Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan robotik kodlama temelli STEM Çocuk Atölyesi eğitimleri başarıyla tamamlandı. Bolu Bağışçılar Vakfı Anaokulu’nda STEM eğitimi verilen en büyük yaş grubundaki 10 çocuğa ve çocuklara eğitim veren öğretmen adayı öğrencilerimize katılım belgeleri, Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından verildi.
STEM, robotik kodlama temelli eğitimle çocukların fen, matematik, teknoloji ve mühendislik alanlarındaki bilişsel gelişimlerini artırmayı ve edindikleri becerileri günlük yaşamlarında kullanmalarını hedefliyor. Bu kapsamda Üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Bolu Bağışılar Vakfı Anaokulu’nda “BAİBÜ STEM Çocuk Atölyesinde STEM Öğreniyorum” başlıklı proje hayata geçirildi.
STEM eğitimlerini başarıyla tamamlanması nedeniyle düzenlenen programa, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Bolu Bağışçılar Vakfı Anaokulu Müdürü Merve Gün, Proje Yürütücüleri Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Dr. Öğr. Üyesi Pelin Aksüt ve Dr. Öğr. Üyesi Türker Sezer, STEM eğitimi alan 10 çocuk ve velileri ile çocuklara eğitim veren Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenliği Bölümü’nde eğitim gören öğretmen adayı öğrenciler katıldı.
Proje hakkında konuklara bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Pelin Aksüt, pandemi sürecinde kaybettikleri zamanı telafi etmek amacıyla, anaokuluna kayıtlı en büyük yaş grubundaki 10 çocuğa STEM eğitimi verdiklerini kaydederek, velileri eğitim atölyesini gezdirerek bilgilendirdiklerini söyledi.
STEM Atölyesinde Uygulanan Eğitim Materyalleri Tanıtıldı
Her öğretmen adayının 2 çocukla çalıştığını vurgulayarak eğitim materyalleri hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Aksüt, özetle “Hanoi kulesi kullandık. Bu materyal aracılığı ile çocukların problem çözme ve bunu en kısa yoldan gerçekleştirmelerini hedefledik. İlk olarak Bee-bot ile projemizin uygulamalarına başladık. Programlamaya giriş için çocuklarımızın Bee-bot’u kullanmalarını amaçladık. Kodlamayı öğrenirken de, kodlamada sayılar, renkler, toplama-çıkarma, ülkeler, şehirler, gezegenler, harfler, şekiller, vücudumuz gibi temalarda farklı içerikleri gözlemleme fırsatı buldular. Bee-bot’un özelliği şu: Sadece 90 derece sağa ya da sola dönebiliyor, geriye gidebiliyor ama kendi etrafında dönemiyor. Hafızasına 40 adıma kadar kaydedebiliyor. Çocuklar böylece aşama aşama kodlama gerçekleştiriyor. Kodlamada neler girdiklerini hatırlıyor. Bunların hepsi problem çözme becerilerini geliştirmeye yönelik etkinlikler aslında.” diye konuştu.
“Cocukların Materyalleri Öğrenmesi ve Tasarımlarını Özgür Yapabilmesi İçin Çalışmalar Yaptık.”
Code&Go faresi ve Castle Gears uygulamalarını anlatarak konuşmasına devam eden Dr. Öğr. Üyesi Aksüt, özetle “Labirentlerde yol oluşturmak için kodlama kartları kullanılan bir uygulama bu. Farenin labirentteki adımları kodlanıyor ve peynire ulaşması için çalışılıyor. Her bir çocuğa bireysel ya da grup çalışması yaptırabiliyoruz ve her bir çocuğun seviyesini görüyoruz. Böylece öğretmen adaylarımız da süreci yönlendirebiliyor. Projenin hedeflerinden biri de buydu. Burada çift taraflı 20 kodlama kartımız var. 20’ye 20 labirent panelleri, 3 turuncu renkli tünel ve 22 labirent duvarı ve mor renkli engeller var. Çocuk önce karttan kodlamayı gerçekleştiriyor. Kodlarını fareye tanımlıyor ve hedef için harekete geçiyor. Çocuklar için gerçekten çok faydalı oluyor. Eğitimler sırasında çocuklardan hedefe en kısa yolla ulaşmalarını istiyorduk fakat çocuklar bu eğitimi o kadar sevdiler ki, kodlamaları hep en uzun yoldan olacak şekilde uyguladılar. Castle Gears eğitim materyali olarak 3 setimiz var. Bunlardan biri, 46 renkli dişli çark. 21, 6 yönlü dingil var. Çocuk, çarkları üzerine koyduğunda materyalin çevrilmesi sağlanıyor. Bu materyal şunun için de önemli: STEAM içindeki E harfi engineering yani mühendislik. Mühendislik becerilerinin gelişmesine yönelik olarak, çocuğun dişlilerle birlikte hem eğlenerek, hem öğrenerek bir ürün ortaya çıkarması önemliydi. Bir de 6 tane birbirine geçen bazalar var. Cramp kolu çevirdiğinizde, bütün yatay ve dikey düzeyde tasarlanan dişlilerin döndüğünü gözlemliyoruz ve çocuklar bunu çok seviyor. Legolardan çok daha farklı çünkü sistemin çalıştığını da görüyor. Bu uygulamayla bir etkinlikte kule, diğerinde köprü tasarladılar. Materyali öğrenmesi ve tasarımlarını daha özgür yapabilmeleri için çalışmalar yaptık.” ifadelerini kullandı.
“STEM Atölyesinde, Pırıl Pırıl Öğretmen Adayları İle Çalıştığımızı Söylemek İsterim.”
Minik öğrencilere STEM eğitimi veren öğretmen adayı öğrencilerimizi de tanıtan Dr. Öğr. Üyesi Aksüt, “Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mustafa Alişarlı’nın öğretmen adayı eğitimini önemsediğini biliyoruz. Bu nedenle biz de öğrencilerimizden destek almak istedik. Aynı zamanda öğretmen adayı öğrencilerimiz de burada bizlerden eğitim aldılar. Bize bu süreçte, 6 öğretmen adayımız destek oldu. Burada pırıl pırıl öğretmen adayları ile çalıştığımızı söylemek isterim” dedi.
Rektör Alişarlı: “10-15 Yaşındaki Dehaların Geçmişlerinde Bu Eğitimlerin Olduğunu Görüyoruz.”
Sunumun ardından Rektör Alişarlı, STEM eğitimlerini tamamlayan öğrencilerin velileri ile sohbet etti. Çocukken oynanan yaratıcı oyunların sadece zihin gelişimini sağlamakla kalmadığını, bu oyunların vücudun beyinle koordinasyonunu da sağlaması açısından önemli olduğunu vurgulayan Rektör Alişarlı, özetle “Bu tür okulların da elbette buna katkısı büyük oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı da bu tür eğitimleri destekliyor. Faydası görüldüğü için özellikle son 5-6 yıldır ciddi destekler veriyor. Faydası şöyle: 5 yıl sonra herkesin evinde yazılımcı odası olabilir. Gelecekte bunun üzerine kuruluyor. Bunlar olmazsa kendimizi eksik hissedeceğiz, dijital bir parçamız olacak, olmazsa olmazımız olacak. Zeka çoklu bir şey. Futboldaki becerisi nedeniyle Ronaldo’ya zeki bir adam diyorlar. Yani zeka, sadece matematik ya da fizik sorusunu çözebileni değil, farklı alanlardaki becerileri de kapsıyor. Resimde, sosyolojide, müzikte bu böyle artık. Herkes piyanonun tuşlarına basabilir ama onu çalmak maharet gerektiriyor. 10 yaşında, 15 yaşındaki genç dehaların geçmişlerinde bu tür eğitimlerin olduğunu görüyoruz. Biz de bu eğitimler yeni ama dünyada yıllardır bu eğitimleri uygulayan ülkeler var.” diye konuştu.
“STEM Eğitiminde Kullanılan Materyalleri Geliştirmemiz Gerekiyor.”
İthal materyallerin mutlaka geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Rektör Alişarlı, özetle “Tabii şunu da sorgulamak lazım: Bazen ithal ürünler bizim için yeni oluyor ama yabancılar için bunlar demode olabiliyor. Bu yüzden ithal ettiğimiz materyalleri de geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuda projeler yapılabilir. Miniklerin bize bazen garip gelen soruları çerçevesinde de materyallerin oluşturulup geliştirilebileceğini düşünüyorum. Bazen çocukların soruları altında yatan cevheri geç fark edebiliyoruz. Çocukların tanımlamaları, zihinlerinde canlandırmaları bizlere göre çok farklı olabiliyor. Çocuktur deyip geçmememiz gerekiyor. Söylediklerinin altında ne olduğunu yakalamak da biraz öğretmenlere düşüyor.” dedi.
“Bu Eğitimlerin Bir Sonraki Aşaması Bilim Şenlikleri Olmalı.”
Rektör Alişarlı, “Bu eğitimlerin bir sonraki aşaması, TÜBİTAK’ın bilim şenlikleri, bilim atölyeleri, bilim oyunları oluyor. Çocukları bunlara yönlendirmemiz lazım. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bilim ve Sanat Merkezleri var. Zeki çocuklar günlük eğitimde körelebiliyor. Öğretmenler, sınıfı zeki çocuklar doğrultusunda zorlamıyor; zeki olanı sınıfa uydurmaya çalışıyor çoğu zaman. Aslında bu durumda da öğretmen, sınıfı istenilen seviyeye ulaştıramıyor. Bu noktada, Bilim ve Sanat Merkezlerinin normal müfredata sahip olması lazım. İnşallah bu noktada da adımlar atılır. Çünkü bu önemli bir ihtiyaç. Çok zeki çocuklar için İstanbul’da birkaç merkez oluşturuldu diye biliyorum. Birkaç dil konuşma ve sosyal becerilerine göre seçiliyorlar, sadece Matematik bilgisi baz alınmıyor. Birçok yönü var. Ortaokul seviyesinde Latince yazıp okuyabilen çocuklar var. Bunların temeli, bu tür eğitim kurumlarında atılıyor. Bu yüzden de çok önemli. İnşallah daha çok gelişir ve yaygınlaşır. Materyaller de gelişir, çünkü bu da önemli.” ifadelerini kullandı.
STEM eğitimi alan minik öğrencilere ve aday öğretmenler Dilara Canoğlu, Sima Nur, Beyzanur Temurtaş, Kader Karakurt, Ravza Gül Polat ve Kübra Sucu’ya teşekkür belgeleri, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından verildi. Program, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.