İskilip Meyveciliği Her Yönüyle Üniversitemizde Düzenlenen Çalıştayda Ele Alındı

    Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi ile Bolu Çorum İskilipliler Derneği tarafından “Aromatik İklim Kuşağındaki İskilip Meyveciliği ve Tescillenmiş İskilip Meyveleri Çalıştayı” düzenlendi.

    Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen çalıştaya, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Ağcan, Bitlis eski Valisi ve İstanbul Küçükçekmece Kaymakamı Orhan Öztürk, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vahdettin Çiftçi, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, siyasi parti ve STK temsilcileri, akademisyenler, İskilip’ten gelen konuk akademisyenler, yöneticiler ve sektör temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

    Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Bolu Çorum İskilipliler Derneği Başkanı Başkanı Fikret Kısar, “Bu bereketli topraklar, kokusuyla, tadıyla, kendine özgü en az 15 çeşit elma, 10 çeşit armut, 5-6 çeşit üzüm ve kendine has tat ve aroması olan İskilip ceviziyle meşhurdur. İlçemize yaptığı hizmetlerden dolayı birçok dostumuzun hocası Seyit Mehmet hocam, Bolu’daki üniversitemiz İzzet Baysal Üniversitesi’nin Rektörü Mustafa Alişarlı hocam ve Ziraat Fakültesi’nin kurucu dekanı Vahdettin hocam da Seyit Mehmet hocamın talebesidir. Kendilerine bu çalıştaydan ötürü teşekkür ediyorum. Ayrıca Ziraat Fakültesi’nin dekanı Turan Karadeniz hocam da 20 yıl boyunca İskilip’e giderek buradaki elmaların, armutların, üzümlerin tescillenmesinde büyük emeği geçmiştir. O’na ve ekibine de şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.

    İskilip Tarımı Geliştirme Derneği Başkanı Osman Çakır ise, başta Seyit Mehmet Şen ve Turan Karadeniz olmak üzere İskilip’in gelişmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu hocalarımız yıllarca İskilip’e geldiler ve ilçeyi marka yapmak için hatta dünyaya açmak için gayret gösterdiler. Ben emekli öğretmenim. Bir eğitimci olarak doğduğum topraklara ve tarım sevdalısı olarak İskilip’e ne yapabilirim diye düşündüm. Tarımı seven insanlarla birlikte bu derneği kurdum. Biz bu yola çıktığımızda üniversiteyle çalışmaya başladık. Karşımıza yine Seyit hocamızın bir talebesi çıktı, bizi yönlendirdi. Bu bizim vizyonumuzu genişletti. 3 yıl içinde 100 bin cevizi seçtik. Çok üstün vasıflar bulduk. Şu anda çilek ekiminin yanı sıra üstün vasıflı cevizlere sahibiz.” diyerek tescillenen 5 meyve örneğini konuklara anlattı.

    Rektör Alişarlı: “İskilip’teki Meyve Kaynaklarının Üniversitemizde Konuşuluyor Olması Bizim Türkiye Meyveciliğine Verdiğimiz Önemi de Gösteriyor”

    Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı ise yaptığı konuşmada, “Ümit ederim faydalı bir çalıştay olur. Bu tür çalışmaları Rektörlük olarak her zaman destekliyoruz. İskilip’teki meyve kaynaklarının üniversitemizde konuşuluyor olması bizim Türkiye meyveciliğine verdiğimiz önemi de gösteriyor. Sadece bölgenin sorunlarıyla değil, ülkemizin tüm sorunlarıyla ilgileniyoruz. Tanıtılması gerekenlere talep edildiğinde hep olumlu cevaplar veriyoruz. Bu çalıştayda bunlardan bir tanesi.” dedi ve yöresel meyvelerin faydasını bir hatırası eşliğinde konuklarla paylaştı.

    Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vahdettin Çiftçi ise, emeği geçenlere teşekkür ederek, verimli bir çalıştay olmasını temenni etti ve çalıştay konularının geniş bir mecrada ses getirmesinin, tabana yayılarak insanlar tarafından benimsenmesinin önemine değindi.

    Bitlis eski Valisi, İskilip eski Belediye Başkanı ve İstanbul Küçükçekmece Kaymakamı Orhan Öztürk ise, bir memleketin meyvesi ve sebzesinin tescil edilmesi, tanıtılması ve tarımı ile ziraatinin yaygınlaştırılmasının önemli olduğunu ifade ederek, “Bu çalıştay, memleket aşkıyla bu işe gönül vermiş insanların başlattığı çalışmaların geldiği güzel bir sonuç. İnşallah hayırlı olur. Bu çalışmaların son derece önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Ülkemize dışarıdan gelen ithal tohum, meyve ve sebze fidanlarına karşın bu çalışma bir şeyleri kurtarma adına son derece önemli. İskilip’le sadece gönül bağı olan hocalarımızın çalışmaları sayesinde bugünlere geldik. Kendilerine teşekkür ediyorum. İnşallah bu çalışma, tescillenerek, üretimi artırılarak, teşvik edilerek, örnek bir çalışma haline gelir.” diye konuştu.

    Bolu Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Ağcan ise, “Şehirlerin fiziki kalkınması kadar bu tür değerlerin de ortaya çıkarılıp özellikle gelecek nesillerimize sunulması çok kıymetli. Bolu Belediyesi olarak unutulmaya yüz tutmuş, artık bizlerin bile tanımakta zorlandığı, gelecekte de çocuklarımızın bilemeyeceği ürünleri, değerleri ortaya çıkarıp ve bunu Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirirek gelecek nesillere aktarmayla ilgili çalışmalarımız bulunuyor. Bunun için de üniversitemizden azami oranda istifade etmekteyiz. Ben bu çalıştayın tüm sektöre yeni vizyonlar katacağını, yeni ufuklar açacağını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen’in yaptığı çalıştaya geçildi. Çalıştayda ilk sunumu Ziraat Yüksek Mühendisi Mustafa Serdar Çorumlu, “İskilip’te Tarımsal Potansiyel ve Meyvecilik Kültürü” konusunda yaptı.

    “İskilip, Birçok Meyvenin Gen Merkezi”

    İskilip’te meyveciliğin avantajlarını ilçenin arazi yapısı, toprak yapısı, iklim, rakım ve sulama olarak 4 bölüme ayırarak yapan Çorumlu, özetle “Kızılırmak deltasında bulunan İskilip’in ova köylerinde, özellikle Obruk barajına yakın yerlerde örtü altı yetiştiriciliğe uygun çok büyük arazi kümeleri bulunmakta. Bunun yanında bu araziler sanayiye yönelik sebze üretimine çok uygun potansiyele sahipler. Kızılırmak deltasında yoğun bir mikroklima iklim var. Burada seracılık faaliyetleri de başladı. Dağ köylerinde ise halen bozulmamış meralar var. Ayrıca ceviz gibi yüksek rakımlarda iyi sonuç veren meyveler gelir kaynağı olmaya başladı. Bunların yanında kuşburnu, kızılcık ve mantar gibi orman ürünlerimiz var. İskilip toprakları potasyum açısından zengin topraklar. Arazinin geneli meyvecilik ve sebzeciliğe uygun verimli topraklardır. İskilip, birçok meyvenin gen merkezi. Yörede yetiştirilen meyvelerin iklim, coğrafi şartlar ve mikroklima bölgeler sayesinde aromatik özellikleri ve renkleri çok iyi. Yaptığımız çalışmalarda sadece İskilip’te 40’ın üzerinde elma, 60’ın üzerinde armut ve ayva, 18’in üzerinde üzüm ve yüzlerce ceviz, badem, alıç ve kızılcık tipi tespit ettik. Tespit edilmeyi bekleyen daha binlerce tip meyve olduğu da kesin.” ifadelerini kullandı.

    “İskilip Cevizleri ve Cevizin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri” konusunda sunum yapan Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen ise, bir ülkede tarım gelişmeden sanayinin gelişemeyeceğini vurgulayarak, koruyucu hekimlik olarak nitelediği tarımın sağlıklı beslenmedeki önemini anlattı.

    “Ceviz, doymamış yağ ve aminoasitler bakımından çok zengin bir meyvedir. Esansiyel yağ ve esansiyel proteinler açısından da çok zengindir.” diyen Prof. Dr. Şen, özetle “ Günde 30 gr. cevizi yani 5-6 tane cevizi mutlaka yemeniz lazım. Bu kadar cevizde yaklaşık 3 gr. civarında omega 3 vardır ve yetişkin bir insanın omega 3 ihtiyacı bu kadardır. Cevizi son yıllarda öne çıkaran omega 3 yağıdır. Oysa 1 gr. balık yağı haplarında sadece 100 miligram omega 3 var. Ceviz, omega 3, 6 ve 9 açısından yani doymamış yağlar açısından zengindir. Düzenli ceviz yiyen insanlar alzheimer ve parkinson olmaz. Ceviz, kiloyu dengeler. 40 yaşından itibaren azalan melatonin hormonu yine cevizde bulunur. Anti aging yani yaşlanmaya karşı bir hormondur bu. İyi kolesterolü artırır, kötü  kolesterolü düşürür. Glisemik indeksi en düşük gıdalar arasında yer alır. Karbonhidratlara göre uzun süre tokluk hissi verir ama fındık ve badem gibi mutlaka kavrulmadan yenmesi gerekir. Baklava ve böreğe koymak cevize ihanettir. Lif bakımından zengin bir meyvedir. Önemli bir antioksidan maddedir. Kadınlarda safra kesesi taşı oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Ceviz ye, sağlıklı yaşa.” diye konuştu.

    “İskilip’e Özgü 3 Elma ve 2 Armut Çeşiti Tescillendi”

    Prof. Dr. Turan Karadeniz ise, İskilip’te yaptıkları projeler ve bunların sonuçları hakkında fotoğraflar eşliğinde bilgiler vererek, özetle “Bu çalışmalarda 3 elma, 2 armut tescillendi. Armut, elma ve ceviz çeşitleri var tescillenmeyi bekleyen. Mor elma bunlardan biri, Türkiye meyveciliğine kazandırdığımız bir meyve. Depolanmaya dayanıklı bir meyve. Anti diyabetik özellikleri olduğu araştırmalarda ortaya çıkıyor. Giresun’un Piraziz ilçesindeki Piraziz elması da buna benzer bir elma. Bu elmalar çok kıymetli. Bu sebeple çalışmalara bu elmayı tescilleyerek başladık. Yöresel ismi Yivlik elması ama Misket elması olarak tescillendirildi. Müslüme elması, özelliği dış kabuğu yağlı, mumsu bir yapıya sahip. Bu da depo ömrünü uzatıyor. Kemik kırıklarının iyileştirilmesinde kullanılıyor bu elma yine. Tescile hazırlanan çeşitler var. Tergöynek elması, Afun elması, yazlık bir çeşit. Kadeis elması yine o yörede çok tutulan bir elma çeşidi. Çok verimli bir elma çeşiti. İnşallah bunları da meyveciliğimize kazandırdığımızda çok faydalı olacaklar. Tatlı Tengerlek elması, yine adayımız. Tencere, çok iri olan bir çeşit adayımız. Garip elması da tescile hazırlanan adaylarımızdan. Yine 2 armut çeşiti tescillendi. Kadı armutu, yazlık bir çeşit. Çok hoş bir armut. Yine Turanbey armutu, tescillenen çeşitlerimiz arasında. Turanbey armutu, Deveci armutuyla yarışacak bir armut çeşiti. Marsuvan, Zarif ve Göksulu ise tescile hazırlanan armut çeşitleri arasında yer alıyor. 1 ceviz çeşiti tescile hazırlanıyor. Bunları da inşallah önümüzdeki yıllarda ülkemiz meyveciliğine kazandıracağız.” ifadelerini kullandı.

    Üzümsü Meyve Yetiştiriciliği konusunda bilgi veren Doç. Dr. Muttalip Gündoğdu ise, İskilip’teki kızılcık, çilek, erik, kuşburnu, ahududu, böğürtlen, gilaburu ve karadut yetiştiriciliği hakkında bilgi vererek, “Örneğin İskilip’te kızılcık üretimi yapılıyor. Son dönemlerde potansiyeli artan bir meyve türü. Çünkü kızılcığın aroması içerisinde bulunan bazı biyokimyasallar ekstraksiyon aşaması gerçekleştirilerek bunların kimyasal madde olarak sağlık sektöründe ihracatı söz konusu. İçerisindeki bir maddenin ekstraksiyonu yapıldığı zaman 1 gramı 400 avroya satılıyor. Yöresel ürünleri üretelim tabii ki fakat bunun sanayi kolunu her zaman ihmal ediyoruz diye düşünüyorum. Katma değeri yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Bu konuda eksiğimiz olduğunu düşünüyorum. Özellikle kızılcık bunlardan biri.” dedi ve İskilip’in organik tarım üretim merkezi haline getirilebileceğini örneklerle anlattı.

    Dr. Mehmet Emin Akçay ise “İskilip Meyvelerinde Çeşit Geliştirme ve Ülkemiz Meyveciliğine Kazanımlar” konusunda sunum yaptı. Mor Elma, Kara Müslüme, Misket Elması, Turanbey Armutu ve Kadı Armutu ile bazı ceviz çeşitlerinin tescil süreçleri hakkında bilgi verdi. Soruların cevaplandırılmasının ardından sunum yapan öğretim üyelerine teşekkür belgeleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi. Çalıştayın sonunda tüm konuklara İskilip dolması ikram edildi.

    Önceki İçerikHindistan’da Türk Mutfağını Tanıttı
    Sonraki İçerikTaziye Mesajı