15 Temmuz Derneği tarafından her ay bir ilde düzenlen etkinlikler kapsamında bu ay Üniversitemizde, STK ve Basın Buluşması gerçekleştirildi.
15 Temmuz Derneği, hain darbe kalkışmasında şehadet makamına erişen 251 şehidimizin hatırasını canlı tutmak ve şehit aileleri ve gazilere destek olmak olmak maksadıyla her ay bir ilde organizasyon düzenliyor. Bu kapsamda STK ve Basın Buluşması, 15 Temmuz Derneği ve Eğitime Destek Platformu tarafından, Bolu Valiliği himayelerinde ve Üniversitemiz ev sahipliğinde düzenlendi. Etkinlikte ilimizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve temsilcileri ağırlandı.
Etkinliğe; Bolu Valisi Ahmet Ümit, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ile eşleri, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Şehit Prof. Dr. İlhan Varank’ın ablası Ayşe Varank Arslantürk, Şehit Erkan Pala’nın annesi Muazzez Pala, Ak Parti İl Başkanı Suat Güner, MHP İl Başkanı Cihan Başaran, İl Müftüsü Ali Rıza Tahiroğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Cemil Sarıcı, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür V. Cemal Keskin, Eğitime Destek Platformu İl Başkanı Zekai Öztürk, vakıf ve dernek yönetici ve temsilcileri, gaziler, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri ve Eğitime Destek Platformu üyeleri katıldı.
Ünlü müzisyen Yücel Arzen’in 15 Temmuz için bestelediği ve Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’a seslendiği Hürriyet Çağrısı Marşı ile başlayan etkinlikte, 15 Temmuz Derneği’nin tanıtım filmi gösterildi ve dernek hakkında bilgi verildi. Konukların kendilerini tanıtmasının ardından etkinliğin açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, 15 Temmuz şehitlerimiz ile vatanın her bir karış toprağını korumak için şehit düşmüş tüm evlatlarımıza Allah’tan rahmet, gazilerimize hayırlı ve uzun ömürler dileyerek konuşmasına başladı.
Rektör Alişarlı: “Bu Dava, Hak-Batıl Mücadelesi ve İlelebet Devam Edecek.”
Konukları selamlayarak konuşmasını sürdüren Rektör Alişarlı, “Şerefü’l mekân bi’l mekîn demiş büyüklerimiz. Yani bir yeri kıymetli ve şerefli kılan, orada bulunanlardır; mukim olanlardır. Bizim için de bugün, bu mekanı şerefli kılan siz değerli misafirlerimizi ağırlamak önceliğini sunan Değerli Valim Ahmet Ümit’e ve Sayın Zekai Öztürk’e teşekkür ediyorum. Yine eskilerin güzel bir sözü vardır: Marifet iltifata tabidir; müşterisiz meta zayidir. Her hayır yapılan işin elbette takdiri gerekiyor. Bu vesileyle öncelikli olarak 15 Temmuz Derneği Başkanı Sayın İsmail Hakkı Turunç’a, bu davaya tüm gönül ve el verenlere teşekkür ediyorum. Çünkü çok önemli bir misyonu üstlendiler. Bu aslında her birinizin üzerinde taşıması gereken bir vazife aynı zamanda. Çünkü bu, bir anlık bir hareket değil. Hak-batıl mücadelesi ve ilelebet devam edecek.” diye konuştu.
Üstlendikleri bu önemli görevlerden dolayı tüm dernek çalışanlarını tebrik eden Rektör Alişarlı, “Allah hepsini başarılı kılsın diliyorum. Azimlerini arttırsın. Çünkü uzun soluklu bir yol bu. Yol da bir adımla başlar. Bu adım atıldığı için çok mutlu ve onurluyuz.” dedi.
“Üniversiteler Eğitim ve Araştırmanın Yanı Sıra Toplumsal Faaliyetlerde de Bulunmak Zorundadır.”
Üniversitelerin asli faaliyetleri hakkında kısaca bilgi veren Rektör Alişarlı, “Üniversitelerin bir özelliği var. Müşterisiz meta zayidir dedik. Eğer bir şeyin müşterisi yoksa kıymeti de olmuyor; müşteri ne kadar kıymetli ise mal da o kadar değerli oluyor. Yani malın değerini müşterinin kendisi arttırıyor. Üniversiteler eğitim verir, araştırma yapar ama toplumsal faaliyetlerde de bulunmak zorundadır. Bu da asli görevlerimizden biridir. Bu noktada bazen kendimizi yazın sıcağında buz satan satıcıya benzetiriz. Eğer müşterisi yoksa, buz ne kadar kıymetli olsa da yazın sıcağında eriyip gidecektir. Biz üniversiteler de böyleyiz aslında. Bir taliplisi olmasa yaptıklarımızın hiçbir kıymeti olmuyor. Onu değerli kılan, aramızda bulunan siz değerli gönül insanlarısınız. Bu işe talip olan herkes, bu işi kıymetli kılıyor. Üniversite olarak elbette iyi şeyler yapmak arzusundayız. Üniversiteler bir şehir için çok önemlidir. Bulunduğu şehre kıymet, değer katar. Şehri alıp geliştirir. Bizim de üniversite olarak arzumuz, şehrimize, bölgemize ve ülkemize değer katmak ve dünya çapında tanıtmaktır. Bu istek ve hevesle gayret edip çalışıyoruz. Çalışmak bizden, tevfik Allah’tan diyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Üniversitemiz Bir Hayırseverler Üniversitesi.”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi hakkında bilgi veren Rektör Alişarlı, “Üniversitemiz, vakıf destekli bir üniversite. Merhum İzzet Baysal Beyefendinin gayretleri ve teşvikiyle kurulmuş bir üniversite. Bu vesile ile kendilerini rahmetle anıyorum. Üniversitemiz aynı zamanda bir ‘Hayırseverler Üniversitesi’. Çok sayıda hayırseverimiz var: Mehmet Tanrıkulu, Yaşar Çelik, Ali Ericek, Nalçacılar, Astarcılar… Daha birçok hayırsever var. Bu vesileyle aramızdan ayrılan hayırseverlerimize Allah’tan rahmet, hayatta olanlara uzun ömürler diliyorum. Bolu, böyle kıymetli isimlere sahip nadir illerden biri.” şeklinde konuştu.
Rektör Alişarlı’dan Dörtdivan’a Meslek Yüksekokulu Açma Müjdesi
17 fakültemiz ve hemen her ilçede bir yüksekokulumuz olduğunu hatırlatan Rektör Alişarlı, Dörtdivan ilçesinde bir meslek yüksekokulu açmak istediklerinin ve bunun için çalıştıklarının müjdesini vererek, “Sayın Cumhurbaşkanımız da takdir ederlerse böyle bir yüksekokulu Bolu ilimize kazandırma gayreti içerisindeyiz.” dedi.
“Türkiye Çok Büyük Bir Coğrafyaya Hükmediyor. Ümmet-i Muhammed’in Son Kalesi Burasıdır.”
Üniversitemizde halen 32 bin öğrencimizin eğitim-öğretim faaliyetlerinin devam ettiğini kaydeden Rektör Alişarlı, “Bunun 2 bin 200’ü, 88 ülkeden uluslararası uyruklu, misafir öğrencilerimiz. Onlar da bizim yüz akımız. Çünkü her bir uluslararası öğrencimiz, aynı zamanda bizim temsilcimizdir. Uluslararası öğrencilerimize de ayrı bir önem veriyoruz ve onlar için gayret gösteriyoruz. Biliyorsunuz, 15 Temmuz’u onlar da yaşadılar. Hatta 15 Temmuz’la ilgili bazı yarışmalar, etkinlikler düzenlenmişti. Onlar içerisinde çok sayıda uluslararası öğrenci de vardı, yaşadıklarını anlatmışlardı. Bizlere destek verdiklerini, Türkiye’nin kendileri için çok değerli ve kıymetli olduğunu, Ümmet-i Muhammed için çok kıymetli olduğunu vurgulamışlardı. Biz biliyoruz Türkiye, çok büyük bir coğrafyaya hükmediyor. Çok büyük bir coğrafyanın bizlerden beklentisi var. Bu yüzden hakikaten Ümmet-i Muhammed’in son kalesi burası. Bunu böyle görerek gayret etmek, çalışmak gerekiyor. İnşallah 15 Temmuz Derneği’nin bu çalışmaları bütün Türkiye sathında, hatta değerli başkanı yurt dışında da bu faaliyetlerin sürdürüldüğünü söyledi, İslam coğrafyasında bu canlılığını, diriliğini korur, muhafaza eder.” değerlendirmesinde bulundu.
Rektör Alişarlı, başta Bolu Valisi Ahmet Ümit olmak üzere bu anlamlı etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlerin isimlerini sıralayarak şükranlarını sundu.
15 Temmuz Derneği Başkanı Turunç: “Bizler Hak Olan Bir Davanın Peşinde Koşuyoruz.”
Açılış konuşmasının ardından 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç yaptığı konuşmada, özetle “Gönül dünyamız aynı, frekanslarımız aynı, dünyayı okuyuşumuz, ayetlere bakışımız aynı, insanlık adına atacağımız adımlar aynı. Allah bu gönül birlikteliğimizi ayırmasın diliyorum. Bizi insan olarak yaratan Cenab-ı Hak, dünyada kalacağımız süreyle ilgili takdirde bulunmuş; biz o takdire razıyız. Yaşadığımız süre içerisinde, O’nun bizlerden istediği var. Kul olarak, teslim olarak yaşamak, insanlık adına güzel işler yapmak ve istediği ölçülerde özel hayatı sürdürmek. Aynı değerleri paylaşan insanlar olarak biz hayatı böyle okuyoruz. Gönül dünyamız, inançlarımız, değerlerimiz aynı; dolayısıyla bir sorumluluğumuz var. Kırmızı çizgimizin ne olması gerektiğine dikkat etmemiz lazım. Hepimiz hukukçu ya da doktor olacak değiliz. Birbirimize fayda sağlayabiliyorsak, yaşadığımız coğrafyada insanlık adına, hele hele değerlerimiz adına ortak adımlar atabiliyorsak, asıl kazanım burada. Allah bu niyetimizi ömrümüzün sonuna kadar daim etsin. Mutlaka insanın gayreti olacak, hedefleri, idealleri olacak. Bütün bunlar Allah’ın rızasına uygunsa, Allah’ın yardımı sizlere ulaşır. Allah niyetinize göre size bir yol, bir kapı açar. Ben, 107 ülkeye gittim. Özellikle son 20 yıldır dünyanın neresinde bir felaket varsa, Endonezya’da tsunami oldu, Allah nasip etti, koşa koşa oraya gittik. Habeşistan’da problemler oldu, koşa koşa oraya gittik. Somali’de savaş çıktı, oraya gittik. Afganistan’da, Moğolistan’da sıkıntı oldu, oralara gittik. Allah’ın lütfudur, izzetidir. Biz inandığımız değerlere göre Allah’a yönelirsek, Allah’ta bizi kendi yoluna, kendi yanına çeker. Oluşturacağı sevgiyle, muhabbetle kendine hizmetkâr kılar. Bizler hak olan bir davanın peşinde koşuyoruz.” yorumunda bulundu.
“Allah Şehadet Makamını Sevdiği Kullarına Nasip Edermiş.”
15 Temmuz’un karşısında durmanın mânâsını çok iyi bildiklerini vurgulayan Turunç, “Çünkü bizim kültürümüzde peygamberlik, o altın makam kapandı. Ama ondan sonra gelen bir makam var ki, ahirette bizi kurtaracak makam, şehadet ve gazilik makamı. Aramızda şehit annesi ve şehit ablası olmuş iki insan var. Hiçbir zaman niye böyle oldu demeden onurlu yaşıyorlar. Allah bu makamı, sevdiği kullarına nasip edermiş. Demek ki hayatlarında da onlar Allah’a yakın insanlardı ki, Allah, peygamberlikten sonraki bir makamı onlara nasip etti. Ben bir kez daha sizleri yürekten tebrik ediyorum. Sadece kendimiz için değil, insanlık için çok önemli görevlerimiz var. Allah ömrümüzün sonuna kadar yolunda koşmayı nasip etsin. Yeryüzünde ne kadar mazlum varsa, onlara el uzatmayı nasip etsin. Dünyanın kurtuluşuna eğer bizim bir katkımız olacaksa, gelin Allah’ın bizlere lütfettiği bu ikramdan uzak kalmayalım. Sayın Valime, Sayın Rektör Hocama, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.” diye konuştu.
Eğitime Destek Platformu İl Başkanı Öztürk: “Her Şehidimize Bir Hatim Diye Başladığımız Etkinliğimizde 300 Hatimi de Geçtik Hamdolsun.”
Eğitime Destek Platformu İl Başkanı Zekai Öztürk ise, Bolulu STK’lar olarak uzun yıllardır, “Bir olursak büyürüz, bölünürsek ayrışırız.” anlayışıyla hareket ettiklerini vurgulayarak, özetle “28 Şubat’ın verdiği zararı telafi etmek için STK’larımız ve tüm halkımız taşın altına eline koymuştu. Devletimiz zaten irade sergiliyor. Bu etkinliğe de, her şehidimiz için bir hatim diye başlamıştık, şu anda toplamda 300 hatimi de geçtik hamdolsun. Şükürler olsun Rabbimize, öznemiz 15 Temmuz ama okuduğumuz her âyeti, her satırı, her sûreyi, her cüzü, Allah Resûlü’nden bu yana bütün şehitlerimize ve gazilerimize okuduk. Adem Aleyhisselamdan bu yana tüm nebilerimize, peygamberlerimize, onlara yoldaş olan sahabelere ve o yolda giden şehitlerimize okuduk. Gazilerimizin de sağlığı için dua ediyoruz. Sıra bize ne zaman gelecek diye asla düşünmedik elhamdülillah.” dedi.
“Üniversitemizi Gençlere Yönelik Çalışmalarından Dolayı Yürekten Kutluyorum.”
“Buradaki kardeşlerimizin her birine teşekkür ediyorum. STK’lar olarak isimlerimiz farklı olabilir ama gönül coğrafyamızda nereye yürüdüğümüzü biliyoruz.” diyerek konuşmasını sürdüren Öztürk, özetle “Önemli olan gençliğimize, çocuklarımıza bunları aktarmakta. Gençlere onların anlayacağı dilde ulaşmak zorundayız. Yakın tarihimizi de Anadolu’da nakış nakış işlemek zorundayız. Üniversitemize de bu noktada önemli görevler düşüyor. Ama hamdolsun bizler, hem Rektör beyin şahsında, hem kadrosu, hem idari kısımda bulunan kardeşlerimiz sayesinde çözüm buluyoruz. Üniversitemizin sadece diploma ya da mesleğe yönelik çalışmalar yerine gençlerin gönüllerine sürekli hitap edecek çalışmalar yaptıklarını görüyoruz. Bu anlamda kendilerini yürekten kutluyorum.” şeklinde konuştu.
15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Varank Arslantürk: “Bilgi Alışverişi ve İş Birliği İçin Buradayız.”
Şehit Prof. Dr. İlhan Varank’ın ablası ve 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Varank Arslantürk ise, özetle “Bugüne kadar 22 ilimiz ile 2 ülkede programlarımız oldu. Siz değerli STK temsilcileri ile iş birliğine zemin hazırlamak için buradayız. Gittiğimiz illerde farkındalık oluşturmak, tanışmak, hasbihal etmek, 15 Temmuz’la alakalı bir program yapacağınız zaman, bir kaynak aradığınızda çok yakınınızda olan bir derneğin varlığından haberdar olmanız için buradayız. Bilgi alışverişi ve iş birliği için buradayız. Günümüzde çok farklı bir ortam içindeyiz. Hakk’a karşı ne kadar farklı görüşte olursa olsun bütün şerh odakları birleşmiş durumda. Belki kurtla kuzu kadar birbirinden farklı olan kurumlar, insanlar biraraya gelmiş durumda. Bizim de geçmişten gelen ufak tefek fikir ayrılıklarımız olabilir. Fikir ayrılıklarımızı bir tarafa bırakıp önümüzdeki birbuçuk yıllık süreç içinde inşallah elimizden geleni yapalım. 15 Temmuz’da çok büyük bedel ödemiş aileler adına sizden rica ediyorum. O gece şehit aileleri ya da gaziler ellerinden geleni yaptılar. Bundan sonra artık görev sizin. 15 Temmuz bitmiş ve ülke selamete çıkmış değil, siz de kendi kurumlarınızda özellikle bürokraside olan ya da devlette ya da özelde ellerindeki son kozu oynuyorlar artık. O yüzden biraz daha bir olacağız, diri olacağız, uyanık olmamız lazım. İnşallah bu birbuçuk yıllık süreçte bir araya gelerek, iş birliği yaparak, 15 Temmuz gecesi nasıl selamete çıktıysak, o şekilde selamete çıkacağımıza ben inanıyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Etkinlikte STK yönetici ve temsilcilerine de söz verildi.
Bolu Valisi Ümit: “Milletimiz Şehitlik ve Gazilik Ruhunu En İyi Bilen Millettir.”
Etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Bolu Valisi Ahmet Ümit ise, etkinlikten duygulandığını ifade ederek, “Belli ki şehitlerimizin maneviyatı, ruhaniyatı tecelli etti ki burada, ben kendimi çok duygulu hissediyordum; gördüm ki herkes böyle.” dedi.
“Çok anlamlı bir hedef için, anlamlı bir sebepten dolayı burada bulunuyoruz.” diyen Vali Ümit, “Allah öncelikle amellerimizi kabul etsin, niyetlerimizi kabul etsin. İnşallah bu güzel çalışmaların devamında da birlikte bulunuruz. Dünyada parmakla gösterilecek, hem stratejik, hem tabii güzellik olarak, hem genel değer olarak, hem siyasal, hem ekonomik, kültürel, sosyal açılardan en önemli, en güzel noktada bulunuyoruz. Allah’a şükürler olsun, çok güzel bir vatanımız var. 1000 senedir Müslüman Türkler olarak buradayız, öncesi de var. Bu süreç içerisinde, İslamiyet’in dünyaya teşrifinden itibaren, 1430 küsur yıldan bu yana, sürekli işgal, sürekli taarruz altında. Ama şunu biliyoruz ki, ölümü yaşama tercih eden, şehitliği tercih eden bir insanın karşısında başka birisinin yaşama şansı, zafer kazanma şansı yoktur. Allah’a şükürler olsun, milletimiz şehitlik ve gazilik ruhunu en iyi bilen millettir. Bizler de onların evlatları olmaktan gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
“İnşallah Bizler de, Geçmişimizin, Şehitlerimizin ve Bu Toprakları Bizlere Emanet Edenlerin İzlerinin Yolcuları Olarak Aynı Mânâyı, Davayı Sürdüreceğiz.”
Şanlı ve yüce bir tarihimiz olduğuna işaret eden Vali Ümit, özetle şöyle konuştu:
“Aziz bir milletimiz var. Bu güzel tarih, bu güzel medeniyet bizi, Allah’ın izniyle ‘İstikbal göklerdedir.’ mantığından hareketle baktığımızda, yine ileriye götürecek olan anekdotlarımızdır. 1699’da 24 milyon kilometrekare topraklara sahipti Osmanlı. Bu topraklarda her bir kilometrekareye 1.5 şehit düşmektedir. Böyle baktığımızda 36.000 şehidimiz metfundur bu dünya üzerinde coğrafyamızda. Kısaca şehitlik ruhu ne kadar önemliyse şehit olabilmek de o kadar önemlidir. Yüce milletimiz tarih boyunca şehadetten hiçbir zaman kaçınmamıştır. Rabbim bizlere de inşallah şehadet nasip eylesin. Şehitlik ve gazilik, milletimizin en temel şiarıdır. Bu sayede tarihin her döneminde var olduk ve inşallah kıyamete kadar da var olacağız. 250 sene öncesine bakarsanız eğer, ABD’yi bulamazsınız. 1000 sene öncesine bakarsanız Fransa’yı, 1200 sene öncesine bakarsanız Almanya’yı bulamazsınız. 1700 sene öncesine bakarsanız İngiltere’yi, 2000 sene öncesine bakarsanız bu ülkelerin hiçbirini bulamazsınız. Ama tarihin her döneminde milletimiz Allah’a şükür var. 700’lü yıllardan itibaren İslam’la müşerref olan ecdadımız dünya üzerinde tarih yazmış, her gittiği yere adalet götürmüş. Biz şehitlerin mirasçıları olarak, yakınları olarak ve şehit adayları olarak sadece kendi için mücadele eden bir milletin evlatları değiliz. Biz aynı zamanda Rabbimizin adaleti adına, mazlumun göz yaşlarını silmek için, haksızlıkları giderebilmek için, insanlığı yaşatabilmek adına dünyanın her tarafında olduk. 24 milyon kilometrekareydi ve 40 bin kilometre uzunluğunda kolları vardı. Mazluma şefkat, zalime tokat için vardı ve yüzyıllar boyu devam etti. Ama maalesef o kol kırıldı. Öyle bir kırıldı ki, sanki bir daha geri dönmeyecekmişçesine bakmaya başladılar. Ama Allah’a şükürler olsun ki yeniden canlandı, harekete geçti. Bugüne kadar bu davaya emeği geçen ilmiyle, fikriyle, zikriyle, şükrüyle, örnek oluşuyla, hayatıyla, şehadetiyle bütün geçmişlerimizi, bütün şehitlerimizi, bütün mümin ve mümine kardeşlerimizi rahmetle ve şükranla yâd ediyorum. Onların bırakmış oldukları bu topraklarda bu mânâda, düşüncede, tefekkürde ebediyete kadar devam edeceğiz ve inşallah bu topraklarda bütün mazlumların göz yaşını silmek, zalimlerin dersini vermek için, Rabbimizin adaletine sığınmak ve o adaleti tecelli ettirmek üzere tarihte var olacağız. Bugün burada çok anlamlı bir mânâ için bir araya geldik. 15 Temmuz şehitlerimiz için hatim okundu. İnşallah bizler de, geçmişimizin, şehitlerimizin ve bu toprakları bizlere emanet edenlerin izlerinin yolcuları olarak aynı mânâyı, davayı sürdüreceğiz.”
Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç’a üzerinde üniversitemizin logosunun olduğu çini bir hatıra tabağı hediye etti. Turunç ise Rektör Alişarlı’ya Türk Bayrağı takdim etti.
251 Şehidimiz için “Her ayın 15’inde 251 Hatim” Duası Yıldırım Beyazıd Camii’nde Yapıldı
Etkinliğin ardından konuklar, hain darbe girişimine karşı mücadele verdikleri esnada şehit düşen 251 vatandaşımız ve vatan için canlarını feda eden tüm şehitlerimiz için “Her ayın 15’inde 251 Hatim” etkinliği kapsamında, Yıldırım Beyazıd Camii’nde gerçekleştirilen mevlid-i şerif ve hatim duasına katıldılar.