Güvenlik Uzmanı ve Yazar Mete Yarar, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde (AİBÜ) Zeytin Dalı Operasyonu ile ilgili düzenlenen konferansta, “Türkiye, 2008’den sonra bölgede neler yaşanacağını çok iyi bir şekilde ön görerek bu iki devrim gibi operasyonu (Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı) gerçekleştirmiştir. Afrin Operasyonu, dışa bağımlı olmadan sürdürdüğümüz belki ilk büyük sınır ötesi operasyondur.” dedi.
AİBÜ Akademik Düşünce Eğitim Medeniyet Topluluğu (ADEM) ve Genç Memur-Sen Bolu tarafından düzenlenen “Her Yönüyle Afrin Harekâtı” konulu konferans ve imza gününe, uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapmış Güvenlik Uzmanı ve Yazar Mete Yarar konuk oldu. İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi salonda gerçekleştirilen konferansa, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vahdettin Çiftçi, Genel Sekreter Doç. Dr. Samettin Gündüz, Memur-Sen İl Temsilcisi Ahmet Koçak, Eğitim-Bir-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Tahir Düş, Genç Memur-Sen İl Temsilcisi Adem Öztürk, öğretim elemanları, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Konferans, vatan savunmasında şehit düşen tüm güvenlik görevlilerimiz için okunan Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Sonrasında ADEM Topluluğu Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Sena Arvas, selamlama konuşması yaptı. Arvas, “Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu devletimizin bekaası için büyük öneme sahiptir. Kısıtlı zamanını bize ayırarak bu operasyonlar hakkında bizi bilgilendirecek olan Mete Yarar Bey’e ve katılımlarınız için burada bulunan herkese çok teşekkür ederim” dedi.
Mete Yarar konferansına, Zeytin Dalı Operasyonu’nun gerçekleştirilmesine yol açan olayları günümüzden geçmişe doğru sıralayarak başladı ve “Görüyoruz ki bugün yaşananların hiçbiri sürpriz değil aslında. Tüm bunlara karşın Türkiye, Afrin Harekâtı ve Fırat Kalkanı ile ilk kez kararlılığını ortaya koymuştur.” diye konuştu.
Türk yapımı Bayraktar isimli İHA’yla bölgede çekilen görüntülerden örnekler izlettiren Yarar, “Afrin Operasyonu’nda arazide kim geziyorsa Silahlı Kuvvetlerin bir unsuru muhakkak teröristleri görüyor ve anında etkisiz hale getiriyor. Şimdi böyle bir ordunun karşısında herhangi bir terör örgütünün direnmesi mümkün müdür? Bırakın terör örgütünü normal nizami bir kuvvetin bile direnmesi mümkün değildir.” şeklinde konuştu.
“Afrin Operasyonu’nda Kullandığımız Tüm Ekipmanlar Bize Ait”
ABD’nin terör tehdidi sebebiyle, ilgili NATO maddesini ilk kez uygulatarak Afganistan’a girdiğini hatırlatan Yarar, ABD’nin o dönemde, bölgede, 4 bin İHA ve SİHA kullanarak operasyonlar yaptığını söyledi. Türkiye’nin aynı gerekçeyle satın almak ya da kiralamak istediği 2 İHA’nın ise verilmediğini vurgulayan Yarar, tüm bunlara karşın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin Operasyonu’nda 60 yerli İHA ve SİHA’yla görev yaptığını kaydetti.
Terörle mücadelede milli ve yerli kararlar verecek insanların önemine vurgu yapan Yarar, özetle “Afrin Operasyonu’nun devrim niteliğindeki özelliği, dışa bağımlı olmadan sürdürdüğümüz belki ilk büyük sınır ötesi operasyon olması. Ekipman, tesisat ve mühimmat anlamında neredeyse dışa bağımlı değiliz. Bunu yapabilecek olan akla, milli değerlere ve milli adamlara ihtiyaç vardı. Ülke, yaklaşık 20 yıldan beri buraya gelebilmek için inanılmaz bir çaba sarf etti. Şu anda kullandığımız tüm ekipmanlar bize ait.” ifadelerini kullandı.
Mete Yarar, Türkiye’nin gönüllü askerlerden kurduğu profesyonel bir orduyla Afrin Harekâtını gerçekleştirdiğini anlatarak, özetle “Bizim şu anda meskun mahalde çatışmaya giden, teröristlerle mücadeleye giren eğitilmiş asker sayımız birçok gelişmiş ülkeden kat kat fazla. Eğitim almış, sahada bunu deneyimlemiş ve bunu gönülden yapan bu kuvvet çarpanının karşısında inanın korkuyorlar. Bu övünç, hepimizin. Emin olun, bu mayadan kötü bir şey çıkmaz.” diye konuştu.
Hediye takdiminin ardından Mete Yarar kitaplarını imzaladı.