Yıllar boyunca yaşadıkları acı tatlı olaylarla biraz yorulmuş olsalar da capcanlı hatıraları ve tecrübeleriyle bizlerin yolunu aydınlatan kıymetli büyüklerimizi minnet ve şükranla andığımız 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen etkinliklerle kutlandı.
Üniversitemiz Bolu Halk Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi (BAMER), Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ile İzzet Baysal Vakfı Huzurevi Müdürlüğü iş birliğinde, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla “Yılların İzinde” temalı kutlama etkinliği düzenlendi.
Tarihi Gülezler Konağı’nda gerçekleştirilen etkinliğe; Bolu Vali Yardımcısı Abdullah Şen, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samettin Gündüz ve Prof. Dr. Aydın Him, Genel Sekreter İhsan Ağcan, Bolu Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemal Keskin, BAMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Azize Aktaş Yasa, akademisyenler, öğrenciler ve kıymetli büyüklerimiz katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlikte ilk olarak Orhan Aytar yönetimindeki BAMER Halk Oyunları ekibi, Bolu yöresinin sevilen oyunlarını sundu. Beğeniyle izlenen halk oyunları gösterisinin ardından kıymetli büyüklerimiz Mehmet Mustafa Gülen ve Mustafa Yılmaz, kendi kaleme aldıkları “Yılların Dilinden” temalı şiirlerini okudu.
Rektör Alişarlı, Şiirleri Kaleme Alan Büyüklerimizi Şükranla Andı
1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü etkinliğinin açılış konuşmasını Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı yaptı. “1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla eli öpülesi kıymetli büyüklerimizle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.” diyerek konuşmasına başlayan Rektör Alişarlı, “Şiirler çok anlamlıydı. Belli ki yürekten ve tecrübeyle yazılmış. Elinize, yüreğinize sağlık. Allah siz değerli büyüklerimize hayırlı, uzun ömürler versin. Bugünü anlamlı kılan da bunlar. Zaten milli ve manevi değerlerimizi gelecek nesile aktaran köprüler sizlersiniz. Tecrübenin timsalisiniz. En kıymetli hazinelerimsiniz. Bu sebeple sizlere ne kadar teşekkür etsek, ne kadar etkinlik düzenlesek asla borcumuzu ödeyemeyiz. Bunun farkındayız. Aynı sıcak bir günde, ulu bir çınarın gölgesine serinlemek için nasıl koşup saklanıyorsak, orada biraz rahatlık buluyorsak, sizlerin de bu engin tecrübelerine sığınmak, bizlerin geleceğe doğru emin adımlar atmamıza çok büyük fırsatlar veriyor. O nedenle iyiki varsınız. Yaşanmışlıklar açısından geçmişimiz oluyorsunuz ama tecrübelerinizle bizlerin geleceğisiniz. Bu noktada sizlere muhtacız.” ifadelerini kullandı.
“Rahmetli Babamın Arkasından Konuşmak Çok Zormuş.”
Rektör Alişarlı, zaman zaman duygulanarak devam ettiği konuşmasında, özetle “Bir evlat belli bir yaşa geldikten sonra zamanı şöyle tanımlamış: 5 yaşındayken insan babasına benzemek, onun gibi süper kahraman olmak istermiş. 5-15 yaş arasında babası gibi çalışkan, bilge biri olmak istermiş. 25-35 yaşları arasında ‘Babam fazla da bir şey bilmiyor.’ dermiş. Belli bir yaşa gelip babasını kaybettiği zaman da, ‘Keşke hayatta olsa da onunla istişare edebilseydim’ dermiş. Bizimde durumumuz öyle. Allah biliyor, gençliğimde ve belli bir yaşa kadar babamla birçok şeyi istişare etmedim. Çünkü istişare edip danıştığınız zaman ona uymanız gerekiyor. İstişareden sonra ‘Babam eski bir adam, onun fikrine kıymet verilmez’ demek olmaz.
“Büyüklerimize Vazifelerimizle İlgili Köklü ve Kadim Geleneğimizi Gençlerimize de Benimsetmeliyiz.”
Büyüklerimizin tecrübelerini gelecek nesillere aktarmanın bizlerin görevleri olduğunu vurgulayan Rektör Alişarlı, özetle “Büyüğe hürmet, saygı, bizim asli vazifelerimiz, görevlerimiz. Biz, ancak gelecek nesillere öğretirsek bunlar devam edecek. Eğer biz bunları gençliğimize benimsetemezsek, çok köklü, kadim bir kültürümüzü, geleneğimizi maalesef kaybetmiş olacağız. Kötü olan yılda bir hatırlanmak. İnsanın zoruna giden biraz da bu. Halbuki hep gözümüzün önündesiniz ve gideceğimiz yerde, Allah ömür verirse orası. İnsanın ne olacağı belli değil. Hz. Mevlana ‘Hayatı, ölümden çalınan zaman’ diye tarifliyor. Ne kadar yaşadık, 50 mi, 100 mü? İşte ‘O kadar ölümden zaman çaldınız’ diyor. İnşallah uzun zamanlar çalarız. Uzun süre yaşarız, sağlık ve afiyet üzere, huzur üzere. Bu ülkenin, bu insanların buna ihtiyacı var. Etrafımızda ne kadar oyunlar dönse de, biz ancak bir olur, diri olur, beraber olursak kuvvetli oluruz. İnşallah huzurumuzu bozmak isteyenlere Rabbim fırsat vermez. Böyle nice huzurlu günleri, hep beraber mutluluk içerisinde yaşarız. Ben, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nü kutluyorum; tüm yaşlılarımızı, ahirete intikal edenleri minnet ve şükranla yad ediyorum. Sağlıklı, huzurlu nice yıllar diliyorum.” şeklinde konuştu.
Bolu Vali Yardımcısı Şen: “Çok Anlamlı, Hakka’l Yakîn Bir Konuşma Yapan Rektörüme Teşekkür Ediyorum.”
Bolu Vali Yardımcısı Abdullah Şen ise, “Üniversitemizin düzenlediği bu anlamlı etkinliğin bir parçası olmaktan onur ve mutluluk duyduğumuzu ifade etmek isterim. Saygıdeğer Rektörümün konuşmasının ardından bizim burada konuşmamız biraz yavan kalacak; hakka’l yakîn bir konuşma yaptılar, son derece anlamlı bir konuşmaydı, kendilerine teşekkür ediyorum.” dedi.
“Her Gün Annemizi, Babamızı, Büyüklerimizi Hatırlama Günüdür.”
Geçmişine bağlı medeniyetlerin güçlü ve ayakta duran medeniyetler olduğunu vurgulayan Şen, “Geçmişinizi ne kadar iyi bilip sahiplenirseniz, kökleriniz ne kadar geçmişe giderse, o kadar geleceğiniz, atiniz aydınlık olur. Tarih bilincinin yanı sıra sosyolojik olarak da, biz yaşlılarımıza, dezavantajlı kesime ne kadar sahip çıkar, sosyal devlet olabilirsek, o kadar daha güçlü bir medeniyet inşa edebiliriz. Hem manevi değerlerimiz hem kültürümüz hem dini değerlerimiz bize bunu emrediyor zaten. Kur’an-ı Kerim’de annenize, babanıza yaşlandığı zaman ‘öf’ bile demeyin tarzında çok detaylı ve sesteş bir emir, bu konuda emrediliyor. Bu konunun ne kadar hassas olduğunu zaten bize dini değerlerimiz öğretiyor. Bir Hadis-i Şerif’te de ‘Eğer sizin çocuklarınız, belleri bükülmüş yaşlılarınız, hayvanlar ve nebatat olmasaydı, dünyanın ayakta durmasının bir anlamı olmazdı.’ buyruluyor. Demekki yaşlılık bu kainatta Cenab-ı Hak’ın koyduğu bir kanun. Bu kanun gereği devlet, millet ve birey olarak hepimize düşen sorumluluklar var. Yaşlılarımızı korumak, dezavantajlı grupları muhafaza etmek, onların dezavantajlarını el birliğiyle gidermek, sadece devlet olarak değil toplum olarak bunları yapmak. Bu da bizim insani ve sosyal devlet olarak vazifemiz. Bu tür etkinliklerin amacı, bu bilinci 365 güne yaymaktır. Her gün annemizi, babamızı, büyüklerimizi hatırlama günüdür. Cennetin annelerin ayakları altında olması, babanın duasının peygamber duası mahiyetinde olması, ahiret boyutuyla da hayati bir sorumluluğumuzdur.” değerlendirmesinde bulundu.
Bolu’nun Yöresel Kıyafetlerini, İzzet Baysal Huzurevi Sakini Büyüklerimiz Tanıttı
Konuşmaların ardından Dr. Öğr. Üyesi Filiz Yıldız yürütücülüğünde Bolu Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu iş birliğinde gerçekleştirilen proje kapsamında, İzzet Baysal Vakfı Huzurevi sakini hanımefendi büyüklerimiz tarafından, kız meslek lisesi öğrencileri eşliğinde “Geçmişten Geleceğe” temalı Bolu’nun yöresel kıyafetlerinin tanıtımı yapıldı.Defilenin ardından kıymetli büyüklerimize, Bolu Vali Yardımcısı Abdullah Şen ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından hediyeler takdim edildi.
Bolu Türküleri Seslendirildi
Öğr. Gör. Gamze Çalık Çetin ve Öğretmen İbrahim Çetin, keman-bağlama eşliğinde Bolu türküleri seslendirdiler. “Eskimeyen Türküler” adlı mini halk müziği konseri, beğeniyle dinlendi.
Gülezler Konağı’nda İki Anlamlı Serginin Açılışı Yapıldı
Etkinliğin ardından tarihi Gülezler Konağı’nda iki anlamlı serginin açılışı gerçekleştirildi. Atık malzemelerin değerlendirilmesi projesi kapsamında, İzzet Baysal Huzurevi sakinlerinin atık malzemelerden yaptıkları el emeği ürünlerin yer aldığı sergi ile Azize Aktaş Yasa, İhsan Ayıtkan, Hasan Kırmızı, Cem Korkmaz, Melis Yener, İsmail Kocaman, Bülent Ala ve Azime Nur Ayaz’ın objektifinden “Derin Çizgilerin Anlattıkları” karma fotoğraf sergisi büyük beğeni topladı.
Günün anısına toplu fotoğraf çekiminin ardından etkinlik sona erdi.