Öğrencilere “Kur’an Işığında Beden Dili” Semineri Verildi

    BAİBÜ Akşemseddin İslami İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından AKİMER KONFERANSLARI kapsamında öğrencilere “Kur’an Işığında Beden Dili” semineri gerçekleştirildi.

    İzzet Baysal Kültür Merkezi Mavi Salonda düzenlenen seminere; öğretim elemanları, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlarımız katıldı.

    Seminerde İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve AKİMER Müdürü Doç. Dr. Şaban Karasakal, “Biz de Lisân-ı Hâl, İngilizce’de Body Language ya da diğer dillerde farklı şekillerde ifade edilen iletişim, diksiyon ve beden dili gibi birtakım disiplinlerin amacı nedir? Sadece canlılarla mı iletişim var? Allah’ın kuluyla, kulun Allah’la iletişimi konusunda ne diyeceğiz? Bu iletişim değil mi? Bugün kapitalist bir dünyada seküler bir bakış açısı ile sadece ikili iletişim olarak bakıldığı için sosyal yüzler çoğaldı. Yüzünde şöyle bir ifade varsa bu, şu demek oluyor diyorlar. Oysa Kur’an’da Bakara Suresi’nde ve pek çok ayette bedeni, ruhu yaratan Allah: “İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatındaki sözleri sizin hoşunuza gider. Halbuki en büyük düşmandır.” buyurmaktadır.” diye konuştu.

    Kur’an’da iletişimle ilgili pek çok söz geçtiğini anlatan Doç. Dr. Karasakal, özetle “Beden dili denilince Kur’an’da birçok organla alakalı bilgiler geçmesine rağmen, kulak, göz ve kalpten daha çok söz edilir. Beden, ruhun dilidir. Davranışların arka planında kalp vardır. Kalp ve baştaki organlar çok fazla önemsenir ve daha çok geçer Kur’an’da. İnsanın sorumluluğu Kur’an’da kalp, göz, kulak ve el üzerinden ifade edilir. Kur’an, bunları niye verdiğini açıkça anlatmıştır. Bunlarla ilgili pek çok ayet vardır. Örneğin gözün verilişi; ilim öğrenmek, doğru yolu bulmak, iç huzura kavuşmak ve gözlemlemektir. İsra Suresi 36’ncı ayette de diyor ki: “Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Kalp, göz ve kulak bütün yaptıklarından sorumludur.” Kalbin ameli olduğu gibi her amelin de kalbi vardır. Hayal kurmak, hafıza, tefekkür olmasaydı kalbin dili olmazdı. O zaman sorumlu da olmazdık. Akıl kelimesi Kur’an’da hiç isim olarak geçmez, hep fiil olarak geçer. İşlevsel olması için. Yani aklını kullanan öne çıkar.” ifadelerini kullandı.

    “Ahlâkımız düzelmeden ahvalimiz düzelmeyecektir.” diyen Doç. Dr. Şaban Karasakal, sözlerini “Dünya’ya İslâm, İslâm’a Müslüman lazım.” diyerek tamamladı.

    Kişisel Gelişim Uzmanı Mazhar Doğmuş ise, Peygamber Efendimizin bir Hadis-i Şerifi’nde “Yavrucuğum, aile fertlerinin yanına giderken selam ver ki ev halkına bereket gelsin.” buyurduğunu belirterek, iletişimin önemini vurguladı ve iletişimin en etkili şekilde selamla başladığını söyledi.

    Mazhar Doğmuş, iletişim, etkili iletişim yöntemleri, beden dilini okurken dikkat edilmesi gerekenler, iletişim alanları ve kişilik karakterleri hakkında bilgi verdi.

    Konferansın sonunda Doç. Dr. Şaban Karasakal ve Mazhar Doğmuş’a hediye takdiminde bulunuldu.

    Önceki İçerikÜniversite Erkekler Voleybol Turnuvasında Şampiyon İİBF
    Sonraki İçerikHukuk Fakültesi Üniversitemize Hayırlı Olsun