Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi 1’inci sınıf öğrencileri, Üniversitemizde düzenlenen törende beyaz önlüklerini giyerek, hekimlik mesleğine ilk adımı attı. Törende, 2020-2021 yıllarında Doçent unvanı almaya hak kazanan öğretim üyelerine ise akademik cübbeleri giydirildi.
Kongre Merkezi Bordo Salonda düzenlenen törene; Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. İdris Türel ve Doç. Dr. Mervan Bektaş, bölüm başkanları, akademisyenler, öğrenciler ve velileri katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından törenin açılış konuşmasını yapan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, “Öncelikle bir veli olarak aramızda bulunan konuk Rektör Prof. Dr. Metin Aksoy’a törenimize hoş geldiniz diyorum. Programın gerçekleşmesinde bizlere en büyük desteği sağlayan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı hocamıza, hekimlik türküleri icra edecek hocalarımıza ve sanatçılarımıza, siz değerli velilerimize, bu konserin gerçekleşmesinde katkı sağlayan sponsorlarımıza çok teşekkür ediyorum.” diyerek, tören programının içeriği hakkında bilgi verdi.
“Uluslararası Tercih Edilen Bir Fakülte Olmamız Bizi Daha da Motive Ediyor.”
Prof. Dr. Kurtoğlu, konuşmasını “Fakültemiz akademik kadrosunu gün geçtikçe büyütmekte, yeni bilim dalları kurulmakta, gerek lisans gerek lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerinin ilk sırada tercih ettikleri fakülteler arasındaki konumunu sürdürmektedir. Sadece bu yıl, 26 ülkeden gelen 35 uluslararası öğrenci, fakültemizde eğitim-öğretime başlamıştır. Böylece fakültemizde toplamda 106 uluslararası öğrenci eğitimine devam etmektedir. Uluslararası tercih edilen bir fakülte olmamız bizleri daha da motive etmektedir.” diyerek sürdürdü.
“Tıp Etiğinin Geçmişten Bugüne Geçerliliğini Koruyan 4 İlkesinden Biri Olan Adalet, En Önemlisidir.”
Konuşmasında öğrencilere hitap eden Prof. Dr. Kurtoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Sevgili öğrenciler, dünyadaki canlılar aleminin en değerli varlığı insandır. İnsanın da en değerli varlığı, ne mal ne mülk ne para ne de şöhrettir. Sadece ve sadece sağlıktır. Kanuni Sultan Süleyman’ın sağlıkla ilgili söylediği veciz sözü, sağlığın ne kadar önemli bir unsur olduğunu vurgulamıştır. Filozof Nietzsche de der ki: ‘İnsanların şu haline şaşarım. Para kazanmak için sağlığını yitirirler, sonra kaybettikleri sağlıklarını geri almak için para harcarlar.’ Hekimlik toplumumuzun en saygın mesleklerinden biridir. Tıp mesleği sadece maddi boyutları düşünülerek yapılan bir meslek değil. Aynı zamanda manevi boyutu da göz önüne alınarak tercih edilecek bir meslektir. Hekimlik mesleği, topluma yararlı olmak için yapılacak en kutsal meslektir. Bir hastanın, doktoruna minnettar bir bakışı bile bu mesleği icra etmek için yeterlidir. Çaresiz olanlara umut vermek, dertlerine deva bulmak ve hastalığından kurtulmasına vesile olmak, hayatta elde edilecek en büyük mutluluktur. Ayrıca Tıp mesleği, statükolaşmayı değil devamlı kendini yenilemeyi yani süregenliği zorunlu kılan bir meslektir. İyi hekim, sadece hekimlik mesleğinin gereklerini teknik ve bilimsel anlamda yerine getiren kişi değildir. İyi hekim aynı zamanda, bu meslek için kutsal olan etik değerlere önem veren, hastalarına bu değerlerle yaklaşmayı bilen, bilimsel ve sorumluluk anlayışıyla mesleğini icra eden kişidir. Milattan önce 500’lü yıllarda yaşamış olan Hipokrat, Tıp etiğinin geçmişten günümüze kadar geçerliliğini koruyan 4 ana temelden bahsetmiştir. Bunlar özerklik, zarar vermeme, yararlılık ve en önemlisi adalet ilkeleridir. Ancak hekimlik uygulamaları bunlarla sınırlı değildir. Hasta mahrumiyetine saygı, doğruyu söyleme, sadakat, ayrımcılıktan kaçınma, yaşama saygı, ihtisasa saygı, dayanışma gibi etik ilkelerde, hekimlik uygulamalarında uyulması gereken diğer kurallardır.”
Rektör Alişarlı: “İki Önemli Merasim Gerçekleştiriyoruz.”
Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ise, iki önemli merasim gerçekleştiğine vurgu yaparak, “Bu salondaki iki merasimde, değerli hocalarımıza hak ettikleri cübbeleri, kıymetli öğrencilerimize de bir ömür boyu taşıyacakları beyaz önlükleri huzurlarınızda giydireceğiz. Hem cübbe, hem de önlük birer anlam ifade ediyor.” dedi.
Öğrencilerin, Tıp Fakültesi akademisyenlerinin bir kısmıyla henüz tanışmadıklarını kaydeden Rektör Alişarlı, öğrencilerimizin hem kıymetli hocalarına hem de hastalarına her zaman sevgi ve saygıyla yaklaşacağına olan inancının tam olduğunu belirterek, “Doktor, tabip ve hekim. Bu üç sözcüğü aynı anlamda kullanıyoruz. Bunların genel anlamı, hastaya zarar vermeden müdahale eden, ona en faydalı şekilde şifa verecek olan kişi demek. Hekim ve hakim, aynı kökten geliyor. Bilge sahibi insan anlamına geliyor. Benim de en çok kıymet verdiğim kelimelerden bir tanesi bu.” diye konuştu.
“En Büyük Şifa Kaynaklarından Biri, Sıcak Bir Karşılama ve Gülümsemedir.”
Tıp mesleğinin gelişiminde, yeni teknolojilerin faydaları olduğu kadar dezavantajları da olduğuna işaret eden Rektör Alişarlı, özetle “Yeni gelişen teknolojinin getirdiği sürece bağlı olarak, hekimler hastaya teşhis koymak için birçok enstrüman kullanıyor. Sonuçlara göre hastayı değerlendiriyor. Bu aynı zamanda doktor-hasta ilişkisinde sürenin çok azalmasına sebep oluyor. Teknoloji bu kadar gelişmemişken hekim, bilgeliği ve sahip olduğu tecrübeyle, aynı bir heykeltraşın taşı yontması gibi, hastasıyla çok daha fazla ilgileniyordu. Onu çok daha iyi tanıyordu. Ama araya pek çok enstrüman girince, teşhis ve tedavilerde hekim-hasta ilişkisi oldukça azaldı. Ama tabii ki her şeye rağmen, bu gelişen teknolojiye ayak uydurmak, takip etmek zorundayız. En büyük şifa kaynaklarından biri, sıcak bir karşılama ve gülümsemedir. Bunlar, çaresiz kalan insana çok daha fazla umut verebilir.” ifadelerini kullandı.
“Sağlık Çalışanlarına Yapılan Saldırıların Son Bulmasını Ümit Ediyoruz.”
Sağlık çalışanlarına yapılan saldırıları da kınayan Rektör Alişarlı, özetle “Hastaların ve hasta yakınlarının, doktorlara ve diğer sağlık çalışanlarına karşı saldırganlıklarını, tacizlerini basından okuyoruz. Ümidimiz bunun son bulması. Hak edenlerin, hak ettikleri cezayı almaları. Bunları asla arzu etmiyoruz.” dedi.
“Akademik Cübbe, Mesleki Sorumluluğunuzu Artırıyor.”
Akademisyenlerin cübbesinin 3 özelliği olduğunu vurgulayan Rektör Alişarlı, “Düğmesizdir, cebi ve yakası yoktur. Bunların her birinin bir anlamı vardır. Yakasız olması, kefeni ifade eder. Cepsiz olması, dünya malına meyletmediklerini gösterir. Düğmesiz olması da, kişinin ilme verdiği değerdir. Kimsenin önünde, makamı ne kadar büyük olursa olsun, önünü iliklemez. O yüzden sorumluluğu çok fazladır. Asıl akademisyenliğe geçiş de, cübbeyi giymekle başlıyor. Cübbeyi giydiğiniz anda birçok sorumluluğu da üstleniyorsunuz, sırtlanıyorsunuz. Yükünüz hafiflemiyor, yükünüzün ağırlaştığını ifade ediyor.” diyerek, 2020-2021 yıllarında Doçent unvanı almaya hak kazanan Tıp Fakültesi öğretim üyelerine akademik cübbelerini hayırlı olmasını dileyerek giydirdi.
“Öğrencilerimizin Hekimlik Sorumluluklarının Bilincinde Olarak Eğitimlerini Başarıyla Tamamlamalarını Diliyorum.”
Beyaz önlüğün ise, kariyerinin başındaki aday hekimlere önemli sorumluluklar getirdiğini belirten Rektör Alişarlı, “Beyaz önlük, hekimlik mesleğine atılan ilk adımı ifade eder. Bunu temsil eder. Beyazdır; beyaz, saflık ve temizlik anlamına gelir. Leke kabul etmez. Öğrencilerimiz, mesleklerine başladıktan sonra da bu beyaz önlüğü taşımaya devam edecekler. Bu da kendilerine yeni sorumluluklar yükleyecek. Hekimlik mesleği, sabrı, hoşgörüyü ve tevazuyu gerektiriyor. O yüzden beyaz önlük, sadece mesleki bir giysiyi değil, yüklediği sorumlulukları da ifade ediyor. Öğrencilerimizin, bu sorumlulukların bilincinde olarak eğitimlerini başarıyla tamamlamalarını diliyorum. Burada onların mutluluğuna ortak olan velilerinin de yüzlerini ak ederler diye ümit ve dua ediyorum.” şeklinde konuştu ve Tıp Fakültesi 1’inci sınıf öğrencilerine beyaz önlüklerini giydirerek, hayırlı olmasını diledi.
“Aşı, En Koruyucu Temel Hizmetlerden Biridir.”
Konuşmasında pandemi süreci ve aşı olmanın önemine de değinen Rektör Alişarlı, “Bir pandemi süreci yaşıyoruz ve bunun etkilerini biliyoruz. Biliyoruz ki, virus sürekli değişiyor. Kendini, bulunduğu yerin şartlarına göre yenileyebilen özelliklere sahip. Bundan korunma yöntemlerini ise başından beri Sağlık Bakanlığımız, ilgili kamu kurumlarımız ve yetkililer açıklıyorlar. Temizlik, maske, mesafe ve son olarak aşı. Aşı, en koruyucu temel hizmetlerden biri. Çünkü hastalıkla mücadelede birinci basamağı, koruyucu temel hizmetler oluşturur. O nedenle, başından bu yana Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi olarak aşı olmayı destekledik. Bu konuda taraf olduğumuzu belirttik. Tekrar buradan hepinize, aşı olmayı ve diğer kuralları ihmal etmemeyi öneriyorum.” diye konuştu.
Doçent Unvanı Alan Tıp Fakültesi Öğretim Üyelerine Cübbeleri, Tıp Fakültesi 1’inci Sınıf Öğrencilerine Beyaz Önlükleri Giydirildi
Konuşmaların ardından 2020-2021 yıllarında Doçent unvanı alan Tıp Fakültesi öğretim üyelerine akademik cübbeleri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İdris Türel ile bölüm ve anabilim dalı başkanları ile akademisyenler giydirdi.
Hekim Türküleri Beğeniyle Dinlendi
TRT Bağlama Sanatçısı Hasan Hüseyin Genç, Üniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Can Doğan ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aşkın Çelik ve ekibi, hekimlik türküleri icra etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him ve Dekan Prof. Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu tarafından sanatçı ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi.
Üniversitemiz Tıp Fakültesi 1’inci sınıf öğrencilerine beyaz önlükleri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Him, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Güzel Kurtoğlu, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İdris Türel, bölüm ve anabilim dalı başkanları ile akademisyenler tarafından giydirildi. Toplu fotoğraf çekiminin ardından tören sona erdi.