Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) 2013-2014 akademik yılı açılışında Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Canan ilk dersi verdi. “Evrene, dünyaya, canlılar ve cansızlar alemine baktığımızda müthiş çarpıcı, güzel ve matematiksel bir düzenle karşılaşıyoruz ama bu düzene rağmen bazı şeyleri öngöremiyoruz.” diyen Canan, bilimin sorulara cevap verdikçe yeni ve daha fazla soruyla karşı karşıya kaldığının altını çizdi.
Sunumunda bilimin günümüze kadar devam eden sürecini örneklerle anlatan Canan, “20. yüzyıl başlarında bazı keşiflerle düzen değişiyor. Einstein, ‘Zaman, mekan ve hız görecelidir.’ diyor ve bir anda fizik alt üst oluyor. Ardından kuantum…Sonrasında kaos bilimi, bize bazı şeyleri hiç bilemeyeceğimizi söylüyor. Örneğin bir sarkacı düşünelim. Sarkaç, 1 trilyon kez de bu hareketi tekrar etse ilk bırakıldığı andaki minicik değişikliklerden dolayı asla aynı hareketi bir daha elde edemeyecek. Bu hareket evrenin tarihinde sadece 1 kez olacak.” dedi.
Tabiata baktığımızda gördüğümüz bazı biçimler olduğunu ve bu biçimleri okulda öğrendiğimiz geometrik şekillerle açıklayamadığımızı vurgulayan Doç. Dr. Canan, “Bunları fraktal geometri ile açıklıyoruz. Bilgisayar ortamında incelediğimizde bunlar sonsuz ayrıntıya sahipler, kendini tekrar, tekrar, tekrar eden biçimleri var, doğadaki biçimlerine çok benziyorlar ve geometriden temelde farklı bazı esaslar içeriyorlar. Örneğin sizi etkilemeye veya gerçek olduğuna inandırmaya çalışan görsel sanatta fraktal geometri karşımıza çıkıyor. James Cameron’un Avatar filmi… Gördüğünüz sahnede gerçekten çekilmiş hiçbir şey yok, her şey bilgisayarda yapılmış. Fakat yaprakların yüzeyinden yaratığın görüntüsüne ve seslere kadar fraktal geometri kullanıldığı için kamera ve mikrofon yaklaştıkça daha gerçekçi bir görüntü ve ses hissine kapılıyorsunuz. Sinema için en büyük buluşlardan biri oldu bu.” diye konuştu. Doç. Dr. Canan, borsanın seyrinden insan vücuduna kadar pek çok alanda fraktal geometrinin olduğunu da sözlerine ekledi.