Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ocak, Türklerin İslâmlaşma süreci ve bu süreçte Yesevîliğin yerini anlatarak, Yesevîliğin tarihi öneminden bahsetti. Ahmet Yesevî’nin yetişme şekli ve tarihi rolü görülmeksizin son dönemde ‘heterodoks’ bir öğreti olarak lanse edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Ocak, “Hoca Ahmet Yesevî ve Yesevîlik düşüncesinin kaynakları ve tarihsel gelişimi iyi incelendiğinde heterodoks tanımlamasına uymadığı anlaşılır.” diye konuştu.
AİBÜ Ahmet Yesevî Eğitim Topluluğu tarafından AİBÜ Kongre merkezinde “Türkler, İslâm ve Yesevîlik” konferans ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı tarafından icra edilen Mehteran gösterisi düzenlendi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erol Ayaz, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Ahmet Yesevî Eğitim Topluluğu Danışmanı Doç. Dr. Ömer Metin, ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararına atıfta bulunarak “Bu topraklarda güçlü bir medeniyetin mümessilleriyiz. Tarih bunu böyle yazmış ve bundan sonra da böyle yazacaktır. Kudüs esaretinden Selahaddin’le kurtulmuştu. Yüzyılımızdaki esaretinden de Türk Milleti’nin içinden çıkacak yeni Selahaddinlerle kurtulacağına yürekten inanıyoruz” diye konuştu.
“Yesevliliği Heterodoks Bir Öğreti Olarak Tanımlamak Yanlıştır”
“Türkler, İslâm ve Yesevîlik” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan AİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ocak, Yesevîliğin menşei ve misyonunu anlattığı konuşmasında, Yesevîliği heterodoks bir öğretiye indirgeyen bazı yorumlara karşı çıktı. Öncelikle ‘Sünni’ kavramı üzerinde duran Ocak, “Sünnîlik denen kavram; “Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat” görüşü demek olup, Allah’ın kitabı Kur’an ve Peygamberin sünnetini temel referans alan görüş demektir ve İslâm’ın kendisidir. Sünnî, yol demektir, yani Peygamber yolu; İslâm’ın ana görüşü, omurgası.” dedi.
Ahmet Yesevî’nin; Selçuklu’nun kurduğu Nizamiye Medreselerinin en büyük müderrislerinden Yusuf Hemadani’nin talebelerinden biri olduğunu hatırlatan Ocak, “Nizamiye Medreseleri; Sünnî düşünceyi Selçuklu’nun hüküm sürdüğü topraklarda yeniden ihya ve inşa ederek, aşırı ve aykırı yorumlara set çekilmesine en büyük katkıyı veren ve aynı zamanda pek çok âlim ve mutasavvıfın yetiştiği dönemin en büyük üniversiteleridir. Abdülhâlik Gucdüvânî ve Ahmet Yesevî, Yusuf Hemedani’nin iki büyük öğrencisidir ve Nizamiye misyonu ile yetişmiş bu âlimler aynı zamanda Yesevîlik ve Nakşabendîlik’in kurucularıdır. Her iki isim de hocalarından aldıkları ilmi ve irfanı daha sonraki nesillere aktarmışlardır.” şeklinde konuştu.
“İslâm Dünyası’nın Lideri Türklerdir”
“İslâm dünyasının lideri kimdir diye sorulacak olsa, verilecek cevap Türklerdir.” diyen Ocak, Türklerin kaynaklarda “İslâm’ın cengâveri, kahramanı” sıfatıyla sıkça adlandırıldığını belirtti. Ocak, “İslâm’a yönelen bütün fikri, askeri, siyasi tehlikelere göğüs geren Türkler olmuştur. Türkler İslâm’ın koruculuğunu üstlenmişlerdir. Bu açıdan başta Selçuklu ve ardından Osmanlı dönemi, İslâmiyet’in manevi teceddüt dönemidir.” ifadelerini kullandı.
“Yesevîlik, Vatan Kuran Okullarımızdan Biridir”
Ocak konuşmasını şöyle dürdürdü: “Nizamiye’nin misyonu Ehl-i sünnet dışı fikirlere, sapkın düşüncelere, Kur’an’a ve peygamberin sünnetine ters olan fikirlere karşı mücadele etmek ve İslâm’ın safiyetini korumaktı. Dolayısıyla bu misyonla yetişen Ahmet Yesevî’nin de aynı görüşleri devam ettirdiğini görüyoruz. Ahmet Yesevî, tasavvuf ve tasavvuf tarihi için önemli bir şahsiyettir. Yesevîlik bizim vatan kuran okullarımızdan birisidir. Türklerin İslâmlaşmasında önemli bir etki sahibidir. Türk yurdunun korunmasında Yesevîlik ve Yesevî dervişlerinin ciddi anlamda mücadele verdiklerini görüyoruz. Bu insanlar hem fikri olarak mücadele etmişlerdir. Hem gerektiğinde vatanları için kılıç kuşanmışlardır.”
Konferansın ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı, Mehteran konseri verdi. Mehteran Konser, büyük bir ilgi ve coşkuyla izlendi.