Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, yönetici pozisyonundaki idari personeline hizmet içi eğitim kapsamında protokol ve nezaket kuralları konulu seminer düzenledi. Seminere Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gerede Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Altınöz konuşmacı olarak katıldı.
Seminere; Genel Sekreter Murat Tok, Genel Sek. Yrd. İsmail Temel, daire başkanları, fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokulu sekreterleri, şube müdürleri ve idari birim yöneticileri katıldı. Program açılış konuşmasını Personel Daire Başkanı Mustafa Tanrıkulu yaptı.
Açılış konuşmasının ardından seminerine başlayan Prof. Dr. Mehmet Altınöz konuşmasına semineri düzenleyenlere ve katılımcılara teşekkür ederek başladı. Altınöz, protokol ve nezaket kurallarını 10 başlık altında topladı. Kamusal yaşamda protokolün anlam ve önemi, protokolün tarihçesi, selamlaşma ve tokalaşma, hitap, makamda davranış protokolü, üstlerle protokol ilişkileri, toplantı protokolü, resmi davet ve ziyafet protokolü, çiçek protokolü ve resmi araçlarda taşıt protokolü başlıklarının ne olduğunu anlatan Altınöz protokolün hayatımızdaki yerine de vurgu yaptı.
Protokol kelimesinin dilimize Fransızca’dan geçtiğini söyleyen Altınöz, dilimizdeki karşılığının adab-ı muaşeret olduğunu belirterek eski yunanda ve Roma’da ilk örneklerinin görüldüğünü belirtti. Protokol kurallarının kültürle ve gelenekle alakalı gelişen ve değişen kurallar olduğunu dile getiren Altınöz, protokol kurallarının kültürlere göre değişkenlik gösterdiğini ifade etti.
Türkiye’nin protokol kurallarının yaklaşık 5000 yıllık gelenekle oluştuğunu kaydeden Altınöz, günümüzde protokol, saygı ve nezaket kurallarını bilmenin ve o kuralları uygulamanın iş bulmada kolaylık sağlayabileceğine değindi. “Dünya var olduğundan beri bütün ülkeler yaşamlarını belirli bir sistematik düzen içinde geçirmişler ve protokolü bir hayat tarzı olarak belirlemişler” diyen Altınöz, Osmanlı İmparatorluğu’nda Fatih Sultan Mehmet zamanında teşrifat kurallarının belirlendiğini, Kanuni Sultan Süleyman zamanında ise teşrifat nizamnamesi ile ayrıntılı olarak düzenlendiğini, Osmanlı İmparatorluğu döneminde protokole çok önem verildiğini Enderun mekteplerinde ders olarak okutulduğunu belirtti. 16. Yüzyılda İngiliz ve Fransız saraylarının Osmanlı saray protokolüne özenip kendi protokol görevlilerini Osmanlı sarayında yetişmesi için İstanbul’a gönderdiğini söyleyen Altınöz, 3. Selim döneminde İngiltere, Fransa ve Avusturya gibi ülkelerde büyükelçilikler açıldığını dile getirdi. Dolmabahçe Sarayı’nda da mavi ve pembe salon olduğunu belirten Altınöz, mavi salonun fikir insanlarıyla görüş alışverişi için pembe salonun ise sanat kültür konularında kullanıldığını söyleyerek üniversitemizdeki mavi ve pembe salonun kullanılış amaçlarındaki benzerliğe dikkat çekti.
Selamlaşma ve tokalaşma konusuna değinen Altınöz; “Protokol selamlaşmayla başlar” dedi. Selamlaşmanın bir nevi psikolojik sözleşme olduğunu belirten Altınöz, halk arasında selamlaşmanın “benden sana zarar gelmez” anlamına geldiğini ifade etti. Selam almayanın toplumumuzda hoş karşılanmadığını söyleyen Altınöz, Barış Manço’nun Sarı Çizmeli Mehmet Ağa adlı eserinde “selam almayana yiğit denir mi?” ifadesinin geçtiğini belirterek selam almanın ve selam vermenin hayatımızdaki yerini vurguladı.
Tokalaşma, hitap, makamda davranış protokolü, üstlerle protokol ilişkileri, toplantı protokolü, resmi davet ve ziyafet protokolü, çiçek protokolü ve resmi araçlarda taşıt protokolü konularına dair protokol kurallarıyla ilgili bilgi veren Altınöz, semineri düzenleyenlere ve katılımcılara teşekkür ederek sözlerini noktaladı.
Seminer, Prof. Dr. Mehmet Altınöz’e teşekkür plaketi verilmesi ardından sona erdi.