Buhara’dan Bolu ve Bosna’ya Ahmet Yesevi’nin İzleri konferansının konuşmacısı Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuzhan Aydın, Kafkaslardan Balkanlara Kudüs-ü Şerif’ten Anadolu’ya Ahmet Yesevi’nin izinden giden manevi mihmandarlarımızı ve medeniyet şiarımızı, şiirler ve tarihi olaylara dayanan hoş üslubuyla anlattı.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Gençlik Merkezi ve Motif Anadolu Kültür ve Sanat Derneği (MAKSAD) tarafından düzenlenen konferansa; Genel Sekreter İhsan Ağcan, Bolu Müftüsü Hüseyin Demirtaş, 20. Dönem Bolu Milletvekili Mustafa Yünlüoğlu, İletişim Koordinatörü Doç. Dr. Ercan Aktan, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Mustafa Süs, MAKSAD Başkanı Fatih Peker, BAİBÜ Genç Ofis sorumlusu Gençlik Lideri Fatih Temel, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Türkistan’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkanlar’a en çok mevlidi bilinen kişinin Süleyman Çelebi olduğunu belirten Doç. Dr. Aydın, “Süleyman Çelebi’nin mevlidi aynı zamanda Anadolu’daki Fetret dönemini bitirmiş. Timur’un 1402’de Yıldırım Beyazıt’ı yenmesiyle Anadolu bir fetret dönemine girmiş. Süleyman Çelebi, Mevlid-i Şerif’i yazmış. O Mevlid- i Şerif’in adı Vesîletü’n Necât’tır, yani kurtuluş reçetesidir. O günün insanlarının gönüllerini telif etmiş, bir ve beraber olmasını sağlamış, Osmanlı toplumunu ayağa kaldırmış. Onun için İstiklâl Marşımızdan evvel, Anadolu’nun ilk kuruluş ve kurtuluş metni Mevlid-i Şerif’tir. İkinci metin de merhum Mehmet Akif’in Tâceddin Dergâhı’nda kaleme aldığı İstiklâl Marşı’dır. Yunanlar Bursa’ya girmiş, Polatlı’dan top sesleri duyuluyor. Mehmet Akif Ersoy, Tâceddin Dergâhı’nda İstiklâl Marşı’nı kaleme alıyor. Allah hepsine rahmet eylesin. Mevlid-i Şerif, sadece o günlerde mi Fetret’i bitirmiş? Etkisi halen devam ediyor çok geniş bir coğrafyada halen Mevlit okunuyor. Bu, milletin Peygambere sevgisini aşikâr bir şekilde gösteriyor.” dedi.
“Ahmet Yesevi, Anadolu’nun manevi mihmandarıdır.”
Sahabelerin, gönlünde ilahi bir coşkuyla Anadolu’ya, Türkistan’a, Balkanlara kadar dünyanın her bir yanına ulaşarak mühür bastığını vurgulayan Doç. Dr. Aydın, sahabelerin gittikleri yerlerde etkiledikleri insanlarla medeniyet oluşturduklarını buna en güzel örnek olarak Ahmet Yesevi’nin de bu medeniyet şiarı kapsamında Anadolu ve Balkanları Müslümanlaştırdıklarını belirtti.
Aydın: “Anadolu’ya giriş yapan Sultan Alparslan’dır. Maddi fethi Alparslan’la birliktedir. Malazgirt’ten evveldir. 5 Ramazan 1064 yılında Sultan Alparslan Kars’a geliyor. Kars, bizim serhat şehrimizdir. Diyor ya ‘Öyle mi Kars elinde/Çığ kopar kar selinde/Bir milyon şehit yatar/Mübarek Kars ilinde…’ Milyonlarca şehidin yattığı yerdir Kars vilayetimiz. Her vilayetimiz öyle. Aşık Şenlik’i duydunuz mu? Dede Korkut gibi, Ahmet Yesevi gibi. 93 Harbi’nde Kars, Rus ve Ermeni mezalimine düçar kalınca Şenlik Baba sazını kaldırmış, Verilmeyecek şeyler vardır/Şan gibi, şeref gibi/Kars gibi, Ardahan gibi…Bunu Rus kumandan duymuş. Halkı galeyana getiren kim? diye sormuş. Zannetmiş ki Şenlik, Rus’a methiye düzecek. Şenlik sazını kaldırmış, Ehli İslâm olan işitsin, bilsin/Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana/İsterse uruset ne ki var gelsin/Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana demiştir. Şenlik, halkın duygularını dile getirmiştir.” dedi.
Aydın, Sultan Alparslan Anadolu’nun maddi mimarı ise Aşık Şenlik, Ahmet Yesevi gibi insanlar ve Alperenler de manevi mihmandarlarıdır şeklinde konuştu. Doç. Dr. Oğuzhan Aydın, konferansla ilgili sorduğu soruları doğru yanıtlayan öğrencilere kitap hediye etti. Soru cevap bölümünün ardından plaket takdimi yapıldı.