşturur. Toplumun bir üyesi olarak, çocuğun gelişimine katkı sağlar. Yaparak ve yaşayarak öğrenmenin önemine dikkat çeker. Çocukların yaratıcılıklarını, hayal güçlerini, problem çözme becerilerini, sanatsal algılarını geliştirir. Bu proje, okul öncesinden itibaren ulusal kültürel mirasın korunmasına, kültürel miras ve teknolojinin bütünleştirilmesine ve düzenlenmesine katkıda bulunması açısından son derece önemlidir.” diye konuştu.
“Kültürel Miras Eğitiminin Dijital Hikaye ve Kodlama Gibi Yenilikçi Uygulamalarla Bir Araya Getirilmesi Çok Önemli.”
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Samettin Gündüz ise, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Aksaray Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen projenin, disiplinlerarası bir çalışma olması açısından önemli olduğuna vurgu yaparak, “Kültürel miras eğitiminin okul öncesinde ele alınması, kültürel miras eğitimi ile dijital hikaye anlatımı ve kodlama gibi yenilikçi, farklı uygulamaların bir araya getirilmesi, çok disiplinli olması, Bolu kültürel mirasının tanıtım ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunması ve kültür aktarımının yaşamla ilişkilendirilerek öğretilmesi bakımından önem kazanmaktadır.” dedi.
“Projenin TÜBİTAK Tarafından Desteklenmesinin de Gurur Verici Olduğunu Düşünüyorum.”
“Bu projeyle gerçekleşecek etkinliklerde, alana yönelik becerilerinizi daha da geliştirmeyi ve sanat alanında çocuklarımıza tüm içtenliğimizle katkıda bulunmayı hedefliyoruz.” diyerek konuşmasını sürdüren Prof. Dr. Gündüz, özetle “Bu süreç de, karşılıklı gelişim sürecidir. Sizlerin deneyimleri, görüşleri ve önerileri bizler için de geliştirici olacaktır. Projede katkıları olan araştırmacılar ve bursiyerler olmak üzere tüm ekibi kutluyor, katılımlarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Kültürel miras eğitiminin bu proje kapsamında Bolu’daki anaokullarında uygulamalı olarak başlatılması, Bolu’nun hem kültürel yapısının zenginleştirilmesi hem de dünyaya açılması bakımından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Sizler gibi değerli araştırmacıların duyarlılığı neticesinde geleneksel Türk sanatlarının kaybolmasını önleyen ve geleneksel sanatları teknolojiyle buluşturan bu projenin TÜBİTAK tarafından da desteklenmesinin gurur verici olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bolu’da Okul Öncesi Eğitim Veren 10 Okulda, Gönüllü Öğretmenlerle Çalışıyoruz.”
Açılış konuşmalarının ardından Üniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü’nden Proje Yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Pakize Kayadibi, proje hakkında bilgi vererek, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi yürütücülüğündeki projede, Gazi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi’nden araştırmacı ve akademisyenlerin çalıştığını söyledi. Bolu Merkez’deki okul öncesi eğitim veren 10 okulda, gönüllü öğretmenlerle birlikte çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kayadibi, “Projemizin amacı, okul öncesi eğitiminde, somut olmayan kültürel miras eğitiminin teknolojiyle desteklenmesi fikrinden hareket ederek, geleneksel el sanatlarının kültürel miras olarak yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması. Bu projeyle, el sanatlarının dijital hikaye ve kodlama ile eğitim programında yer almasını hedefliyoruz. Çalıştayda hazırlamış olduğumuz etkinlikler, İlkay Ulutaş hocamızın yönetiminde hazırlandı. Çalıştayda bunlar sunulacak ve bunlarla ilgili görüşlerinizin verimli olacağını düşünüyoruz.” dedi.
“Hazırlanan Eğitim Programı, Öğrenme ve Uygulama Olmak Üzere İki Bölümden Oluşuyor.”
Proje kapsamında ilk olarak öğretmenlerin eğitiminin hedeflendiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kayadibi, özetle “Uygulama aşamasında öğretmen eğitimi 4 hafta, haftada 2 gün ve 3 saat olarak planlandı. Öğretmen eğitiminden sonra, öğretmenlerimiz çocuklara eğitim verecek. Bu uygulama da, 4 hafta boyunca haftada 2 gün ve 2 ders saati olarak devam edecek. Geliştirilecek olan geleneksel el sanatları temelli dijital hikaye anlatımı ve kodlama programı, öğretmen ve çocukların kültürel miras eğitimi, dijital hikaye anlatımı ve kodlamaya yönelik ihtiyaçlarından yola çıkılarak tasarlanacak. Proje ekibi tarafından oluşturulacak program tasarımı, çalıştay kapsamında sizlere sunulacak. Hazırlanan eğitim programı, öğrenme ve uygulama olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Toplamda 12 hafta olacak. Uygulamalar araştırmacılar tarafından izlenecek ve öğretmenlere doğrudan rehberlik sağlanacak. Programda uygulama öncesi ve sonrasında 1 ay boyunca, öğretmen ve öğrenci kültürel miras tutumu, dijital hikaye anlatımı ve kodlama ölçümleri yapılacak. Sonuçta bu projenin, kültürel mirasın korunmasına, kültürel mirasın teknolojiyle birleştirilerek aktarımının sağlanmasında ve kültürel miras eğitiminde, teknolojinin kullanımına yönelik politikaların düzenlenmesine katkıda bulunacağına inanıyoruz. Ayrıca, okul öncesi öğretmenleri ve çocukları için geliştirilecek ölçme araçları, sonraki araştırmacılar için önemli bir kaynak olacaktır.” diye konuştu.
Prof. Dr. İlkay Ulutaş, Eğitim Programının Sunumunu Yaptı
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkay Ulutaş, projenin eğitim programı hakkında ayrıntılı bir sunum yaptı. “Bu proje, çocukların hem dijital becerilerini devam ettirmeleri hem de geçmişlerinden kopmamaları için güzel bir köprü oldu.” diyen Prof. Dr. Ulutaş, özetle “Biz bu projeyi yaparken ilmek ilmek örerek güçlendirmişiz aslında. 3 boyutu birleştirmeye çalıştık. Bu 3 boyutun içerisinde somut olmayan kültürel miras, temel çatımız. Somut olmayan kültürel mirasın içinde de geleneksel el sanatlarına odaklanıyoruz. Bunu dijital hikaye ve robotik kodlama ile birleştiriyoruz. Okul öncesi öğretmenleri robotik kodlama uygulamalarını zaten sınıflarında yapıyor olabilirler. Ama biz burada kodlamayı yazılıma kadar olan boyutuyla ele almayı hedefledik.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ulutaş, Projenin Aşamalarını Anlattı
Projenin aşamaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ulutaş, özetle “Çocuklar için performansa dayalı robotik kodlama ölçeği çalışması yaptık. Şu anda yaptığımız daha çok programın üzerine odaklanmak çünkü bu programın öncesinde ön test için araçlarımızı hazırladık. Programımız içinde kültürel miras aktarımı ile ilgili uygulamaları belirledik. Öğretmenlerimizin ihtiyaç analiz çalışmaları bunlar. Bolu yöresinin geleneksel el sanatlarını belirlemeyle ilgili çalışmalarımız oldu. Çocukların pedagojik özelliklerini ve eğitim felsefesini göz önüne alarak çalışmalar yaptık. Bütün bunları bir araya getirip etkinlikler hazırladık. Sizlerle başlayan aşamamız ise, etkinliklerin değerlendirilmesi, biçimlendirilmesi ve yeniden gözden geçirilmesi. Bu çalıştayla bu süreci başlatmış oluyoruz. 6 hafta boyunca öğretmen eğitimlerimiz olacak; program 2 aşamadan oluşuyor. İlki, öğretmenlerin programla ilgili bilgi ve becerileri kazanma boyutu. İkincisi uygulama boyutu, yani çocuklara aktarılması boyutu. Materyal süreci, uygulama süreçleri ve ölçme-değerlendirme olacak.” ifadelerini kullandı.
Projenin eğitim programı sunumunun ardından çalıştay programı gerçekleştirildi.