Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Akşemseddin İslamî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKİMER) tarafından düzenlenen Kur’an ve Bilim Paneli’nde, İslamî İlimlerin diğer bilim dallarıyla ortak çalışmalar yapmasının önemi vurgulandı.
Geçtiğimiz Aralık ayında açılan AKİMER’in, Mustafa Ericek konferans salonunda düzenlediği ilk etkinliğinde, “Sütün Oluşumu ve Önemi” konusu, Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerden örnekler verilerek ele alındı.
AKİMER Müdürü Yrd. Doç. Dr. Talip Ayar moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Mollaibrahimoğlu ile Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mervan Bekdaş konuşmacı olarak katıldı.
Panelde ilk konuşmayı yapan Prof. Dr. Süleyman Mollaibrahimoğlu, süt kelimesinin Kur’an’da Nahl Suresi 66’ncı ayet ile Muhammed Suresi’nin 15’inci ayeti olmak üzere iki yerde geçtiğini ifade ederek, tefsirlere göre, Cenab-ı Allah’ın bizlere lütfettiği mucizevi içecek sütün saf, duru, arı ve içimi kolay olarak nitelendirildiğini ayetlerden örnekler vererek açıkladı.
Rektör Coşkun: “Süt, Mukaddes Bir Gıdadır”
Rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun ise, Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayetin teknik konular içerdiğine dikkati çekerek, İslami İlimlerin diğer bilim dallarıyla interdisipliner çalışmalar yapmasının önemine değindi. Sütün, Kur’an-ı Kerim’de geçmesi ve insanoğlunun dünyaya geldiğinde aldığı ilk besin olması sebebiyle insan için mukaddes bir gıda olduğunu ifade eden Coşkun, sütün oluşumu hakkında aydınlatıcı bilgiler verdi.
Et yemeden vücutlarında protein üretebilen sağmal hayvanların sahip oldukları mekanizma hakkında bilgi veren Coşkun, “Tüm bu mekanizma büyük bir hormonal sistemle yönetiliyor. Sütü elektron mikroskopta 500 kez büyüttüğümüzde boyutu 1 mikron, 3 mikron bazen de 10 mikrona kadar değişen yağ kürecikleri görüyoruz. 50 bin kez büyüttüğümüzde devasa bir yapı ortaya çıkıyor ve yağ küreciğinin sadece bir bölümü ile kazein proteinleri görüyoruz.” diye konuştu.
“Bebeklerin Sadece 3’te 1’i İlk 6 Ayda Sadece Anne Sütüyle Beslenebiliyor”
Yrd. Doç. Dr. Mervan Bekdaş ise anne sütünün sağlık açısından önemine değindiği konuşmasında, dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon bebeğin 1 yaşını doldurmadan hayata veda ettiğini, oysa bebeklere sadece anne sütü verilerek bu ölümlerin önüne geçilebileceğini vurguladı.
Dünyada bebeklerin sadece 3’te 1’inin ilk 6 ayda sadece anne sütü alabildiklerine dikkati çeken Bekdaş, Kur’an’da da yer alan ve eşsiz bir besin kaynağı olan anne sütü hakkında önemli bilgiler verdi. Anne sütünün emzirme dönemlerine göre vücutta farklı şekillerde üretildiğini anlatan Bekdaş, “Örneğin, yeni doğan bir bebekle birkaç aylık bir bebeğin emdiği süt birbirinden çok farklıdır. Emzirme sırasında ilk verilen sütle son süt ve gün içerisinde verilen anne sütlerinin içeriği değişmektedir.” diye konuştu.
Bebeğe verilen ilk süt olan kolostrumun da annenin bebeğe verebileceği en kıymetli armağan olduğunu kaydeden Bekdaş, “Kolostrumun bir damlası bile ziyan edilmemeli.” dedi.
“Sanayide Üretilen Yoğurtları Güvenle Tüketebilirsiniz”
Panelin ardından konuşmacılara sorular soruldu. Uzun süre bozulmayan sanayi yoğurtlarının ne kadar sağlıklı olduğu yönündeki bir soru üzerine Rektör Coşkun, sanayide üretilen yoğurtların güvenle tüketilebileceğini kaydederek, “Şu anda Türkiye’de çok yüksek teknolojiye sahibiz. Eskiden süt, işletmeye gelene kadar mililitresinde milyonlarca mikroorganizma üreyebiliyordu. Bugün yüksek teknolojiyle işletmeye gelen sütün mililitresinde bu sayıyı 20 binlere kadar düşürebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Panel, plaket takdimi ve İlahiyat Fakültesi kitap okuma etkinliğine katılıp kitaplarını AKİMER kütüphanesine armağan eden öğrencilere teşekkür belgesi verilmesiyle sona erdi.