15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü kapsamında, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlük binasına anlamlı bir projection mapping gösterisi yansıtılacaktır.
“Geceyi Aydınlatan Işık: Karanlığı Yırtan Direniş” başlıklı bu özel çalışma, 15 Temmuz gecesi milletimizin karanlığı nasıl yırtarak aydınlığa ulaştığını, soyut ve etkileyici bir anlatımla aktaracaktır. Gösteride, o gece yaşanan önemli gelişmeler; minimalist grafik efektler, ışık dalgaları, tank ve halk siluetleri, data wave akışları ve kırmızı-beyaz ışık kompozisyonlarıyla sahnelenecektir. Bu anlatı, izleyenlere bir milletin birlik, cesaret ve demokrasi mücadelesini yeniden hatırlatacaktır.
Gösteri, her biri belirli bir olayı temsil eden bölümlerden oluşacak; her bölüm, sahne kompozisyonlarıyla bütüncül anlatıyı destekleyerek izleyicilere gece boyunca yaşanan gelişmeleri aşama aşama aktaracaktır.
- Bölüm: Sessiz Gece 15 Temmuz 2016 Cuma günü, Türkiye genelinde yaz akşamının dinginliği hakimdi. Saat 21.30 civarında şehirlerde, mahallelerde ve köylerde insanlar günlük yaşamlarını sürdürmekteydi. Bazıları işten dönüyor, bazıları cami avlularında yatsı namazını bekliyor, bazıları ise televizyon karşısında dinleniyordu. Medyada, siyasette ya da sokakta herhangi bir olağanüstü durumun belirtisi bulunmamaktaydı. Bu bölümde, bina cephesi karanlık bir fon üzerinde sakin yıldız parıltılarıyla aydınlatılacak ve henüz fark edilmeyen yaklaşan tehlikenin öncesindeki doğal huzur atmosferi yansıtılacaktır.
- Bölüm: Tankların Gölgesi Saat 22.00’ye yaklaşırken, İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü tanklar tarafından kapatıldı. Ankara’da Genelkurmay Karargâhı önünde askerî hareketlilik başladı. İlk başta trafik kazası ya da tatbikat zannedilen bu durum, birkaç dakika içerisinde sosyal medya paylaşımları ve televizyon alt yazılarıyla halk arasında tedirginlik yarattı. Tankların, askerlerin ve ağır silahların şehir siluetine düşürdüğü baskı ve tehdit gölgesi, bina cephesine karanlık siluet animasyonlarıyla yansıtılarak izleyiciye aktarılacaktır.
- Bölüm: Darbe Bildirisi Saat 23.00 sularında TRT binası, askerî birlikler tarafından ele geçirildi. Spiker Tijen Karas’a, hazırlanan darbe bildirisi zorla okutuldu. Bildiride, ordunun yönetime el koyduğu ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği duyuruluyordu. Türkiye tarihinde benzerlerini yaşamış olan halk için bu görüntüler, bir anlık şok etkisi yaratmış; televizyon ekranından yayılan bu baskıcı, dayatmacı ve karanlık metin, tüm ülkenin üzerine çöken bir sis perdesi gibi hissedilmiştir. Bu sahnede bina cephesine, soyut tipografik ışık animasyonlarıyla bildirinin ortaya çıkışı ve çözülüşü metaforik olarak işlenecektir.
- Bölüm: Umudun Işığı (FaceTime Çağrısı) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23.30 ile 00.00 saatleri arasında CNN Türk yayınına FaceTime üzerinden bağlandı. Yayında, tüm vatandaşları meydanlara inmeye, demokrasiyi savunmaya ve direnmeye davet etti. Bu an, darbe girişiminin seyrini değiştiren, karanlık gecede bir ışık kıvılcımı etkisi yaratan kritik bir kırılma noktası olmuştur. Bölümde, bina cephesine…
- Bölüm: Halkın Direnişi 00.00’dan itibaren, İstanbul, Ankara ve tüm Türkiye’de halk sokaklara çıkmaya başladı. Kadınlar, erkekler, gençler ve yaşlılar, her meslek ve sosyal sınıftan insan, ellerinde bayraklarla tankların önüne yürüdü. Ankara’da Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı bombalandı; birçok polis şehit oldu. İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nde askerlerin açtığı ateşe rağmen halk geri çekilmedi. Bu bölümde, bina cephesine minimal insan siluetlerinin birleşerek tank gölgelerine karşı yürüdüğü, tankların ışıkla çözülerek yok olduğu sahneler yansıtılacaktır. Böylece halkın birleşerek karanlığı yırtan kolektif direnişi temsil edilecektir.
- Bölüm: Şafak ve Bayrak Saat 04.00 sonrasında darbeci askerler teslim olmaya başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte darbe girişiminin başarısız olduğu açıklandı. Selalar okundu, minarelerden dualar yükseldi. Meydanlarda sabahlayan halk, gökyüzünde dalgalanan Türk bayrağıyla zaferin ve demokrasinin simgesini yeniden gördü. Bu son bölümde, cephe tamamen dalgalanan kırmızı-beyaz Türk bayrağına dönüşecek; finalde ise “Unutmadık, Unutmayacağız” sloganı güçlü beyaz harflerle belirecektir. Böylece gösteri hem zaferi hem de şehitleri anan kalıcı bir mesajla sona erecektir.
Sonuç: Bu çalışma, 15 Temmuz gecesi yaşanan olayları, tarihsel gerçekliğin ötesine taşıyarak, izleyicinin zihninde soyut bir ışık yolculuğuna dönüştürmektedir. Projection mapping yöntemi, binanın durağan cephesini, toplumsal hafızanın katmanlarına açılan bir perdeye dönüştürürken, mimari yüzeyi, zamansal bir anlatı platformuna çevirmiştir. Her bölüm, karanlıktan ışığa uzanan bir hareketi temsil eder. Karanlık, sadece fiziksel bir yokluk değil baskının, tehdidin ve umutsuzluğun metaforudur. Işık ise yalnızca bir aydınlatma unsuru değil direnişin, birleşmenin ve umudun kendisidir.
Gösterinin teknik altyapısı, minimalist grafik efektlerden data wave ışık akışlarına, tank ve insan siluetlerinin gölge oyunlarından dalgalanan Türk bayrağı animasyonlarına kadar her katmanda, ışığın biçimsel ve kavramsal değerini vurgulamaktadır. Projection mapping teknolojisi, ışığı yüzeyde yansıyan bir görüntü olmaktan çıkarıp, mekanla bütünleşen, onu dönüştüren bir kavrama dönüşür. Bu dönüşüm, karanlıkta kaybolan gerçeklerin, ışıkla yeniden görünür kılınmasını simgeler.
“Geceyi Aydınlatan Işık: Karanlığı Yırtan Direniş” gösterisi, teknik olarak ışığın yapı yüzeyine kusursuz oturması, formu sarmalaması ve cephe geometrisiyle eş zamanlı bir koreografi kurması üzerine kurgulanmıştır. Kavramsal olarak ise ışığın; umudu, direnişi ve sonsuz hatırlamayı temsil eden bir varlık olduğuna işaret eder. Bu gösteri, geceyi delip geçen bir ışık huzmesi gibi, bir milletin karanlığa karşı koyma iradesini görünür kılmakta; izleyenlere, her ışığın ardında bir direniş, her karanlığın ardında ise sonsuz bir aydınlık olduğu gerçeğini hatırlatmaktadır.
